Evinizde verimli iş alanları oluşturmanın yolları! Çalışma alanınızı ve saatinizi belirleyin...

Son günlerde iş yerleri eve taşındı. Salgın nedeniyle home ofis çalışanların sayısı arttı. Peki hazırlıksız yakalandığınız bu durum karşısında verimli bir çalışma ortamı oluşturabildiniz mi? Bu konuda İç Mimar Esra Kestirengöz ve Klinik Psikolog Fahriye Nuşin Akbaş'ın size önerileri var.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Son günlerde iş yaşamında belki de köklü sayılabilecek bir değişim yaşanıyor. Koronavirüs salgını sebebiyle alınan tedbirler kapsamında birçok işyeri home ofis çalışmaya başladı. İnsanlar artık iş yerlerini evlerine taşıdı. Tabii daha önce home ofis çalışmayan kişiler bu duruma alışmakta zorluk çekiyor. Bu noktada gündeme gelen en önemli konu ise evlerde verimli bir çalışma ortamının nasıl hazırlanacağı. İnsanlar psikolojik olarak da zor günlerden geçiyor ve işlerine adapte olmakta zorlanıyor. Elinizdeki imkânlarla en etkin ofis ortamı oluşturmak için İç Mimar Esra Kestirengöz basit ama etkili önerilerde bulunurken psikolojik olarak bu duruma nasıl adapte olabileceğimizle ilgili Medipol Çamlıca Hastanesi'nden Klinik Psikolog Fahriye Nuşin Akbaş önemli tüyolar verdi.

UMUTSUZLUK BESLEMEYELİM CESARETLİ OLALIM

Covıd-19 gibi insanları öldüren, milyonlara bulaşan ve günlük rutini değiştiren görünmez yaygın bir salgının toplumları derinden etkilediğini belirten Psikolog Fahriye Nuşin Akbaş, “Öldürücü virüs kaygı, korku, karamsarlık gibi birçok karmaşık duygu hissettiriyor. Ancak kriz zamanları bize sahip olduğumuz kaynaklarımızı ve becerilerimizi kullanmak için eşsiz imkânlar sunarlar. Bizden önceki nesiller savaşlar, devrimler, kıtlıklar ve salgınlarla karşılaştı. Ama cesaret, umut, birlik mücadelesi ile üstesinden geldiler. Covid-19 da bizim neslimizin üstesinden gelerek yükselebileceği bir imkân olabilir. İnsanlar bu dönemde ihtiyaçları olan güven ve aidiyet duygusunu evlerinde bulabilir. Yaşanan salgına karşı umutsuzluk değil cesaret sergileyerek belirsizliğe tahammül gücümüzü arttırabiliriz.” diyerek insanların bu dönemde morallerini yüksek tutması ve ailesi ile işine odaklanması gerektiğinin altını çiziyor.

KENDİMİZE BELLİ KURALLAR KOYALIM

Home ofis çalışmaya alışık olmayıp buna mecbur olduğumuz bir döneme girdiğimizi hatırlatan Akbaş, bu dönemde verimli çalışmak, konsantre ve adapte sağlayabilmek için öncelikle sınırlandırılmış çalışma saatleri oluşturulmasının altını çiziyor. “Böyle bir kural belirlemek o zaman aralığında aralıksız çalışılacak anlamına gelmez. Bu kural sınırları belirlemek amaçlı esnekliğin önüne geçmek için koyulabilir. Örneğin aksayan işlerin bir sonraki günde iş ortamında olduğu gibi devamını getirebilirsiniz. Mutlak süreklilik sağlanabilecek bir çalışma alanı belirlenmeli, ihtiyaçlara yönelik yapılandırılmalı.” diyen Akbaş şu önerilerde bulundu: “Freelance çalışanlar bağımsız girişimci olarak, karar verme özelliğine sahiptir. Konsantrasyonu bozabilecek herhangi bir olgunun olmadığı bir çalışma ortamını birey kendine sunmalı. Güne dinç başlamalı. İş ortamında ihtiyaç duyulan beslenme alışkanlıkları çalışma ortamında yanında bulundurulmalı. Böylece diğer odalarla sürekli temasın önüne geçilerek evin diğer bölümlerine dikkatin dağılması önlenebilir. Bunlara ek ışık, ses, atmosfer gibi birçok dış etkeni iş ortamında olduğu gibi birey kendine göre ayarlamalı.”

IŞIK ALAN BİR ORTAM SEÇİN

Çalışma ortamı oluşturmak için öncelikle belli bir alanın seçilmesi gerektiğinin altını çizen Kestirengöz, “Bir evde ofisteki gibi çalışmak için çok fazla alana ihtiyacınız yok. Sadece alanları doğru ve etkin kullanın. Çünkü, belirli bir noktada çalıştığımızda ne zaman o çalışma alanına gitsek zihnimizde çalışma komutu oluştuğu için hem daha verimli hem de daha odaklanmış oluruz. Tersi durumda ise dikkat dağınıklığı yaşanabilir. Alanı belirledikten sonra ise konforumuzu elden bırakmayalım. Bu nedenle oturduğunuz sandalyeden, masaya kullandığınız objeler büyük öneme sahip” diyor.

Gün ışığı alan bir yerin çalışma ortamı olarak seçilmesinin doğru olacağını belirten Kestirengöz sözlerine şöyle devam ediyor: “Doğru ışık sizi daha uyanık ve verimli hale getirdiğinden konsantrasyonunuzu bile artırabilirsiniz. Fakat yetersiz aydınlatma, enerjinizi azaltabilir, göz yorgunluğu ve baş ağrısı yapabilir. Bu noktada abajurlardan, masa lambalarından yararlanabilirsiniz. Malum şu an evde kalmak, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamak sağlığımız için yapabileceğimiz en güzel karar. İşte tam da bu yüzden doğayı çalışma alanınıza getirebilirsiniz. Balkonlarımızda ya da camlarınızın önünde yer alan yeşil bitkileri masanıza taşıyabilirsiniz. Bu size hem görsel hem de psikolojik anlamda yarar sağlayacaktır. Ayrıca ortamda yeterli miktarda temiz hava olmasına da dikkat edin.”