Estetik ve anti-agingde göze çarpanlar

Prof. Dr. Reha Yavuzer

reha.yavuzer@aksam.com.tr

Dünyada estetik ve yaşlanma kontrolünde neler oluyor diye merak edildiğinde ilk akla her yıl Monte Carlo da yapılan bir kongre gelir. Bu küçük sahil şehrini Nisan ayının başında dünyanın dört bir tarafından gelen doktorlar ve tıbbi firmalar doldurur ve günler boyu estetik deki son gelişmeler görücüye çıkarılır.

ESTETİK VE ANTI-AGING DONYA KONGRESİ (AMWC)

Bu yıl 16.sı düzenlenen Estetik ve Anti-Aging Dünya Kongresi 4-7 Nisan tarihleri arasında Monako da tüm dünyadan konuya ilgi gösteren 12 bine yakın katılımcı ile gerçekleşti. Türkiye’den de 100 civarında plastik cerrah, dermatolog ve medikal estetik hekimi toplantıyı yakından takip edip, güzellik ve estetikteki en son yenilikleri mercek altına almak için katılımcılar arasında yer aldı.

Bilimsel oturumlar kadar stand alanını dolduran yüzlerce üretici firma da adeta bir fuar niteliğindeki kongrenin en önemli unsurlarından biriydi. Geniş bir yelpazeye yayılan katılımcı firmalar gıda takviyelerinden, kozmetik ürünlere, profesyonel cilt bakımı sistemlerinden en son teknoloji lazer cihazlarına, değişik nitelikteki dolgu ve botulinum toksinlerden, mezoterapi ürünlerine kadar pek çok üretimlerini tanıttılar.

GÜZELLİĞE DÜŞKÜN GENÇLİK

Tüm dünyada yapılan çalışmalar güzellik algısı konusunda büyük bir uyanmanın yaşandığını ve güzel olma çabasının artık pek çok kişinin günlük yaşam aktiviteleri arasında yer aldığını gösteriyor. Genç nesil bu güzellik tutkusunda daha hevesli ve iddialı. Bu nedenle güzelleşme arzusunun 18’li yaşlardan itibaren belirginleştiğini görüyoruz. Endüstri de bu talebi görerek daha genç bireylere yönelik hafif uygulamalara ağırlık veriyor. Nemlendirme enjeksiyonları, dudak lazeri ve çok daha yumuşak dolgular işte bu doğrultuda talep gören uygulamalar. Önceki yıllarda sadece ileri yaş bireylerde düşünülen lazer tedavileri de değişmiş durumda. Günümüzde cilde zarar vermeyen, hafif sistemler genç bireylerde deri güzelliğinin arttırılması için kullanılıyor. 

EN HIZLI BÜYÜYEN ALAN: YAĞ HÜCRELERİNİ PARÇALAYAN SİSTEMLER

Neredeyse her bireyde, en ince ve düzenli spor yapanımızda bile, istemediği yağ fazlalıkları var. Bir süreden beri başarıyla kullanılan soğuk lipoliz, bunu takip eden radyofrekans ve ultrason enerjileri istenmeyen yağlardan kurtulmak için başarıyla kullanılıyor. Bu sistemlerin daha da geliştiğini ve yeni jenerasyon cihazlarda başarı oranlarının çok daha iyi olduğunu kongre bir kez daha gözler önüne serdi. Bu sistemlerin dışında bedene temas etmeden dışarıdan uygulanan düşük enerjili lazer sistemleri de aldığı FDA onayı ile en dikkat çekici uygulamalardan biri oldu. Bu lazer cihazlarının en büyük avantajı çok kısa sürede, hiç ağrı duymaksızın arzu edilen bölgeden yağ hücrelerinin içeriklerinin boşaltılmalarını sağlaması. İstenmeyen yağlardan kurtulmanın belki de en kolay yolu olan bu sistem henüz Türkiye de yok. 

DOLGULARIN IŞIĞINDA GÜZELLİK 

Bu senede daha önceki senelerde olduğu gibi yumuşak doku dolguları önemli bir yer tutmaktaydı. Dünyanın ileri gelen üreticilerinin değişik nitelikteki dolguları sadece içerik değil aynı zamanda uygulama teknikleri ile doktorların dikkatine sunuldu. Dolgu alanında süre gelen yarış günümüzde kullandığımız dolgulara bizleri ulaştırdı. Endüstrinin araştırma ve geliştirmeye verdiği önem nedeniyle yakın gelecekte çok daha becerikli dolguların kullanıma sunulacağı ipuçları da katılımcılar ile paylaşıldı.

ANTİOKSİDANLARIN HAKİMİYETİ

Kozmetik grubu ürünleri incelediğimizde içeriklerinde artan miktarda antioksidanlara yer verildiğini görüyoruz. Ürünlerin başarılarının arttırılmaları için kombinasyon tarzında antioksidanlar sıklıkla doğal içerikler halinde kozmetiklerde tercih edilmişler. Kozmetiklere ilgi yıllar içerisinde azalmadan devam ediyor. Bu konuda büyük üreticiler kadar yenilikçi küçük üreticilerin ürünleri de dikkat çekiyor. Özellikle uzak doğu nun bu konuda hâkimiyeti söz konusu.