Edebiyatımızın toprak kokulu çocukları

Özlem SÖNMEZ

ozlem.sonmez@aksam.com.tr

Bir köy öğretmeni ve henüz ilkokula giden şair ve yazarlar…. Onlar yazdıklarını zımbalarla birleştirip kitap yapan, utandıkları için kimi zaman hikâyeleri yırtıp atan gizli cevherler… Hayatlarına dokunan ise Türkçe öğretmenleri Emre Uğur. Şimdi Türkiye’ye adlarını duyurdular, bir kitapta hikâyelerini toplayıp Şehit Necmettin Öğretmen’e ithaf ettiler. 

Türk öğretmenine eğitim seferberliğini yurdun her mezrasına, her köyüne, her karışına taşımak yaraşır… Köy öğretmenleri yaşadıkları yerlere ayrı bir anlam katar. Emre Uğur da yurdumuzun uçsuz bucaksız köylerine eğitimi götüren bir öğretmen… Şimdi Afyonkarahisar’ın bir köyünde görev yapıyor. Okuma-yazmayı öğrenen minik yüreklerden bir edebiyat ordusu yaratmış… Onları sempozyumlara, yarışmalara göndermiş… Sonuç mu; gurur verici başarılar… Bir de hepsinin yüreğinden dökülen o eşsiz hikâyeleri bir kitap da topladı Emre Öğretmen… Türk edebiyatının yeni neferlerini çekirdekten yetiştirmek için… 

Hocam öğretmenlik çok kutsal bir meslek. Siz de bir eğitim neferi olarak bu miniklerle yola çıkış hikâyenizi anlatır mısınız?

2014 yılında Şanlıurfa’da bir köyde göreve başladım. Okuma yazma oranının ve devam durumunun çok düşük olduğu pamuk tarlalarıyla çevrili bir köyde, “Köye kütüphane açmak çöle çeşme getirmek gibidir” anlayışıyla öğrencilerimle birlikte kolları sıvadık. Halkın da faydalanabileceği bir köy kütüphanesi kurduk. Bunu civar köylerde açtığımız kütüphaneler izledi. Türkçeyi ortaokul sıralarında öğrenen öğrencilerim dur durak bilmeden okuyor, yeni dünyalara açılıyorlardı. 

Açtığımız kütüphanelere de kendi yazdıkları şiir ve öykülerden oluşan, karton zımbalayarak hazırladıkları kitaplarını hediye ediyorlardı. Sonra Afyonkarahisar İhsaniye’de bir köy okuluna tayin oldum. Gördüm ki köy her yerde aynı köy, çocuk her yerde aynı çocuk. Bu öğrenciler de dosya kâğıtlarına yazdıkları öyküleri ciltleyip kitap yapıyorlardı. Bir kapak çizip yazdıklarına zımbaladıklarında kendilerini bir yazar gibi hayal ettikleri belliydi. Kocaman yürekleriyle kendi öykülerini kaleme almaları hayaline daldım. İlkokul sıralarındaki çocukları imza günlerine taşıyacak serüvenimiz bu hayal ile başladı.

ÖĞRENCİLERE YETENEK TARAMASI 

Onları nasıl keşfediyorsunuz? Özel bir çalışma şekliniz var mı?

İhsaniye’de Kaymakamımız Alper Taş›ın öncülüğünde “Eğitimde Üç Adım Modeli” adlı bir proje uygulanıyor.  Sene başında ilçedeki tüm öğrencilerimiz okullarında yetenekli oldukları alanlara göre genel yetenek gruplarına ayrılıyorlar. Bilim, tiyatro, resim, müzik, spor alanlarında en iyi olan öğrenciler tespit edilerek özel yetenek grupları oluşturuluyor. Seçilen öğrenciler hafta sonları köylerinden ilçe merkezine taşınarak işinin eğitim alıyorlar. Ben de bu projenin edebiyat alanında, 2.sınıftan 12. sınıfa öğrencilerle çalışmalarımı yürütüyorum. 

Öğrencilerin yetenekli oldukları alanda Türkiye çapında isimlerle söyleşiler yapması sağlanıyor. Tüm alanlarda ulusal yarışmalara katılım sağlanıyor. Bu projeyle öğrencilerimiz onlarca Türkiye derecesi elde ettiler. Bir öğrencimiz Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde düzenlenen bir yarışmada Türkiye birincisi oldu. Tiyatro grubunda eğitim gören bir başka öğrencimiz “Kral Midas›ın Hazinesi” adlı sinema filminde rol aldı. 

Aileler bu duruma nasıl bakıyor, sizi destekliyorlar mı?

Velilerimiz “Eğitimde Üç Adım Modeli”nin ilçemizdeki yansımasından oldukça memnunlar ve projeyi destekliyorlar. Çünkü bu başarılar çocuklarımızın akademik başarılarına da etki ediyor. Çünkü özgüven kazanıyor, daha çok çalışıyor. Çocuklarının ulusal başarılar elde ettiği ödül törenlerine katılan veliler de çocuklarına daha fazla inanmaya ve güvenmeye başlıyor. Halkın sanata, spora ve bilime olan bakış açısı da değişiyor. Hayatında cirit sporunu görmemiş bir veli il birincisi olan çocuğuyla birlikte eğitimde sporun önemini kavrayabiliyor. Ailelerimiz artık çocuklarının önemli yerlere gelebileceğine inanıyorlar.

Çocuklarla kendinizi tanıtmak için hangi etkinliklere katıldınız?

Kitap fuarlarına katılım sağladık. TÜBİTAK Bilim fuarlarında edebiyat projelerimizin sunumlarını yaptık. İlçemizde gerçekleşen Yetenek Festivalinde Türkiye derecesi eserlerimize yer verdiğimiz bir dinleti gerçekleştirdik. Çeşitli köy okullarında kitabımız için imza günleri düzenledik. Gelecek yıl ise ilçemizde yer alan Frigya Vadisindeki Tarihi Memeç Kayalıklarında geniş katılımlı bir okuma etkinliği ve edebiyat şenliği düzenlemeyi planlıyoruz.

“Edebiyatımızda “Yedi Güzel Adam” olarak anılan Cahit Zarifoğlu ve arkadaşları aynı dersliklerde eğitim görüp edebiyatımızda başarıyla yer aldılar. Ben onlardan yıllar sonra Türk edebiyatını bir bayrak gibi dalgalandıracak öğrenciler yetiştirmeyi amaçlıyorum.” 

Yazdıklarını utancından yakan var

Amaçlarınız ve hedefleriniz nelerdir?

Bir öğrencim var, ismi Emine. Bizleri bu yıl üç Türkiye derecesiyle onurlandırdı. Bir ödül törenindeki konuşmasında geçmişte yazdığı öyküleri çevresindekilerin okumasından utanarak sakladığını, hatta sobada yaktığını söyledi. Bu öğrencinin öyküleri şimdi tüm ülkeye açıldı. Yazdıklarını utancından yakan bu çocuk şimdi “Nobel Edebiyat Ödülünü bir gün ülkeme getireceğim” diyor. Benim amacım cevherlerini içinde saklayan tüm Eminelere geç olmadan ulaşabilmek. 

Herkesin kaçmak için tayin istediği ve gelmek istemediği Harran'da Emre öğretmen adeta öğrencilerinin kahramanı olarak görülüyordu. Öğrencilerine birçok etkinliği 'yok'tan 'var'etti!

Kitabımızı Necmettin Öğretmen’e ithaf ettik

Yeni bir kitabınız çıktı. Bize kitabınızın içeriğini anlatır mısınız?

15 öğrencinin öykülerinden oluşan “Her Çocuk Bir Türk Bayrağıdır” adlı kitabımızı yayınladık. Öğrencilerim kitaplarını Şehit Öğretmen Necmettin Yılmaz’a ithaf ettiler. Kitap baskıdan çıkar çıkmaz da ilk nüshasını şehit öğretmenimizin öğrencilerine gönderdiler. Kitabın yazarları arasında bulunan Nurdan ikinci sınıfa gidiyor. Okuma yazmayı öğrenir öğrenmez öyküler yazmaya başladı. Yaşıtları yaz tatilini telefon ve tabletlerle geçirirken şimdi o büyük bir heyecanla kitap yazıyor. Sema adlı öğrencimiz hiç görmediği Çukurova’yı okuyanları hayretler içerisinde bırakacak kadar güzel betimlemelerle anlatıyor. Damla, bilim kurgu öğeleri içeren ve benzerine rastlayamayacağımız özgünlükte eserler üretiyor. Sevda, şiirlerini Orhan Veli’nin Garip akımını yeniden canlandıracağına inanarak kaleme alıyor.  Anlayacağınız kitabımızı çocukların hayalleri süslüyor.