Fatima Gailani: Müslüman kadınlar ses vermeli

''İslam'a mal edilen yanlış gelenekler sadece Afganistan'da değil tüm Müslüman ülkelerde en çok kadınları olumsuz etkiliyor'' diyen Afganistanlı aktivist Fatima Gailani, ''Eskiden kadınlarımız İslam adına dayatılan her şeyi kabul ediyorlardı. Çünkü korkuyorlardı. Ama artık eğitim görüyor ve bilgililer. Bütün dünyadaki Müslüman kadınların sesinin çıkması gerekiyor.''

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Bu yıl 5.si düzenlenen Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nde KADEM, dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılarla "Kadınların bugününü ve geleceğini olumsuz olarak etkileyen kadınlık normları nasıl kurulagelmiştir? Bu normlara karşı kadınlar ne tür yaşam becerileri geliştirir ve hangi yöntemlerle varlıklarını sürdürürler? Kadınların baskı altında olmadan verimli ve doyumlu bir hayat sürdürebilmesi için neler yapılabilir?" sorularına cevap arayacak.

Afgan barış müzakerecisi ve kadın hakları aktivisti Fatima Gailani zirvenin en özel konuklarından biri. İstanbul'a gelir gelmez kafamdaki deli sorularla yanına gidiyorum.

Afganistan hükümetinin Taliban'la barış görüşmeleri yapmak üzere oluşturduğu 21 kişilik müzakereci ekibinde yer alan Gailani bölgedeki en ilerici ulusal belgelerden biri olan şu anda yürürlükte olan 2003 Afgan anayasasını hazırlayan komisyonda da görev aldı. Londra Müslüman Koleji'nden Yüksek Lisans ve İran Ulusal Üniversitesi'nden Lisans derecesine sahip olan Fatima Gailani, uzun yıllardır Afganistan'da çocuklar ve kadınlarla ilgili çalışmalar yürütüyor. 2004-2016 yılları arasında Afgan Kızılay Topluluğu'nun (ARSC) Başkanlığını yürüten Gailani, 32. Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Konferansına başkanlık etti ve 2008'den 2011'e kadar Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Uyum ve Arabuluculuk Komitesine liderlik etti.

"Afganistan'ın her şehrindeki kadınlarla konuşuyorum. Onların kalbindeki en büyük yara şu; Fransız, Alman, İngiliz Amerikalı kadınlar bizim hakkımızda konuşuyor. Peki Müslüman kadınlar neden bizim adımıza konuşmuyor? Müslümanların Afgan kadınları için çıkardığı ses batı hemcinslerine göre neden daha az seviyede?"

MÜSLÜMAN KADINLAR NEDEN YANIMIZDA DEĞİL?

Zirve haberini aldığımda çok etkilendiğini ve heyecan duyduğunu söyleyen Gailani, 25 yıldır kadın konusunda çalışan bir aktivist ve akademisyen. Gailani'ye göre farklı coğrafyalarda yaşayan Müslüman kadınların en temel sorunlarından biri gelenek ve İslam dininden kaynaklı emir ve kuralların iç içe geçmiş olması. Geleneklerin İslam diye kabul edilmesi durumundan en çok kadınların etkilendiğine dikkat çeken Gailani, bunu değiştirmek için ilk olarak kadınların bir adım atması, bununla ilgili bir girişimde bulunması gerektiğini söylüyor. Gailani, "Ulema kadın ve erkeklerden oluşan bir topluluk İslam diye kabullenilmiş yanlış gelenekleri ayrıştırmalı. Sorunların çözümü için İslam'ın gerçek öğretilerine yoğunlaşmamız lazım." diyor.

Afganistan'da kızların birinci sınıftan sonra okula devam etmelerinin yasak olduğunu anlatan Gailani, " Bu da ne yazık ki İslam'dan kaynaklanıyormuş gibi empoze ediliyor. Ama biliyoruz ki İslam dininde Allah'ın müminlere ilk emri oku'dur. Buradan anlayabilirsiniz ki bu yasak İslam'a uygun bir şey değil hatta İslam'a aykırı bir şey. Batı dünyası bu durumu politik bir araç olarak kullanıyor. Benim düşünceme göre bu konu 'Kızlar için eğitim' olarak değil de herkes için eşit eğitim hakkı olarak değerlendirilmeli." şeklinde konuşuyor.

Batılı kadınların sürekli Afgan kadınlarını kurtarma çabaları hakkında ne düşündüğünü soruyorum. "Bize yardım eli uzatan her kadına saygım sonsuzdur. Teşekkürümü de iletirim. Ama Afganistan devleti ve hükümeti herhangi bir şekilde birinden etkilenecekse bu ya bir Müslüman kadın ya da Müslüman bir ülke olacaktır." şeklinde cevap veriyor. Ancak Afgan kadınlarının bir sitemini de ekliyor sözlerine:

"Afganistan'ın her şehrindeki kadınlarla konuşuyorum. Onların kalbindeki en büyük yara şu; Fransız, Alman, İngiliz Amerikalı kadınlar bizim hakkımızda konuşuyor. Peki Müslüman kadınlar neden bizim adımıza konuşmuyor? Müslümanların Afgan kadınları için çıkardığı ses batı hemcinslerine göre neden daha az seviyede?"

ÇÖZÜM FEMİNİST DİL DEĞİL İSLAM'IN İLKELERİNDE

Müslüman toplumlarda kadınlarla ilgili sorunların çözümünde feminist bir dilin çözüme katkı sunmayacağına dikkat çeken Gailani, "Herhangi bir Müslüman ülkede geleneksel din anlayışına sahip olanlarla tartışırken onlara 'Avrupa'da kadınlara böyle haklar tanınıyor bana da bu hakları verin' dememle bakın İslam'da böyle bir emir var siz buna karşı davranıyorsunuz' demem arasındaki fark nedir sizce? Hangisi onlar için daha ikna edicidir? Zorla evlendirilmek İslam'a aykırıdır. Siyah ve beyaz kadar net bu. Çocukların kız, erkek ayırmaksızın okula gönderilmemesi de İslam'a aykırıdır. Hükümetimin beni dinlemesini isterim. Birey olarak değil kadın olarak düşünün. Hükümetim beni dinlemediği zaman söyleyeceğim şey şudur; İslam'a göre beni dinlemek zorundasın. Benim Peygamberim eşini dinlerdi. Hz. Ömer, sahabe kadınları dinlerdi." sözleriyle çözümün çok daha akılcı bir zeminde aranması gerektiğine işaret ediyor.

Bunu noktaya gelebilmek için Müslüman erkeklerin bir zihinsel dönüşüm mü geçirmesi gerekiyor? diye soruyorum. Gailani'nin cevabı düşündürücü:

"Eğitim almalılar. Üniversite eğitiminden söz etmiyorum. Üniversiteye gidenlerin de doğru bakış açısına sahip olmadıklarını gördük. Onlara doğru gelenekleri korumayı öğretmemiz gerekiyor. Sözgelimi Afganistan'da iki kabile arasında bir savaş olduğunda eski dönemlerde savaş bitsin diye kabilenin biri diğer kabileye bir kadın veriyordu. Peki bu İslam'a uygun mu? Şu an bu gelenek Pakistan'da Afganistan'da devam ediyor. Bu yüzden Müslüman toplumların İslam'a mal edilen iyi ve kötü gelenekleri ayıklayıp İslam'a aykırı olanları atmaları, İslam öğretisine uygun olanları korumaları gerekiyor."

Kadınlar açısından farkındalığın arttığının altını çizen Gailani, "Eskiden kadınlarımız İslam adına dayatılan her şeyi kabul ediyorlardı. Çünkü korkuyorlardı. Ama artık eğitim görüyor ve bilgililer. Şu an kadınların yapması gereken tek şey seslerini çıkarmak. Ama bu tek bir ülkenin yapacağı bir şey değil. Bütün dünyadaki Müslüman kadınların sesinin çıkması gerekiyor. Benim dinim eğitim almam gerektiğini söylüyor. Bu konuda Türk kadınına, Afgan kadına, İranlıya farklı davranın diye bir ibare de yok. Evrensel bir din İslam." diyor.

KADIN SORUNLARINA KÜRESEL BAKIŞ

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Kadın ve Demokrasi Derneğinin (KADEM) iş birliğinde düzenlenen Kadın ve Adalet Zirvesi bu yıl "Kültürel Kodlar ve Kadın" teması ile gerçekleşiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ile KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu'nun katılımı ile açılışı yapılan zirvede, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ev sahipliğinde Cezayir, Azerbaycan, Libya, Filistin, Singapur'un da bulunduğu farklı ülkelerden bakanların katılımıyla bir oturum düzenlendi.

"Daha Kapsayıcı Toplum Olmaya Doğru: Değişimde Özne Olarak Kadın" başlıklı oturumda, bakanlar, kadınların güçlendirilmesine yönelik ülkelerindeki çalışmaları paylaştı.

Oturumda, kadınların ve kız çocuklarının sosyal güçlenmesi, eğitim, sağlık ve karar alma mekanizmalarına katılımı, medyada kadın temsili, kadınların ekonomik statüsünün geliştirilmesi kapsamında kadın girişimciliği, kadın kooperatifleri ve kadın istihdamı, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele politikaları değerlendirildi.

Atatürk Kültür Merkezi'nde bugün de devam eden zirveye, Afgan barış müzakerecisi Fatima Gailani, İngiltere'nin ilk başörtülü ceza avukatı ve İngiltere Kralı danışmanı Sultana Tafadar, "Dünya Tesettür Günü (World Hijab Day)" adlı küresel hareketi başlatan Nazma Khan, ödüllü film yapımcısı Waad Al-Kateab, gazeteci ve film yapımcısı Rizwana Hamid, film yönetmeni ve yapımcı Samah Safi Bayazid, atletizm direktörü Bilqis Abdul-Qaadir, ödüllü gazeteci Rowaida Abdelaziz, Ledby Foundation kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) Dr. Ruha Shadab, Doha Uluslararası Aile Enstitüsü İcra Direktörü Dr. Sharifa Noaman Al-Emadi de katılıyor.

Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi bugün "Özne Olarak Kadın", "Kamusal Alan ve Çalışma Hayatı", "Yeni Yaşam Tarzları ve Kültürün İnşası" başlıklı üç oturumla sürecek.

Programın sonunda zirve sonuç bildirgesi açıklanacak.