Fantastik dünyaya davet ediyor

SİBEL ATEŞ YENGİN

sibel.ates@aksam.com.tr

Sıradan bir doğa fotoğrafı Hüseyin Şahin’in elinde fantastik bir hale dönüşüyor ve gerçekliğe meydan okuyor. Gerçeküstü bir dünyanın kapılarını aralayan fotoğrafların hikâyesini dijital fotoğraf sanatçısı ve art direktör Hüseyin Şahin’den dinledik. 

YURT DIŞINDA YAYGIN

Dijital sanat için üretilişinde büyük ölçüde bilgisayarın ve teknolojinin rol aldığı sanat dalı diyebiliriz. 1990’lardaki dijital devrim sonrası sayıları artan dijital ressamlar ve baskıcılar sanat çevreleri ve müzeleri tarafından kabul görmeseler de internet ortamını kullanarak çok güzel galeriler ve eserler oluşturmuşlar. Bu çalışmalar günümüzde özellikle yurt dışında reklam faaliyetlerinde kullanılıyor. Ben de elimden geldiğince Türkiye’de yaygınlaşması için çaba gösteriyorum. Markalar dijital sanat dalını reklam faaliyetlerinde değerlendirirse tüketici tarafından olumlu yönde tepkiler alacağını ve dikkat çekeceğini düşünüyorum.

RÜYALARI RESMEDİYORUM

Dijital kolaj yapmaya kafamdaki “acaba’’larla başladım. Çünkü farklı bakmak ve farklı görmek, reklam sektöründe aktif olarak yer alan biri için elzem bir durum. Ben de farklı gördüğüm objeleri, mekânları, hayal dünyamla da harmanlayıp sıra dışı gerçeklik içeren görseller ortaya koyma isteğimle başladım. -Sadece kendi çektiğim fotoğraflarla kolaj yapmıyorum. Aynı kare içinde dünyanın çok farklı yerlerinin görsellerinden, çok farklı materyallerden faydalanmam gerekebiliyor. Fotoğraflardaki gerçekliği alternatif bir gerçeklik üretebilmek için bozuyorum. İnsan beyni çok enteresan. Gördüğümüz rüyalar da çoğunlukla bildiğimiz gerçeklikten uzak. Farklı bir boyuta geçiyoruz rüya görürken ve ben aslında rüya-hayalleri resmediyorum. Bu da bende ve diğer insanlarda farklı hisler uyandırıyor.

FOTOĞRAFLARI NEREDE ÇEKTİNİZ?

Takipçilerimden çok güzel tepkiler alıyorum. Dünyanın birçok yerinden insanlar mesaj atıyordu, enteresan yorumlar yapıyorlardı fakat son dönemde çok fazla artış var. Beni en çok mutlu eden kısım, dünyanın çok farklı yerlerinden insanların aynı fotoğrafa bakıp benzer duygular hissetmesi. Bir bakıma aynı noktada buluşuyorlar. Kimileri de “Bu fotoğrafları nerede çektiniz?” diye soruyor. 

ÇÖLÜN ORTASINDA BALİNA

Yaşantımızda kullandığımız araçlar doğadan esinlenilerek yapılıyor. Örnek vermek gerekirse uçaklar, otomobiller ve daha birçok araç gereç. Ben de doğadan besleniyor ve ilhamımı doğadan alıyorum. Zaten kullandığım materyaller de genelde doğadan kesitler oluyor. Zıtlıklarla birlikte bir araya geldiğinde ise etkileyici sonuçlar alıyorum. Okyanusta yüzen balina fotoğrafı çok fazla bir şey ifade etmiyor belki ama çölün ortasından çıkan bir balina görmek sosyal bir mesaj verebiliyor, aynı zamanda görenleri de sahne içine çekebiliyor. Her bir çalışmamda farklı duygular hissediyor ve farklı dünyalara giriyorum. Kurgu aşamasında heyecanlanıyorum, notlar alıyorum. Kullanacağım materyalleri belirledikten sonra geriye hayal dünyamı istediğim yöne çekmek kalıyor. Sahnenin içine giriyorum ve neyi nerede görmek istiyorsam o şekilde uygulama yapıyorum. Hissettiğim şey tam anlamıyla rüyanın içinde gezinti yapmak gibi…