Kadınların beklentilerini; kadın sağlıkçı olarak, kadına şiddet vakalarında neler hissettiklerini sorduk.
Dr. Nurgül Çiğdem: “Bu ülkede yaşayan bir kadın olarak ne istersiniz?” şeklinde bir soruyla karşılaştığımda bir şaşkınlık yaşadığımı ifade edeyim. ‘Kadın’ kimliğine sahip olduğumu unutmuş gibiydim. Benim kullandığım kimliğim bellidir; önce doktorum, sonra 112’de şefim... 112’de iş hayatına girdim; ambulans doktorluğundan İstanbul Avrupa Komuta Merkezi şefliğine geldim. Siz gayret gösterip çalıştıktan sonra, cinsiyetinize bakılmadan bütün kapılar önünüzde açılıyor bu ülkede...
MAZERET KABUL EDİLEMEZ
“Bir kadın sağlıkçı olarak, kadına şiddet vakalarında neler hissediyorsunuz?” Önce kadın sağlıkçıya şiddeti konuşayım. Çocuğu yüksek ateşle yatan bir anne düşünün; çocuğuna ateş düşürücü şurup vermek isterken, çocuk ateşin etkisi bir refleksle elinin tersiyle annesinin eline vuruyor. İşte o anne ne hissediyorsa biz de aynısını hissediyoruz. Bir anne, çocuğunun tepkisine elbet üzülür, ancak ilaç vermekten asla vazgeçmez, bilakis daha büyük bir şefkatle yaklaşır. Kadınlar gününde ilk aklıma şehit anaları gelir. Ne analardır ki ne yiğitler yetiştirmişler. En değerli kadınlarımızdırlar... Kadının işlevi değil midir toplumun ihtiyacını üretmek; bugün sevgi ve şefkat lazım... Yine anaç duygularıyla tüm kadınlarımıza düşüyor bu vazife...
Toplum eğitime teşvik edilmeli
ATT Duygu Mısırlıoğlu: Psikolojik ve sosyal şiddetin olmadığı, kadın –erkek fırsat eşitliği konusunda daha çok adım atılan çevre istiyoruz. Kadına şiddet vakalarında tabii ki daha çok zorlanıyoruz. Her ne kadar işimizi yapmaya çalışsak da daha hassas ve duygusal olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. Toplumumuz daha çok eğitime teşvik edilmeli.