En kullanışlı popüler müzik: K-Pop

Bugünlerde K-Pop'la ilgili tartışmalar yeniden alevlendi. Son bir yılda 4 K-Pop yıldızının intiharı bu sektörün acımasızlığını gündeme getirirken aynı grubun ABD'deki ırkçılık karşıtı harekete 1 milyon dolar bağışlaması bu tür grupların başka amaçlar için kullanıldığı iddialarını da güçlendirdi.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Popüler kültür endüstrisi her dönem belli yaş gruplarını etkilemek için çeşitli rol modeller sürer piyasaya. Şimdilerde 12-18 yaş grubunu en çok etkisi altına alan figürler ise K-Pop müzik grupları. Renkli dansları, güçlü kareografileri ile gençlerin ilgi odağı olmayı başaran bu gruplar masum müzik toplulukları gibi görünse de fan gruplarının etkisiyle kısa sürede bir bağımlılığa dönüşüyor. Akran zorbalığına zemin hazırlarken, cinsiyetsizlik politikası üretenler için de verimli bir zemin oluşturuyor. Uzun süredir K-Pop’un gençler için nasıl bir tehlike oluşturduğunu anlatmak için mücadele veren Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Başkanı Said Ercan’a K-Pop müzik sektörünün gençler üzerindeki etkisini konuştuk.

K-pop nasıl bir müzik endüstrisi?

Türkiye’de ya da dünyadaki gibi bağımsız sanatçı değil bu tür müzik üretenler. Hepsi çeşitli şirketlere bağlı olarak çalışıyor. Kore’deki siyasetçiler de genç seçmenlerine ulaşmak ve onları yönlendirmek için bu grupları kullanıyor. Kore ekonomisine de ciddi bir katkı sağlıyorlar. K Pop solistleri dünya gençliğine rol model olarak sunuluyor. BTS grubunun üyeleri cinsiyetlerini “tüm cinsiyetlere eşit mesafede” olarak tanımlıyorlar. Dünyada nötr cinsiyet projeleri de bu gruplar üzerinden ilerliyor ve özenti haline geliyor. K pop’u dünyada küresel güçler, LGTB bayrağını yaymak, transhümanizm felsefesini çocuklara aşılamak için kullanıyor. Türkiye dahil bir çok ülkede fan buluşmaları kiliselerde yapılıyor.

K-pop şarkıcıları neden intihar ediyor?

K-Pop sanatçılarının intihar sebeplerinin en başında sektörün çok ağır şartlar dayatması geliyor. Ciddi bir rekabet var ve şirketler gençleri ağır sözleşmeler altında çalıştırıyor. Düşünün bu şarkıcı çocuklar 12-13 yaşlarında seçiliyor, günlük 10-15 saat dans figürleri çalışmak zorunda. 30’lu yaşlarına kadar bu süreç devam ediyor. Aileleri ile görüşmeleri, telefon kullanmaları kısıtlı. Hayatlarını nasıl şekillendireceklerini tamamen şirket belirliyor. Hepsi aynı evde kalıyor. Robotik bir hayat düşünün. Bunların hepsi bir araya geldiği zaman hayatı sorgulamaya başlıyorlar.

Ergenler neden bu gruplarla bu kadar güçlü aidiyet kuruyor?

BTS grubu K-pop’ta ilk defa İngilizce şarkılar söyleyen grup. Army denilen en popüler fan grubuna sahipler. Okullarda temsilcileri var. Bir araya gelip bir komünite oluşturuyorlar. Çocuklar bunlardan sevgiyi öğrendiklerini, onlarla aile olduklarını dile getiriyor. Sevgi depoları çok dolu onlara karşı. Kore’yi tanımak, oraya gitmek ve Kore’de yaşamak istiyorlar. Onların lisanslı ürünlerini kullanarak daha iyi fan olduklarını kanıtlamaya çalışıyorlar. Bu dijital birliktelik bir ayrıcalık gibi görünse de uzun vadede bağımlılığa dönüşüyor. Fanların oluşturduğu komünite bir ideolojik aygıt gibi davranıyor, insanları çeşitli amaçlar için birlikte hareket etmeye sevk ediyor.

K-pop’un dinleyicilerine sübliminal olarak bir takım mesajlar yüklediği söylenebilir mi?

Müziğin insanı etkilediği çok bariz. Bilimsel çalışmalarla da ortaya konuluyor. Bugün geldiğimiz noktada bilim bize şu imkânı veriyor. Aynı ses kanalına iki ses yükleyebiliyorsunuz. Bir ses açıyoruz; yetişkinler başka bir şey duyuyor, gençler başka bir şey. Bu şekilde bilinçaltına nasıl mesajlar verildiği ile ilgili bilimsel çalışmalar yapılıyor.

Gençlerden ne tür dönüşler alıyorsunuz?

İki buçuk, üç yıldır bu konuyla ilgileniyorum. 8-18 yaş arasındaki çocuklarımız bu grupları dinliyor. Bana şunu söylüyorlar; ‘Hocam sizden önce bunları hiç düşünmemiştik ama çok bağımlı olduğumuzun farkına vardık. Ders notlarımız düşmüş, ailemiz ile iletişimimiz kopmuştu. Onların videoları dünyada en çok izlenen olsun diye rekorlar kırmaya çalışıyorduk. Erkekleri birbirine yakıştırıyorduk. Siz söyleyince farkına vardık.’ Bu konuda bilinçlenen çok fazla kardeşimiz var. İnsanlar artık rahatça K-Pop hakkındaki düşüncelerini paylaşmaya başladı. Daha önce hiçbir eleştirel cümleye tahammül edemiyorlardı. Düşüncelerimizi açıklamamız linç edilmemize yetiyordu. K pop hakkında açıklama yaptığı için siber zorbalığa uğradığını söyleyenler de var.

KİTLESEL HAREKETLERE K-POP’TAN BÜYÜK DESTEK

ABD’de George Floyd cinayeti sonrası yeniden alevlenen ırkçılık karşıtı harekete destek veren sanatçılar arasında BTS grubu da var. Grup ve şirketi Big Hit Entertainment, ‘Black Lives Matter’ hareketine 1 milyon dolar bağışladı. BTS’in 1 milyon dolar bağış yaptığının ortaya çıkmasının ardından bu rakama ulaşmak için ‘#MatchAMillion’ kampanyası başlatan hayran kitlesinin (ARMY) de ‘Black Lives Matter’ ve Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği gibi insan hakları örgütlerine 24 saat içinde aynı şekilde 1 milyon dolar bağışladığı açıkladı. ‘One in an ARMY’ adlı fan sayfası gönüllü bir şekilde bağış kampanyaları düzenliyor. ‘Gelecek neslin liderlerinden’ biri olarak Time dergisine kapak olan BTS, Eylül 2018’de de BM kürsüsünden dünyaya seslenmişti. Grup adına konuşma yapan RM (gerçek adıyla Kim Nam-joon) “Kim olduğunuz, nereli olduğunuz, teninizin rengi, cinsel kimliğiniz önemli değil. Kendinizi anlatın. Kendinizi anlatarak kim olduğunuzu ve kendi sesinizi bulun” demişti. Güney Kore müzik sektöründen başka isimler de gruplarıyla birlikte ya da bireysel olarak ırkçılığa karşı para yardımları yaptı. GOT7 grubundan Mark Tuan, George Floyd Memorial yardım fonuna 7 bin dolar gönderdi. Rapçi pH-1 ‘Black Lives Matter’ hareketine 3 bin, DAY6 grubundan Jae de Minnesota Freedom Fund’a 1000 dolar bağışladı.

BOT HESAPLAR KULLANIYORLAR

“Grup hakkında yorum yapan eleştiri yapan herkes linç ediliyor. Genelde eleştiriler aşağı yukarı ajanslar tarafından yazılmış bot metinler gibi duruyor. “Sen önce x x x konuları konuş bu meseleye girme gibi” oluyor. Ayrıca sizi cinsiyet düşmanı ilan ederek ötekileştiriyorlar. Bu etki altındaki çocuklara cevap verilmesini ve hakaret edilmesini doğru bulmuyorum onlar muhtemelen bir şekilde büyüleniyorlar ve sevgi depoları doluyor. Bilim insanları psikologlar ve imge bilimciler bu gruba ve bu grup üzerinden yönetilen projeye acil çalışmaları gerekiyor! Bu konu Türkiye’de ciddi anlamda konuşulmalı, sosyal medya linçinden korkmayın.”