YELİZ COŞKUN / yeliz.coskun@aksam.com.tr
Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz? Pilot olmaya nasıl karar verdiniz?
1938 yılında İstanbul’da doğdum. İzmir Namık Kemal Lisesi’nden sonra kısa bir konservatuvar eğitimim oldu ve o günlerin gençler arasındaki hevesiyle pilot olmaya karar verdim. Ailemden habersiz 1957’de Hava Harp Okulu’na girdim. 1959’da subay çıktım ve uçuşa başladım. Böylece 42 yıl sürecek uçuş serüvenim başladı.
Türk Hava Kuvvetleri’nde hangi görevlerde bulundunuz?
28 yılını Türk Hava Kuvvetleri’nin muhtelif filolarında av ve av bombardıman pilotu olarak uçtuktan sonra 1985’te Hava Kuvvetleri’nden kendi arzumla emekli oldum. 20’den fazla tip uçakta uçtum ve filo komutanlığı yaptım. 1967 yılında ABD’de Kalifornia’da USC Üniversitesi’nde uçak kazalarını inceleme ve önleme eğitimi aldım. 1969-70 yıllarında Pakistan Hava Kuvvetleri’nde görev yaptım. 1977-79 yıllarında İtalya’da NATO karargahında görev yaptım. Türkiye’ye döndükten sonra muharip uçak projesinde değerlendirme pilotu olarak çalıştım ve sırasıyla F-16, F-18, F-20, Tornado (İngiltere) uçaklarında test pilotu olarak uçtum. 1985-99 yıllarında Ankara’da Türk uçak fabrikasında F-16 uçaklarında manager olarak ve test pilotu olarak görev yaptım son uçağı 11 Kasım 1999’da uçurarak uçuş hayatımı noktaladım.
7 KİTAP KALEME ALDIM
F16’ları Türkiye’ye getiren ilk isim sizmişsiniz...
Evet... Türk Hava Kuvvetleri’nin ana gücü olan F-16 uçaklarının Türkiye’de imal edilmesini hedef alan ortak imalat programının gerçekleşmesinde aktif görev almam hayatımın en gurur verici olayıydı. İlk F-16 uçuşumu 1983 yılında ABD’de Texas Fortworth’ta yaptım.
Emekli olduktan sonra mı kitap yazmaya başladınız?
Hava Kuvvetleri’nde geçen 28 yıllık uçuculuk dönemimi hayatım olarak tanımlayabilirim. Sayısız anılarımı ‘Bir Savaş Pilotunun Anıları’ isimli bir kitapta topladım. Bu günlerde ikinci baskısı çıkacak olan kitabım kendisini takip edecek olan 7 kitabımın da başlangıcı oldu.
ATATÜRK’Ü HEYECANLA YAZIYORUM
Atatürk ile ilgili bir kitabın üzerinde çalışıyormuşsunuz. Neler anlatacaksınız?
Hayatımın en heyecan verici ve bir o kadar da onur verici kitabını yazıyorum: “21.yüzyılda Mustafa Kemal Atatürk”. Değişik bir yaklaşımla dünyanın Atatürk’e bakışını yıllardır dış basından topladığım oldukça kapsamlı bir arşivle yansıtmaya çalışıyorum. Çalışmalarım ilerledikçe Batı’nın 20. yüzyılın lideri seçmekteki haklılığını gururla izliyorum. 400 sayfasını geride bıraktığım kitabımı Cumhuriyetin 100. yılında tamamlamayı hedefliyorum.
Darüşşafaka ile tanışma hikâyenizi anlatır mısınız?
THK’nın ve ulusumun ezeli ve ebedi hizmetkârıyım. Bu süreçte Darüşşafaka da benim için ayrı bir yere sahip. Bodrum’da yaşıyordum. Dostlarım sayesinde Darüşşafaka’dan haberdar oldum. Birbirinden değerli yaşıtlarımla birlikte yaşlılığımın değil ama yarım kalan mutluluğumu yeniden yaşıyor; paylaşmaya devam ediyorum.
Urla Rezidans’ta neler yapıyorsunuz?
Darüşşafaka uzun yıllardır özlemini çektiğim sakin ve sorunsuz yaşam ortamıyla bana yazma ortamını veriyor ve ben bunu yeni kitaplarımı dostlarımla paylaşıyorum. Çok güzel bir tesis…Yani ben budan daha iyisi olur mu diye düşünüyorum. Amerika’da da gördüm böyle tesisleri. Kesinlikle bundan daha iyi değildi. Bu açıdan Darüşşafaka yönetimine minnettar olduğumu da özellikle vurgulamak isterim.
Darüşşafaka bağışçısı oldunuz, onlarca çocuğun hayatına dokunuyorsunuz. Peki sizin çocuklarınız var mı?
Bir oğlum, bir kızım var. Oğlumdan bir torunum, torunumun da oğlu var. Kızım da beş üniversite bitirdi. Amerika’da büyük bir bankada çalışıyor.
500’E YAKIN BAĞIŞÇI VAR
Türkiye’nin dört bir yanından ebeveyn kaybı yaşamış, maddi olanakları sınırlı çocukları, 1863 yılından bu yana eğitimle fırsat eşitliği misyonuyla kaliteli eğitimle buluşturan Darüşşafaka Cemiyeti, 23 yıldır devam ettirdiği ileri yaş bakım hizmetlerini bugün dört farklı rezidansında sürdürüyor. Bağışçılarının ileri yaşlarını güvenli ve konforlu bir ortamda geçirmelerini sağlamak amacıyla, ilk olarak 1997 yılında Yakacık Rezidans’ı hayata geçiren Darüşşafaka Cemiyeti, ardından Maltepe, Şenesenevler ve Urla Rezidansları’nı da hizmete açtı. Bugün Darüşşafaka’nın 157 yıllık deneyim ve geleneğine güvenerek Darüşşafaka Rezidansları’nda 500’e yakın bağışçı yaşıyor.