MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr
Hekimle başlayan şifa süreci eczacıyla devam eder ve tanı ecza ile şifaya varır. Eczacıların hayatımızdaki önemini Koronavirüs sürecinde bir kez daha anladık. Salgın döneminde üzerine düşen görevi büyük bir özveri ile gerçekleştiren meslek gruplarından biri de eczacılar oldu. 7/24 hizmete açık bir şekilde fedakârca çalışmalarına devam ettiler. Belki hastane çalışanları kadar risk altında değiller ama gün içerisinde birçok hastanın ilaçlarına ulaşmasına aracı oldukları için virüs ile burun buruna bir çalışma hayatı geçiriyorlar. Eczanede hem kendilerini hem de gelen hastaları korumak amacıyla birçok tedbir alan eczacılar, evlerinde de sevdikleri ile mesafelerine dikkat ettiler. Bu süreç kuşkusuz onlar içinde yıpratıcı oldu. Peki neler yaşadılar? Alkışı hak eden sağlık çalışanları arasında yer alan eczacılardan Koronavirüsle geçen günlerini dinledik. Virüsün yoğun olarak görüldüğü illerden Bursa’da mesleğini icra eden Uzman Eczacı Muhammet Demir ve virüsün Türkiye’deki merkezi konumundaki İstanbul’da çalışan Eczacı Kalfası Hakan Duray’a geçen iki buçuk ayı sorduk.
SIKI TEDBİRLER ALMIŞ DURUMDAYIZ!
Uzman Eczacı Muhammet Demir: Eczanede beş kişi çalışıyoruz. Hastalarla aramıza 1,5 metre mesafe koyacak şekilde bankolarımızı ayarladık. Ayrıca eczane 15 günde bir sterilize ediliyor. Alan geniş olmasına rağmen üç kişiden fazla kimseyi içeriye almıyoruz. Bu konuda halkımız da bilinçliydi. Yerlere stickerlar koyarak eczanede sosyal mesafeye özen gösterdik. İçeriyi sık sık havalandırdık. Girişte ve banko önlerinde dezenfektan bulundurduk. Teması azaltmak için ödeme cihazlarımızı temassız hale getirdik. Şunu da belirtmek isterim eczanemizde aldığımız önlemler çift taraflıydı. Bize gelen kişilerden hastalık bulaşabileceği gibi biz de hasta olup farketmeden eczanede dostlarımıza ya da evde ailelerimize bulaştırabilirdik. Maske dağıtımı ile birlikte günler daha yoğun geçti. Normalde çalışma arkadaşlarımı dinlendirebilmek ve viral yükü azaltmak için ekibi ikiye bölmüştük. Maske dağıtım görevi verilince maalesef bu uygulamadan vazgeçmek zorunda kaldık. Maske dağıtımını yapmak üzere eczanede ayrı bir yer oluşturduk. Virüse yakalanan kişilerden bazılarının herhangi bir belirti göstermeden hastalığı geçirdiği ilk günlerden itibaren biliniyordu. Bu yüzden çok dikkatli davrandık. Eczaneden çıkmadan, arabadan inmeden dezenfektan kullanarak evlere girdik. Doğruca banyoya giderek özellikle temasta olan bölgelerimize daha çok dikkat ederek banyo yaptık. Dışarda giydiğimiz eşyalarımızı hemen balkona çıkarıp 24 saat havalandırdıktan sonra yıkadık. Evde de ailemizle fiziksel temastan kaçınarak günlerimizi geçiriyoruz. Ayrıca dışarıdan aldığımız her şeyi çamaşır suyundan geçirdikten sonra dolaplara yerleştiriyoruz. Bu süreçte herhangi bir belirti göstermediğimiz için test yaptırmadık. Öncelik hastalık belirtisi gösteren insanların diye düşünüyorum. Devlet ve millet olarak bilime sarılarak bu süreçte gerekenleri yaptık. Bundan sonra da bu emekleri heba etmemek elimizde. Normalleşme süreci başlamış olmasına rağmen öncelikle bu normalin öncekilerden farklı olacağının bilincinde olmalıyız. Moralimizi her zaman üst seviyede tutup hijyene ve bağışıklığımıza yatırım yapmamız gereken dönemlerdeyiz.
NÖBET GÜNLERİ DAHA TEHLİKELİ
Eczacı Kalfası Hakan Duray: Hastanede çalışan sağlık çalışanları kadar risk altında değiliz elbette. Onlar hastalarla birebir muhatap oluyor. Kovid-19 teşhisi konulan hasta genelde sağlık durumu iyiyse zaten evde karantinada süreci geçiriyor. Bu yüzden bu hastalar genelde eczaneye gelmez. Yakınları gelir. Ancak biz hem kendi sağlığımız hem de gelen vatandaşların sağlığını düşünerek belli tedbirler aldık. Eczanemiz çok büyük değil. Bundan dolayı içeriye asla hasta kabul etmiyoruz. Sürgülü kapımızı durdurduk ve kapı önüne şerit çektik. Gelen hastalar dışarıdan bize kimlik numaralarını ve şifrelerini söylüyor. Artık doktorlar reçete yazmıyor. Hasta ile aramızda en az bir buçuk metre oluyor ve sadece ilaçlarını verirken ve ücretleri öderken kısa bir süreli temas gerçekleşiyor. Paralar bu konuda tehlikeli. Ancak şunu fark ettik ki gelen paralar gıcır gıcır. İnsanlar artık evde paraları yıkıyor. Kapı önünde müşteriler sosyal mesafelerini koruyorlar. Genelde herkes maske takıyor. Bizlerde eldiven, maske kullanıyoruz. Gün içerisinde sık sık değiştiriyoruz. Sağlık Bakanlığı tarafından gönderilen günlük koruyucu kıyafetlerimiz de var. Özellikle nöbet günlerinde bunları giymeye özen gösteriyoruz. Çünkü nöbette iken gelen hastalar çoğu zaman acilden gelmiş oluyor. Koronavirüs hastaları da acilde oluyor malum. Bu süreçte hastaneler normal polikliniklerde acil olmayan dışında hasta kabul etmediği için aslında yoğunluk çok yoktu. Maske dağıtımı işinin bize verilmesi ile mesaimiz arttı. Bu süreçte şifresi gelen de gelmeyen de maske edinmek için bize başvurdu. Bu yüzden uzun kuyruklar oluştu ve müşteriler arasında da sıkıntılar yaşandı. Elimizden geldiğince herkese yardım etmeye çalıştık. Evde de önlemler devam etti. Küçük bir kızım var. Hijyenimize çok dikkat ettik. Eve gelince direkt banyoya gidip kıyafetlerimizi yıkamaya atıp sıcak duş aldık. Mesafemize dikkat ettik. Bu süreçten bizler de psikolojik olarak etkilendik. Bu dönemde immun sistemini güçlendirici ilaçları çok sattık. Çünkü biliyoruz ki bağışıklık sistemi güçlü olan bireylerin herhangi bir hastalığa yakalanma ihtimali düşük oluyor. Bu yüzden takviye edici ilaçlar kullanılabilir. Ama bir hekime ya da eczacıya danışmakta fayda var.