Geleceğin sağlıkçılarına gönül desteği

Türk Eğitim Vakfı (TEV), Voonka öncülüğünde 'Destek Hayat Değiştirir' projesi ile ''Geleceğin sağlık çalışanlarına'' eğitim desteği vermeyi amaçlıyor. On beş ünlü ismin ilham verici destek hikâyelerinin kitaplaştırıldığı proje kapsamında TEV-Voonka Geleceğin Sağlık Çalışanları Burs Fonu'na yapılacak bağışlar geleceğin sağlık çalışanlarının eğitimleri için kullanılacak.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Kendimizi en umutsuz, en çaresiz ve çıkışsız hissettiğimiz zamanlarda bazen bir tebessüm ya da sessizce bizi teselli eden samimi bir yürek hayatımızda çok derin iz bırakır. Pek çoğumuzun hayatında değişimlere, dönüşümlere yol açan, bize belki hiç farkında olmadığımız biçimlerde destek olanlar vardır. İşte böylesi desteklerin dönüştürücü gücünden hareket eden Türk Eğitim Vakfı (TEV), Voonka öncülüğünde 'Destek Hayat Değiştirir' projesi ile "Geleceğin sağlık çalışanlarına" eğitim desteği vermeyi amaçlıyor. On beş ünlü ismin ilham verici destek hikâyelerinin kitaplaştırıldığı proje kapsamında TEV-Voonka Geleceğin Sağlık Çalışanları Burs Fonu'na yapılacak bağışlar geleceğin sağlık çalışanlarının eğitimleri için kullanılacak.

Görsel yönetmenliğini fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut'un üstlendiği "Destek Hayat Değiştirir" projesinde; TEV Genel Müdürü Yıldız Günay, tasarımcı Bünyamin Aydın, milli tenisçi Çağla Büyükakçay, yönetmen oyuncu Haldun Dormen, tiyatrocu-oyuncu Rutkay Aziz, Dünya Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen, Karşıyaka Basketbol Takımı Baş Antrenörü Ufuk Sarıca ve oyuncu Yetkin Dikinciler gibi isimler hayatlarını değiştiren destek hikâyelerini paylaştılar. O isimlerden Yıldız Günay, Şahika Ercümen ve Yetkin Dikinciler'e hayatlarını etkileyen destek hikâyelerini sorduk.

YILDIZ GÜNAY

TÜRK EĞİTİM VAKFI GENEL MÜDÜRÜ

Destek dediğimizde ilk olarak aklımıza maddi destek konusu geliyor. Muhakkak bu işin bir maddi boyutu olması gerektiğini düşünüyoruz ama hayat değiştiren, o hayat yolunda devamı sağlayan her şey bir destektir bence. Birine yol göstermek, yol ayrımına geldiğinde hayal kurmasına yardımcı olmak ve gerektiği anda cesaret vermek de destek olmaktır.

Türk Eğitim Vakfı'nın verdiği her dört burstan bir tanesi geleceğin sağlık çalışanları içindir. Bu doğrultuda şu anda toplam burslarımızın yaklaşık bin beş yüzü sağlık sektöründe çalışacak öğrencilerimize veriliyor. Türkiye'de burs imkânlarıyla desteklenmesi gereken en önemli alanlardan biri sağlıktır. Çünkü ne kadar bilgi ve donanımla yetişen sağlık çalışanımız olursa, bu zor dönemleri atlatmamız da bir o kadar kolay olacaktır. 7

ŞAHİKA ERCÜMEN

HAYATIMDAKİ EN BÜYÜK DESTEĞİ DOĞADAN ALDIM

Desteğin kelime anlamından çok bana hissettirdikleri önemli bence. Mesela çocukken yaşamıma dokunmuş birinin hâlâ o etkisini hissedebilmek, kendimi bir bütün ve daha güçlü hissedebilmek gibi anlamlar ifade ediyor aslında terminolojik durumun dışında. Galiba desteği, yaşam yolculuğunda karşımıza çıkmış özel hediyeler veya hediye alışverişleri olarak adlandırabilirim. Birine destek olmak veya birine destek vermek...

Bana destek olmuş çok fazla insan var. Saymakla bitmez. Çünkü ben herkesten bir şey öğrenmeye çok açık bir insanım. Ama bunun dışında galiba en büyük desteği doğadan aldım diyebilirim. Çünkü benim hayatım tesadüfen denizle buluşmam sonucunda değişti.

Nasıl oldu bu değişim?

Evden çıkamadan, ilaçlarla yaşayan, astım hastalığıyla boğuşarak, nefes almakta zorlanarak geçen bir çocukluğun ardından, ilk defa suyla tanışıp, suyun altına girip nefesimi tutarak ilk dalışı denedikten sonra bütün dünyam değişti. Bir anda o masmavi dünyayı keşfetmeye başladım ve onun yaşamıma dokunduğu gibi ben de başka yaşamlara dokunabilme fırsatı buldum. Ne zaman bir derdim olsa, ne zaman bir mutluluğum olsa bunu gidip denizle paylaşıyorum. Doğa çok kuvvetli, bana her zaman bir şey öğretiyor, bir cevap veriyor ve kendimi doğadayken çok güçlü ve evimde hissediyorum. O yüzden en büyük desteği hayatım boyunca hep doğadan aldım diyebilirim.

Destek almak ya da vermek zorunluluktan ziyade çok açık bir formül bence. Çünkü ekosistem de böyle işliyor. Bir olmak diye bir şey var. Denizler yoksa biz de yokuz. Gezegene, canlılara, doğaya iyi bakmazsak olumsuz sonuçlar yaşıyoruz pandemi sürecinde gördüğümüz gibi.

Ben açıkçası suya duyduğum minnet duygusuyla yıllardır içinde olabildiğim denizle, doğayla ve çevreyle ilgili her projede çok aktif görev almaya çalışıyorum. Hatta kendimiz projeler üretmeye başladık. Bu sene ilk defa Birleşmiş Milletler beni Sudaki Yaşam Elçisi olarak görmek istediğini söyledi. Bu tabii çok başka bir sorumluluk ve aslında yapmak istediklerimi tüm dünyada yapabileceğim bir konuma getirdi beni. Dolayısıyla ben bana destek olan doğaya, yaptığım ve ses getirmeye çalıştığım projelerle bir şekilde o minnet duygumu yansıtmaya çalışıyorum.

Çevre dışında hangi sosyal sorumluluk projelerine destek oluyorsunuz?

Kadınlara şiddet, çocukların ve gençlerin eğitimi gibi parçası olduğum pek çok proje aslında "evim" olarak gördüğüm su altından topluma sesleniyor.

Hayalleriniz neler?

Ben bir kişinin bile dünyayı değiştirebileceğine inananlardanım. Önümüzdeki yıl dalış eğitimleriyle ne kadar çok çocuğa ulaşabilirsem benim için o kadar kıymetli diye düşünerek, hayata geçirmek istediğim bir dalış okulu projem var. Çocukluk hayallerimden biri beni yaşama geri döndüren su altı dünyasını başka insanlara, özellikle de gençlere ve çocuklara anlatabilmekti. Bunun için de bir çocuk kitabı yazdım. Daha fazla çocuğa su altını sevdirirken onu nasıl korumaları gerektiğini de anlatmaya çalıştım.

YETKİN DİKİNCİLER

GÜNEŞE BAKMAK BİR DESTEK, ÇÜNKÜ KALMAK İÇİN SEBEP ARAR İNSAN

Kavram olarak destek sanki bizim eksikliğini hissettiğimiz şeyin, elinde fazlaca olan tarafından bize verilmesi ya da eksikliğini gördüğümüz birine bir şekilde "Ya bu bende var" deyip hemen uzatabilmek. Bu bazen para olur, bazen bir bardak su olur. Ama çoğunlukla da psikolojik tarafı var. İnsanlar desteksiz yaşayamazlar. Yaşamın kendisi destek aslında. Güneşe bakmak bir destek, çünkü hayatta kalmak için sebep arar insan her gün. Gün doğmuştur, güneş bize destek olur. Bazen nefes almak ister, gökyüzüne bakar, şöyle temiz havayı içine çeker o destekle yapacağı her şeyi yapmaya başlar. Varoluş bir destektir. Varız diye ayaktayız, yaşıyoruz diye destek olmak zorundayız. Çünkü biz bu dünyaya desteksiz gelmedik. Öncelikle annemiz ve babamızın desteğiyle bu hayattayız.

Rahmetli anneannemin çocukluğumda bana ilk öğrettiği şey karşıdan karşıya geçmeye çalışan teyze ve amcalara yardım etmekti. Kendi kişisel belleğimde destek bana bunu da hatırlatıyor. Ama destek galiba en çok da hayatın paylaşılan bir bütün olduğunu idrak edip birlikte yaşama duygusudur.

Size en çok kimler destek oldu büyürken?

Bana destek olan o kadar çok şey var ve bilahare o kadar çok insan var ki birini anlatırsam diğerlerine haksızlık ettiğimi düşünebilirim. Ama söz konusu olan hayatın akışını birazcık olsun değiştirmekse o dönüm noktalarında bir iki şey aklıma geliyor. Anneannem Yörük'tü, kıl çadırlarda yaşayıp, göçenlerdendi. Denizli'nin Çal ilçesinin İsabey köyünde anneannem şalvarıyla yaşadı ama aynı zamanda şalvarını çıkarıp ebe hemşire olarak doğumlara giderdi, ebe anne olarak anarlardı onu. Benim için ilk destek anneannemdir. O beni her yere götürdü. Benimle her şeyi paylaştı ve biraz böyle ağlamaya başladığımda, canım sıkıldığında sebepsiz bazen, bazen ateşim yükseldiğinde, "Ne oldu yavrum?" diye sorardı. "Başım ağrıyor" derdim. "Şöyle bir yarım saat uyu, yüzünü yıka, bir rüzgâra çık" derdi. Doğaya, varoluşa, ağaca, suya, rüzgâra temas etmemi isterdi. Gerçekten yüzüme suyu değdirdiğimde, o serinliği hissettiğimde suyla kimyam değişmeye başlardı. Bir farkındalık yaratmıştı bende rahmetli anneanneciğim.

Hayatınızın dönüm noktası olan bir destekçiniz oldu mu?

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde okurken tiyatro kursları açılacağını söylediler. Ben de Korkut diye bir arkadaşıma hadi gidelim dedim. Yıldız Kenter geliyormuş. Yıldız Hoca'yı görürüz, oyunlarına gidiyoruz Kenter Tiyatrosu'nda. Yeryüzünde ne kadar insan varsa o kadar hayat var, hepsinin hikâyesi var, hepsi anlatılmaya değer. Yıldız Hoca işte bunları anlatmak ve bize anlattırmak için o kurslarda bize atölye çalışmaları yapıyordu. İlerleyen haftalarda bana "Yetkin, bu işi yapmayı düşünür müsün?" dedi. "Hocam, düşündüğüm için buradayım" dedim. "Meslek olarak ister misin?" dedi.

"İsterim ama nasıl yapılacağını bilmiyorum" dedim.

"Konservatuvar, tiyatro bölümü var" dedi. "Ama ben okuduğum okuldan memnunum" dedim. "Ne okuyorsun sen?" dedi.

"Felsefe okuyorum hocam" dedim.

"Felsefeyi evinde de yaparsın" dedi. O zamanlar bana biraz felsefeyi küçümseyen bir cümle gibi geldi. Ama yıllar geçtikçe ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. Çünkü felsefe, bilgi sevgisi, bilgelik sevgisi kuramsal bir şey, teorik. Oturduğun yerden yazarak, çizerek, okuyarak yapılabilir. Biz oyuncuların aslında başka hayat hikâyelerine ortak olmaktan başka yaptığımız bir iş yok. Basit bir şey yapıyoruz. Ama o basitliğe ulaşmak çok zor. Ruhumuzla, bedenimizle bizim olmayan hikâyeleri bizim yapıyoruz ve izleyenleri de buna ikna etmeye çalışıyoruz.

Yıldız hoca benim okuduğum felsefenin özüne dair bir şey söylemişti, şimdi ruhumla bedenimle her yeni karakter için bir şeyler keşfetmeye çalışırken kendimi de yeniden keşfediyorum. İşte kendimi keşfetmeme sebep olan Yıldız Kenter'dir. Ondan aldığım destekle bu mesleği yapıyorum. İnsana dair bir şey yaptığımın farkındayım. Bunun çok insan tarafından izlenmesi, alkışlanması, beğenilmesi değil de benim sadece benim olmayan o hayata dokunabilmem beni çok mutlu ediyor. Ben oynadığım karaktere de destek olduğumu hissediyorum böylece. Benim hayatımın akışını değiştirdiği için Yıldız Kenter'e, hocaların hocası o güzel insana bu desteği için minnettarım.

Siz kimlere destek oluyorsunuz?

Ben hiçbir şeyi destek olmak için yapmıyorum. Yolda koltuk değneği ile yürüyenler örneğin, ben hızlıca bir yerden bir yere yetişmeye çalışırken İstiklal Caddesi'nde çok başıma gelirdi, o yavaş yürüyor, benim hızlıca yanından geçmem gerekecek, hızımı düşürürdüm, yanından yavaş yavaş yürürdüm. Onun beni görmeyeceği yere kadar neredeyse, kalabalığa karıştıktan sonra koşturmaya başlardım. Ben bunu destek olmak için yapmıyordum ona. Ama o kendini kötü hissetmemeliydi o anda. Yanından hızlıca biri geçiyor ama o koltuk değneğiyle yetişemiyor. Ben böylesi bir destekten bahsediyorum aslında hayatta.

Görünmeyen destekler vardır. Farkında olmadan yaparız. Ama bu bir yaşam biçimidir. Bunu da teknik olarak ya da analitik olarak yapmadığımız için destek olduğum olayları ve kişileri çokça hatırlamam.