DR. SEVDA SARIKAYA / sevda.sarikaya@stargazete.com
Son günlerde ABD'nin gündemini meşgul eden problemlerden biri, ergen ruh sağlığı sorunlarının son yıllarda belirgin artış göstermesi. Konu üzerinde çalışan bilim insanları, uyarılarının görmezden gelindiğinden, bu konuda gerekli adımların atılmadığından şikâyetçiler. Bu durumun ileride istenmeyen birçok sonuca gebe olacağı düşünülüyor. Ayrıca bu problemin tek başına pandemiye bağlanamayacağı, pandemi öncesi raporlarda da özellikle lise çağı çocuklarının yaşadıkları ruh sağlığı sorunlarının araştırmalarla dokümante edildiği, yapılması gerekenlerin sıralandığı ama beklenen ilgiyi görmediği üzerinde duruluyor.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinin(CDC) yayımladığı 2009-2019 raporunda şiddetli duygusal stres yaşayan lise öğrenci sayısında belirgin artış görüldüğü bildiriliyor. 2019 yılında yapılan bir ankette, lise öğrencilerinin yüzde 37'sinin aşırı üzgün ve ümitsiz hissettiği, beş çocuktan birinin ciddi intihar düşüncelerini aklından geçirdiği, 11 öğrenciden birinin ise intihar girişimi olduğu sonucu elde edilmiş. Özellikle kendisini lezbiyen, gey, biseksüel ya da transgender olarak tanımlayan öğrencilerde bu oranların daha yüksek olduğu daha fazla intihar girişiminde bulundukları saptanmış. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinin(CDC) pandemi sırasında ülke çapında yaptıkları ilk ankette, genç erişkinlerin hayatlarının büyük oranda kötü anlamda etkilendiği gözlenmiş. ABD'deki ergenlerin neredeyse ¼'ünün açlıkla karşılaştığı, yarıdan fazlasının aile içinde istismara uğradığı, Asyalıların yüzde 60'ı, siyahların ise yarısının ırkçılıkla karşılaştığı sonucu çıkmış. Duygusal stres, intihar düşünceleri ise kızlarda ve LGBTQ öğrencilerde daha yüksek oranda saptanmış. Uzmanların sunduğu raporlara göre sorunun çözümü; çocuklara stresle baş etme yöntemleri konusunda eğitimler vermek, depresyon konusunda bilinçlenmelerini ve erken fark edip yardım istemelerini sağlamak, sağlıklı sosyal ilişki kurma konusunda onları bilinçlendirmekten geçiyor. Örneğin pandemi döneminde okuldan diğer arkadaşları ile iletişimi sağlıklı bir şekilde sürdüren ergenlerde ruh sağlığı sorunlarına çok daha az rastlandığı, intihar düşünceleri ve teşebbüsünün de aynı şekilde daha az olduğu saptanmış.
Çocuklarda akran zorbalığı da üzerinde durulması gereken çok önemli bir konu. ABD'de liseye devam eden bir çocuk annesi olarak, Türkiye'de bu konunun gereken önemi görmediğini düşünüyorum. Akran zorbalığı konusunda çocukları ve aileleri eğitmek başta olmak üzere, saptandığında caydırıcı disiplin cezalarının uygulanması elzem. İlkokulu Türkiye'de bitiren kızım, ortaokulda ABD'ye yerleştiğimizde aradaki farkı çok güzel anlatmıştı. Çünkü Türkiye'de uğradığı akran zorbalığını kanıtlamamız bile mümkün değildi. Çünkü akran zorbalığının tam olarak sınırlarını bilmeyen, çocuğu dövmedikleri sürece her şeyi normal gören bir anlayışa sahip kişilerle muhatap olmuştuk. Çocuklar bile kendi uğradıkları akran zorbalığını tanımlayamıyorlar ama travmatize oluyorlar. Özellikle özel okullarda velilerdeki 'para ödediği' için her şeye hakkı olduğunu düşünen zihniyet değişmeli. Bunun için de eğitimcinin daha fazla söz hakkı olmalı diye düşünüyorum. İnsanın olduğu yerde bunu tamamen önlemek mümkün olmasa da önce farkına varmak, sonra da caydırıcı disiplin cezalarıyla minimuma indirmek birçok çocuğun hayatında fark yaratacaktır.