GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com
Türkiye ve dünya tarihinin en önemli liderlerinden olan Fatih Sultan Mehmet Han'ın biyografisi minyatür sanatı ile yeniden yazıldı. Ressam ve minyatür sanatçısı Reza Hemmetirad'ın öğrencilerinden oluşan Algan Sanat Grubu'nun hazırladığı minyatürler İstanbul Lale Vakfı'nda açılan Fatihname adlı sergide sanatseverlerle buluşuyor. Alışageldik konseptlerin çok dışında çalışılan sergide on farklı sanatçı Fatih'in biyografisini geleneğin yanında modern çizgiler de taşıyan bir üslupla resmetti. Sergide yer alan eserler, belgeler ve gerçek bilgilere dayanarak alanında yetkin tarihçilerin danışmanlığında çalışıldı. Eserlerdeki tüm detay ve çizimler döneminin konjonktür ve teamüllerine uygun yapıldı. Bu açıdan tarih yazımı anlamında eserlerin tamamı içerik, anlatım ve görsel olarak birer akademik referans niteliği taşıyor.
Prof. Dr. Mesut Aydıner, Doç. Dr. Ömer İşbilir, Prof. Dr. Zeynep Tarım Ertuğ, Akif Kuruçayır, Prof. Dr. Abdulkadir Özcan, Prof. Dr. Mustafa İsmet Uzun danışmanlığında hazırlanan sergide usta sanatçı Reza Hemmatirad ve 9 öğrencisinin 64 adet eseri yer alıyor. 12 Haziran'a kadar devam edecek serginin ortaya çıkış sürecini ve Fatih Sultan Mehmet Han'ı Reza Hemmetirad ile konuştuk.
Her serginin bir teması, konsepti olur. Ancak Fatihname'nin akademik bir boyutu da var. Neden bu kadar derinlikli çalışma ihtiyacı duydunuz?
Ben karakter olarak altı boş hiçbir şey yapmak istemem. Algan Sanat Grubu ile ekip ile derse başladığımızda bir odağımız olsun istedim. Bunu diğer derslerimde de yapıyorum. Eğitim verilirken, eğitim alınırken eğer odaklı, belli konular ve belli hikâyelerin üzerine gidilirse daha iyi netice alınır. Kompozisyon nasıl yapılır, bu karaktere ne renk gider, bu rengin psikolojisi nedir, öbür rengin psikolojisi nedir üzerine düşünürsünüz. Bir yol haritamız olursa daha iyi olur diyerek ne yapalım diye çok tartıştık. En bilinmeyen, en zoru seçelim dedik. Gerçekten Fatih Sultan Mehmet Han en zoru. Okudukça kendimize çok şaşırdık. Biz Fatih'i tanımıyormuşuz. Çağ açmış çağ kapatmıştan ibaret bütün bilgimiz. Yıllardır savunduğum bir şey vardır; lider, bilhassa dünya lideri anadan doğma olunmuyor, çalışmak lâzım.
Fatih'le ilgili sizi en etkileyen şey ne oldu?
Bende en çok hayranlık uyandıran şey aldığı eğitim. Abisi vefat edince tahta çıkacak bir kişi kalıyor ve kısmen mecburi bir eğitim veriliyor. Fatih ele avuca sığmayan, hiperaktif, zor bir çocuk. Fetret döneminin etkileri henüz devam ediyor; devlet elden gidiyor endişesi var. Bıçak sırtı bir dönem ve devlet neredeyse veliahtsız kalacak. Orada II. Murat'ın hakkını yememek lâzım. İnanılmaz bir öngörü ile her şeyin önünü açıyor. Fatih de bunu hakkıyla kullanıyor. Osmanlı üç devirdir bana göre. Fatih'ten önce, Fatih dönemi ve Fatih'ten sonra. Fatih Devri çok kendine has bir dönem. Fatih çok kısa bir dönemde çok büyük işler başarmış inanılmaz bir dünya lideri. Osmanlı İmparatorluğu Fatih'in kurduğu sistem üzerine o kadar güçlü oluyor ve Kanuni döneminde sınırları üç kıtaya uzanıyor. Fatih adeta tek başına kimseye güvenmeden bütün zekâsıyla, günde 2-3 saat uyumakla bu işi sırtlanmıştır.
Fatih'i İstanbul'u fetheden kumandan olarak sınırlıyor muyuz acaba?
İstanbul'un fethi onun yaptıkları içerisinde devede kulak kalıyor. Evet fethin sembolik anlamı çok fazla Batı dünyasında. Ama Fatih'in özellikle Balkan fetihlerinin etkisi günümüze kadar geliyor. İlim, sanat ve eğitim konusunda yaptığı şeylerin haddi hesabı yok. En önemlisi hükümdar olup tahta geçtikten sonra kimliğini, dini inancının ne olduğunu önemsemeden dünyanın dört bir yanında alimleri ve sanatçıları sadece sanatına, ilmine bakarak İstanbul'a davet ediyor. Liyakat esaslı bir devlet kurmaya çalışıyor. Ve bu liyakatli kişileri görünce de gidiyor, dizlerinin dibinde oturuyor. Fatih Sultan Mehmet Han güçlü insanlara karşı inanılmaz sert ve asla toleransı yok. Ama sanatçılar ve ilim erbabı karşısında adeta bir çocuk gibi mütevazı, ilime hasret kalmış bir insan figürüne dönüyor.
Ciddi anlamda bir entelektüel değil mi aynı zamanda?
Evet, muazzam bir kütüphanesi var. 7 dil biliyor; 5 tanesini hem okuyor hem konuşup yazabiliyor. Kalan iki dili de okuyup konuşabiliyor. Bu çok önemli bir şey o devirde. Cumhuriyeti kuranlar Kurtuluş Savaşı'nı yapanlar da Osmanlı'daki yetişmiş olan subaylardı. Hepsi üç, tane dil biliyordu. Düşünün bir devletin başındasınız. Henüz iki nesildir fetretten çıkmış olan bir padişahsınız. Hem devleti koruyacaksınız hem de üstüne bir şey koyacaksınız. Sıradan bir insan bunu yapabilir mi?
Minyatür üzerinden bir Fatih biyografisi ortaya çıkarmak zorlayıcı mıydı?
Burada işleyemediğimiz o kadar çok konu var ki. Eldeki malzeme ile üç tane daha sergi daha çıkar bunların dışında. Fatih kendi çağında çok şey yaptı Sadece ihya ve imar dediğimiz konuda İstanbul, Edirne, Manisa, Trabzon'da, Balkanlar'da aldığı her yerde öyle şeyler yapmış ki anlata anlata bitiremeyiz. Biz bilindik temaları seçtik mecburen. Biraz da belge bulmakta zorlandık. Fatih ile ilgili çok hikâye var. Arkadaşlara 'Biz menkıbe anlatmayacağız. Biz tarihte gizli kalmış, üzeri örtülmüş bir portreyi ortaya çıkarmak istiyoruz." dedim. İnsanlar bu eserleri görsün, üzerindeki metinleri okusun, sorgulasın ve bunun neticesinde Fatih doğulmuyormuş, Fatih olunuyormuş diyebilsinler. Ben kendi oğlumun bunu bilmesini çok isterim. İkinci Murat, Fatih'e güvendi, ona iyi bir imkân ve eğitim verdi. Fatih de eğitiminin kıymetini bildi, çok iyi bir fikri vardı ve çalışıp bir dünya imparatorluğu kurdu. Ama bunun için kendini ve ailesini feda etti. Devletin bekası ve devamı için çok başlık olmaması lâzım. Fatih tarihi çok iyi biliyor; Homeros'u çok iyi biliyor, Persleri, Timur'u çok iyi biliyor. Batı'yı ve Doğu'yu çok iyi biliyor ve kendi dillerinde okuyor. Dolayısıyla devletle ilgili tüm kararları bu derin bilgi ve tecrübeleri dikkate alarak veriyor.
Bu sergi için Fatih'in çocukluğundan orta yaşlılığına kadar yeni portrelerini çizdiniz...
Şemaili Al-i Osman diye eski bir kitap var; günümüze gelmiş en muteber kaynaktır. Padişahların portrelerini anlatıyor; tipi, boyu posu nasıldır minyatürleri yapılmış. Sergide görsel ve anatomik olarak bir bütünlük olsun ve herkesin farklı farklı Fatih'i olmasın diye portresini çalıştım. Hangimiz ne çizmek isterse referans olsun ona bakabilelim diye... Çocukluğundan yaşlılığına kadar Fatih'ten kalan minyatürler dahil hepsini baz alarak biraz adli tıp edasıyla yola çıkıp onların hepsini çizdik. Arkadaşlar bu portrenin üç boyutunu hissetsinler diye büstünü de yaptım.
Algan Sanat Grubu üyelerinin hikâyesi de sergi ile beraber başka bir yöne evrilmiş... Neler değişti serginin hazırlandığı 8 yılda?
Biz bu sergiye başladığımızda ekipteki arkadaşlarımızın çoğu ev hanımıydı ve çocuk büyütüyordu. Şimdi o çocuklar büyüdü. Gelinler, damatlar hatta torunlar geldi. Annelerinin okuduğunu, araştırdığını, hem evin sorumluluklarını yerine getirip hem araştırma yapıp sonra derse gelip minyatür yaptıklarını, tarihçi gibi Fatih'i okuduğunu gördüler. Sanatçılarımızdan Nurdan hanım bu projeden sonra eğitimine devam etti. Şu an tarih bölümünde yüksek lisans yapıyor. O anlamda örnek olabilecek bir ekip Algan grubu.