19 Mayıs Perşembe günü Atatürk Havalimanı Hava Trafik Kontrol Merkezi, “Tanımlanamayan bir cisim, yeşil ışık saçarak önümüzden kat etti ve birden bire kayboldu. UFO olduğunu tahmin ediyoruz” anonsuyla sarsıldı. Yine hepimiz “Uzaylılar var mı, yok mu?” sorusuyla karşı karşıya kaldık. Bu soruların cevabı için UFO ve Uzay Bilimleri araştırmacısı Haktan Akdoğan’ın kapısını çaldık. İşte Akdoğan’ın anlattıkları…
İHBARLAR YÜZDE 50-60 ORANINDA ARTTI
Dünya genelinde spesifik olaylar bir yana binlerce vaka var. Özellikle son 6-7 yıldır gözlemlerde ve ihbarlarda yüzde 30-40 arası bir artış oldu. Son iki-üç senedir de bu oran yüzde 50-60’lara ulaştı. Gelen fotoğrafların ve videoların yüzde 90’nı yanılsamadan ibaret. Meteoroloji balonunu, Çin fenerini, kanatlarını kapatan kuşu UFO zannedip fotoğraflarını çekiyorlar. Elimize geçen materyallerin analizi yaptığımızda yüzde 8-9’u sadece UFO kategorisine giriyor. Tabii teknolojinin gelişmesiyle bu tür vakaların çoğalması da normal. Dünyada yaşanan binlerce vaka var. Birçok ülke Uzaylılar ve UFO’larla ilgili gizlenen dosyaları deşifre etmeye başladı. İngiltere Savunma Bakanlığı, Hollanda, Danimarka, İsveç, Güney Amerika’dan Şili…
ÜLKELER UFO DOSYALARINI NEDEN GİZLİYOR?
Dünyayı yönetenler, Uzaylılar ve UFO’larla ilgili gizlenen dosyaları deşifre etmeme nedenlerinin kamuda panik yaratmamak adına olduğunu söylüyorlar. Asıl neden ise dünyadaki mevcut yönetim sistemlerinin ve enerji kaynaklarının değişmesinden korkmaları… Çünkü bizden çok daha ileride oldukları açıklandığında tabii kamu birçok şeyi sorgulamaya başlayacak. Nereden geldiklerini, yönetim sistemlerini, para kullanıp kullanmadıklarını, inanç sistemlerini vs… Bu da tabii ciddi bir değişime götürecek dünya insanını. Çünkü mevcut sistem baktığımız zaman dünyada belli bir denge var ama bu denge huzur ve mutluluk getirmedi. Dünyayı yöneten politik sistemler içi çökmüş, çürümüş vaziyette. Enerji kaynakları deseniz öyle… Hâlâ doğayı yok ediyoruz. Alternatif enerji kaynakları üzerinde gizil çalışmalar olmasına rağmen bunlar deşifre edilmiyor. Yani aslında dünya insanının çoğu pek mutlu değil. Bir değişim gerekiyor. Bunu yapacak iki şey var: NASA ve evrende başka zeki varlıkların yaşadığı bilgisi… NASA dünyaya meteor düşecek ve birkaç ay sonra dünyanın yarısı yok olacak şeklinde bir açıklama yaparsa bu dünyayı bir araya getirecek bir haber olur. Bir anda ülkeler arası işbirliği başlar “Biz bu tehlikeyi nasıl bertaraf ederiz?” diye. Böyle bir risk şu anda yok. Dünyaya bir meteorun çarpması 2070’lerde öngörülüyor. Geriye bir tek şey kalıyor, evrende başka zeki varlıkların yaşadığı bilgisi… Bence bu bilgi açıklanırsa dünyada yaşayan birçok ırkı, ulusu bir araya getirecek, birleştirecek. Mezhep, ırk ayrımını yok olacak. Çünkü dünyayı yöneten güçler, başka gezegenlerin ve başka zeki varlıkların yaşadığını açıklarsa biz de dünya toplumunu temsil edeceğiz. Dünyalı olduğumuzu idrak edeceğiz. Aslında bu olumlu yönde bir gelişme. Hal böyle olunca da dünya dışı zeki varlıklar, dünya insanını bir araya geldiğini ve gelişme yolunda önemli adımlar attığını görünce belki bizlerle açık temas kurabilecek. Dünya belli bir aşama kaydettikten sonra onlarla direkt temas kurulursa biz artık uzaya açılabileceğiz. Birtakım teknoloji transferlerinin, bilgi paylaşımlarının hepsi peşi sıra gelecektir. Ama önemli olan insanlığın ve kolektif bilincin bu temasa hazırlanması… Çünkü klasik soru vardır ya “Niye geldiler?”
NİYE GELİYORLAR?
Gelmekteki amaçları evreni, yaşamı ve varoluşu araştırmak. İnsanlık için bir tehdit değiller. Zaten ışık hızını aşan bir teknolojiye sahipler. Aksi bir motivasyona sahip olsalardı şimdiye kadar çoktan bizi ele geçirirlerdi. Çünkü tarihin her döneminde UFO ziyaretleri var. Son dönemlerde bu ziyaretlerin artması da insanlığın bilincinde farkındalık yaratmak istemeleri. Belirli bir kozmik plan çerçevesinde hareket ediyorlar. Yani keyfe keder gelip-gitme gibi bir şey olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü galaksilerin diğer yıldız sistemlerine yolculuk edebilecek düzeye ulaşmış bir teknolojileri var. Bu da gösteriyor ki onların evrimsel süreci bizden çok daha önce başladı. Bence dünya insanını ve dünya gezegenini gözlemliyorlar. DNA yapımızı, genetik kodlarımızı inceliyorlar. Belki de Uzay’dan gelen enerji alanıyla ilgili bir araştırma yapıyorlar.
GİZLİ DOSYALAR AÇIKLANACAK
Hilary Clinton, Amerikan başkanlığı seçim kampanyasında UFO dosyalarını deşifre edeceği vaadi veriyor “Beni başkan seçerseniz açıklayacağım” diye. Dünyevi örtbas ve engelleme devam etse bile uyanış süreci arttığı için insanlar da artık araştırmaya başladı, sorguluyorlar. İleri de binlerce insanın aynı anda Uzaylı ya da UFO göreceği günler gelecek. Bence bütün dünyevi engellemelere rağmen hükümetler 8-10 yıl içinde gizli dosyaları açıklamak zorunda kalacaklar.
YÜZDE 99 UFO
İstanbul-Bodrum seferi yapan uçağın inişe geçtiği sırada iki pilot, Silivri semalarında tanımlanamayan bir cismin yeşil ışık saçarak üzerlerinden geçtiğini söyledi. “UFO olduğunu tahmin ediyoruz” dediler. İki pilotun da aynı gözlemi yapması önemli... Halüsinatif bir durum değil. Pilotlar sürekli uçtukları için havadaki cisimleri analiz edecek eğitimlere sahipler.
TÜRKİYE’DE NEREYE GELİYORLAR?
Uzaylılar tarihi bölgelerde daha sık görülüyor. Nemrut Dağı’nın olduğu bölge, Şirince Köyü tarafları, Efes, Kapadokya… Ama genel anlamda Türkiye’nin her yerinde bu tür gözlemlere dayalı ihbarlar geliyor. Geneline baktığımızda yer altı kaynaklarının, askeri tatbikatlarının, yanardağların aktif olduğu ve nükleer araştırma füzelerinin olduğu yerlerde gözlemler
UZAY GEMİLERİNE ALINAN İNSANLAR VAR
Uzaylılar bazı kişilerle temas kuruyorlar. Onları algılayabilecek ve algıları açık olan insanlarla telepatik bilgi aktarımında bulunuyorlar. Mesela uzay gemilerine alınan insanlar var. O insanlara genetik birtakım deneyler yaptığını söyleniyor. Bunlarla ilgili artık hem bilimsel hem de fiziksel çok kanıt var. Belki de inceledikleri insanlara kendileriyle ilgili bilgi veriyorlar. Zara verme amacı gütmüyorlar. Ama melez bir ırk yaratma üzerine bir projeleri de var gibi gözüküyor. Çünkü yapay bir döllenmeyle yarı insan yarı uzaylı yeni bir ırk yaratma prosesi de var. Yani insan DNA’sıyla da yakından ilgileniyor.