Gazze sanatla kayıt altında

İki ayı aşkın süredir Gazze'de devam eden katliamı dünyaya duyurmak, unutmamak ve unutturmamak için kültür sanat dünyası da çeşitli projelere imza atıyor. Rami Kütüphanesi'nde başlayan İnsanlık Adına Kayıt Altında etkinliği devam ederken; 40 yazar ve 15 çizer mekânların ve şehitlerin dilinden kısa metinler yazarak bunları kitaplaştırdı.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Sanat çevreleri içinde suskunluğu devam edenler olsa da yaşanan soykırım karşısında harekete geçenler de hayli fazla. Geçtiğimiz hafta İsrail'in Gazze'ye saldırılarını kınayan bir grup şairin tepkilerini şiir okuyarak dile getirdiği 'Gazze Şiir Nöbeti' adlı sivil girişimden bahsetmiştik. Rami Kütüphanesi'nde ise kalemi, çizgileri, sesi ve sözüyle bu katliama karşı insanlığı savunanlar çok özel bir projeye imza atıyor. 9 Aralık'ta başlayan İnsanlık Adına Kayıt Altında, birçok farklı etkinlik ve söyleşiyle Gazze ile ilgili farkındalık yaratmaya ve tarihsel hafıza oluşturulmaya devam ediyor. Medyadan gündemimize düşen katliamın korkunç izleri resim, öykü, illüstrasyon, fotoğraf ya da video gibi alanlarda kayıt alınıyor. Özel bir portal üzerinde arşivlenen bu üretimler Türkiye ve dünya genelinde Filistin'i destekleyen kitlelere sunulacak.

Filistin halkı ile dayanışmak üzere hayata geçirilen bir başka çalışma ise 40 çizer ve 15 yazarı bir araya getiren bir kitap oldu. Yazarlar Gazze'de yaşanan İsrail vahşetini kaleme alırken çizerler de bu metinleri resimledi. Kitapta Hastane, Biz Sayı Değiliz, Dondurma Arabası, Aksa'da Buluşacağız, Profesör Doktor Mithad Saidem, Gerçeklik, Ellerim Duymayanların Sesi ve daha birçok yazı yer alıyor. "Yan yana gelip bir ses vermek istedik ve Filistin'deki bombalanmış binaların ve şehitlerin dillerinden konuştuk." diyen projenin yazarlarından Ayşe Sevim neden böyle bir çalışmaya imza attıklarını anlattı.

FİLİSTİNLİLERİN ALLAH'LA İRTİBATI DÜNYAYI SARSTI

Ayşe Sevim

"Bu çalışmanın amacı sürece alışmamamızı sağlamak. Normalleşmeyi kabul etmiyoruz." diyerek yola çıkan 40 çizer ve 15 yazar farkındalık yaratacak bir projeye imza attı. "İnşallah şehitlerin hikâyesini yazdığımız gibi özgür Filistin'in de hikâyesini yazmak nasip olur" diyen yazar Ayşe Sevim proje ile ilgili şunları söyledi: "Kötülüğün ve iyiliğin hızla duyulduğu bir dünyada yaşıyoruz. Teknoloji ve medya bu kadar gelişmiş değilken acılar kapalı kapılar ardında yaşanıyordu. Ölüler o zaman gerçekten birer rakamdı. Bir yerlere bomba atılıyordu, askeri harekât yapılıyordu ve bizler ölen kişilerin sayılarını öğreniyorduk. Fakat medyanın, özellikle sosyal medyanın gelişmesiyle insanların birer rakam olmadığını gördük. Babalar, çocuklar, hastanede çalışan doktorlar, ablalar, öğretmenler, ressamlar ölüyordu. İnsanların şehit olmadan söyledikleri son sözleri izledik. Elleri, yüzü kanlı bir delikanlının kucağında bir çocukla yalın ayak sendeleye sendeleye yürüyüşünü izledik. Bombaların düşme anlarına şahit olduk. Çoğumuz uyuyamadı. Ağladık ve ağladık. Ama çok mühim bir şeyi de gördük. Filistinlilerin yaşadıkları her olayda Allah'la olan irtibatları dünyayı sarstı diyebilirim. Biz kapitalist dünyada Tanrı'nın bazı şeylere karışmasını bekliyoruz. Onun karışacağı yerler ve karışmayacağı yerler var. Türkiye'deki Müslümanlar da çok farklı değil ne yazık ki. Allah'ı isteklerimizi yerine getiren bir emir eri gibi görüyoruz. 'Allah'ım şunu yap bunun hesabını gör, bana şunu ver, çocuğum bunu kazansın' vs diyoruz. Hâlbuki Filistinlilerin Allah'la kurduğu dil bambaşka. Çizer Dilek Yaşar Erdoğan'la bizi yan yana getiren şey de bu oldu. Yaşanan zulme hayır demek istiyorduk ama bunun yanında Yaratıcı ile oluşturulan dile çekmek istedik. Biz Allah'la oradaki Müslümanların ilişkisine hayran olduk herkes gibi. Dilek Hanım irtibatta olduğu kırk kadar çizere ben de on beş kadar yazara seslendim. Mekânların ve şehitlerin dilinden kısa metinler yazmaya karar verdik. Metinlerin ve çizimlerin altında hep oradaki Müslümanların Allah'la olan ilişkilerinin mükemmelliği var. Süreç uzun sürdü çünkü çizerlerin üslup birliği yoktu, bu konuda Dilek Hanım olağanüstü gayret gösterdi. Yazma süreci de heyecanlıydı. Çünkü yazarlar çok duygusal şeyler yazıyorlardı. Onları toparlayıp daha etkili metinler yazmalarına uğraştık. Kızarak yazılan metinler insanlar kızgınken etkili olur. Okur da kızgın olduğu için metni sever. Ama bu kızgınlık bitince ne olacak? O metinler değerlerini kaybedecek. Amma hamasî yazılmış denilecek. Bu yüzden her zaman okunabilecek yazılar yazılması için gayret gösterdik. Biliyorsunuz gönüllülük işleri zamandan çalmakla olur. Ev, iş, çocuk mesaisinin dışında çalışıyordu bizde de herkes. Projenin editörlerinden Ayşenur Okan Şengel vardı. Kırk haftalık hamileyken bu işleri yapıyordu. Dosyayı teslim ettiği gün doğuma gitti. Bebeğimiz bile işimize saygı duydu, annesine mâni olmadı. Sonuçta ortaya güzel bir iş çıktı. Biz bu işimizde ve daha önceki Filistin'le alakalı işlerimizde yaptıklarımızı okullara, derneklere ve isteyen her kuruma gönderiyoruz. Logolarını kullanarak basabileceklerini söylüyoruz. Bu projeyi de sağ olsun Erdem Yayınları'nın sahibi Melike Günyüz basmak istediklerini belirtti. Böylece çok daha fazla insana ulaşacağını düşünüyorum kitabımızın."

SOYKIRIMI ANLATACAK DELİLLER BUNLAR

Gazze'de yaşananlar kayıt altına alınıyor. İnsanlık Adına Kayıt Altında etkinliği 9 Aralık'ta Rami Kütüphanesi'nde başladı. 30 Aralık'a kadar kütüphanenin farklı bölümlerinde sürdürülecek birçok kültür-sanat etkinliği ve söyleşi ile Gazze ile ilgili farkındalık artırılarak tarihsel hafıza oluşturulacak.

Gazze'deki olaylar kültür ve sanat etkinlikleri ile kayıt altına alınıp bu bilgiler özel bir portal üzerinde arşivlenecek, oradan da Türkiye ve dünya genelinde Filistin'i destekleyen kitlelere sunulacak. Tüm faaliyet ve üretimlerin İnisiyatifin web portalında yayınlanacağı etkinlikte ayrıca dileyen ziyaretçiler sosyal medyada yayınlanmak üzere 60 saniyelik mesajlarını alandaki kameralarla kayda alabilecek. İnisiyatif adına konuşan Bekir Cantemir, Gazze'de insanlığın yaşadığı trajediyi nasıl açığa çıkarabilecekleri düşüncesinden hareketle bu projeyi geliştirdiklerini anlattı. Cantemir, herkesi projeye katılmaya davet ederek "Yaşadığınız şiddeti kusmazsanız çocuklarınıza, ileride nesillerinize çok negatif bir yük bırakacaksınız. Öncelikle kendiniz için buraya gelmenizi istiyoruz. Gelin buraya, bir ay boyunca sanatçı, yazar, akademisyen, hukukçu, hangi meslekteyseniz, içinizdeki öfkeyle burada bir şekilde yüzleşin ve bunu kayıt altına alalım." ifadelerini kullandı. Etkinliğin "Sanat Masaları" adına konuşma yapan oyuncu ve karikatürist Hasan Kaçan, Gazze'de masum sivillerin ve çocukların öldürüldüğünü, tüm dünyanın bu zalimlik karşısında sustuğunu söyledi. Susmanın, bu suça ortak olmak anlamına geldiğini kaydeden Kaçan, "Kayıt altında etkinliği zannederim bu korkunçluğun duyurulmasına, itirazların yükselmesine bir katkı olacaktır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. İnşallah tesiri yüksek olur." ifadelerini kullandı. Kayıt Altında Projesi'ne Karikatür Masası: Hasan Kaçan, Resim Masası: Uğur Polat, İllüstrasyon Masası: Turan Dertli, Öykü Masası: Selahattin Yusuf/ İbrahim Paşalı, Akademi Masası: Turgay Yerlikaya, Video- Edit Masası: Anadolu ajansı, Haritalar Masası: marmara Belediyeler Birliği, Fotoğraf Masası: Anadolu Ajansı, El Sanatları Masası: ESEV/Esenler Belediyesi Sanat Evi, Hukuk Masası: TÜRKAD/ Türk Adalet Araştırmaları Merkezi, Dezonformasyon Masası: T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı / DMM başlıklı birimlerine dahil olup katkı sağlayabilirsiniz.