dr.bilgehanaydın@gmail.com
Yüzün estetik cazibesinin önemi, sosyal ilişkilerde karşı tarafla ilk etkileşim anlamında en eski faktördür.
Görünüşümüzün sosyal etkileri doğumla başlar. Okul, aile, arkadaş ve iş ilişkilerinde bile çok önemli bir yer tutar. Örneğin orantılı bir burun insanları daha dürüst, güvenilir, başarılı ve sadık olduğunuzu düşünmeye teşvik edebilir. Hastanın burun ameliyatı geçirme motivasyonu, tamamen kozmetik cerrahi açısından bile çok faktörlüdür. Sosyoekonomik, psikolojik ve kültürel faktörler ile kişilik gibi değişkenler nihai kararı etkileyebilir. Rinoplastinin psikolojik yönleri yapılan çeşitli çalışmalarda tartışılırken, birkaç çalışma haricinde literatürde sosyolojik, kültürel ve dini faktörlere yeterince değinilmemiştir. Bu oldukça şaşırtıcıdır. Gerçekten de, sağlıklı bir bireyin kozmetik bir operasyona girmeyi düşünmesine neden olan motivasyonlar üzerinde hâlâ bir fikir birliği yok. Bu motivasyonların değişik kültürlerde yankıları farklı oluyor. Güzelliğe giden yolda estetik uygulamalar bir yaşam tarzı seçimidir. Hastalar genellikle özgüven ve benlik algısında pozitif bir istek ile görünüşlerinin iyileştirilmesini ister. Bu taleple gelen insanların kendileri için hangi yöntemin uygun olacağı, fayda zarar ilişkisinin değerlendirilmesi kendi başına yapacakları bir durum değil. Etik bir yaklaşımla öncelikle kendilerine uygulanacak prosedür doğru seçilmeli ve sonuçları açıklanmalıdır. Yaygın ticarileşme, sosyal medya etkisi, hekim ve sağlık çalışanlarının bilgi eksikliği, kullanılan teknolojik cihazlarla ilgili yetersiz eğitim ve yanlış uygulamalar, hasta tarafında büyük umutlarla başlanan yolculuğun hüsranla sonuçlanmasına neden olabilir.
Sürekli göz önünde bulunan sosyal medya fenomenleri, televizyon ve film yıldızlarının beden görünümleri toplumun bir kısmında onlar gibi görünme isteği uyandırıyor. Bu durum kişinin kendi benliğiyle bir çatışma ortaya çıkarıp sonuçları asla olumlu olmayacak büyük beklentilere neden oluyor. Hekim ve sağlık çalışanlarının bu anlamda hastaya gerçekçi sonuçlar önermeleri çok önemlidir.
Kültürümüzde aile kavramına ve annelik müessesine verdiği önem hepimiz tarafından bilinen ve korumaya çalıştığımız, bana göre de dünya ölçeğinde kıvanç duyduğumuz özelliklerimizdendir.
Bu anlamda değişik bölgelerde çocukları olan, belirli bir olgunluğa erişmiş kadınlarımızın bu tip estetik uygulama ihtiyaçları daha ihtiyatla ele alınmalı. Anadolu’da mütevazı bir hayat süren bir hanımefendiye frapan bir görüntü kazandırmak, ne onu ne de çevresini mutlu eder. Ticari kaygılardan uzak küçük dokunuşlar ile bakımlı ve doğal görünüm elde etmek daha iyi sonuçlar verir. Bahsedilen tarzda hanımefendilerin bu tip ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri, kendileri hizmet alırken çocuklarının aynı ortamda oluşturulmuş çocuk salonlarında aktiviteler yaptığı, hekim kontrolünde çalışan yeni işletmelere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu tip etik ve aile kavramına değer veren kuruluşların gelişmesi ile estetik dünyası halkın gözünde belki de daha saygın bir yer edinebilir…