lokmandag@gmail.com
Başlığı duyunca garipsediniz değil mi?
Valla ben de bilim insanlarının yalancısıyım.
Eğer dünyadaki tüm karaları birleştirseniz, çarpın, bölün, çıkartın Çorum dünyanın merkezi oluyor. İnanmayan buyursun hesaplasın.
Hem dünyanın merkezi hem de tarih ve kültürün başkenti...
Oysa sadece leblebisini biliriz Çorum’un, dünyanın merkezi mi? Bilmem ama leblebinin olduğu kesin. Eğer karayoluyla giderseniz Çorum’a çevre yoluna geldiğinizde Las Vegas’a geldiğinizi düşünebilirsiniz. Çünkü bu kadar ışıklı, yanar dönerli levhalar sadece orada var sanırsınız. Yanılırsınız çünkü her leblebici, yememiş içmemiş devasa yanar döner levha yaptırmış.
Yani Las Vegas’taki o parıltılar içinde leblebi satıldığını hayal edin. Tam da öyle bir şey hakikatten...
Kadim bir geçmişi, tarihte ayrı bir önemi vardır bu güzel şehrin.
Herkesin ama herkesin muhakkak görmesi gereken ender yerlerdendir.
Sizlere Hattuşa, Şapinuva, Kandiber Kalesi, İskilip, Ortaköy desem çoğumuz bilmez neden bahsettiğimi. Hititlere siyasi başkenti Hattuşa’tır. Ama ekonomi şehri ise Şapinuva’dır. Öyle ki bu kadim şehirler yavaş yavaş gün yüzüne çıkartıldı. Ben inanıyorum, daha kazılsa yerin altında neler saklıdır.
ORTAKÖY ŞAPİNUVA TARİHİ AVM
Gezimize bu tarihi şehirden başladık. Şehirde bulunan yönetim binası, mabetleri, hatta belki de tarihteki ilk AVM’i gezdik. Evet yanlış duymadınız. Yapılan kazılarda bundan 5 bin yıl önce Hititler bir alış -veriş merkezi kurmuşlar. Devasa küplerde bartır sistemiyle yiyecek -içececek ihtiyaçlarını buradan temin ediyorlarmış. Kazılarda 70 küp çıktı. Bunların her biri en az bir ton gıda alıyor. Yani o dönemde bile 70 ton gıda aynı çarşıda bir arada, gerçekten göz alıcı bir durum. Sonra tapınağı gezdik. Adak çukurlarını, aynı zamanda ne kadar temiz bir toplum olduğunu görebiliyorsunuz. Hititlerin o dönem bile yerlere kilit taşlar döşemişler. Ve tarının huzuruna çıkmadan önce, hacı olamaya geldiklerinde arınmak için havuzdan geçip, temizlendikten sonra yedi kutsal suyu içip adaklarını sunar ve öyle hacı oluyorlarmış. Kesinlikle gezilmesi gereken yerlerden Şapinuva...
İNCESU KANYONUN’DA DOĞA GEZİSİ
Sonra İncesu Kanyonu’na gittik, tam bir cazibe merkezi, vatandaşların piknik yapabileceği, gezip dolaşacağı, yürüyüş yapacağı harika bir alan. Tam 12 kilometre yürüyüş parkuru var. Türkiye’nin en uzun kanyonlarından. O kadar büyüleyici ki, dağlar bir müddet sonra sanki sizi yutacak gibi üstünüze üstünüze geliyor. Fotoğraf çekmek için ideal bir yer. Kanyonun sonunda sizi kayalara işlenmiş Kibele heykeli karşılıyor. İnsan eliyle biraz yıpratılsa da görülmeye değer.
ENFES İSKİLİP DOLMASI
Sonra sırf dolma yemeye İskilip’e geldik. Meşhur Osmancık pirinciyle yapılıyor. Ezber bozan bir lezzet... Tam 9 saatte pişiyor. Dev bakır kazanlarında pişiriliyor. Özellikle düğünlerin vazgeçilmezi... Etler bakır kazanların altında pişerken, çuvallara doldurulan pirinçleri ise etin buharıyla demleniyor. Sonra ağzı hamurla kaplı olan kazanlarından etler çıkarılıyor. Pilavın üzerine lokum olmuş o etler konduktan sonra, bir de et suyu gezdiriliyor .Ortaya bir atom çıkıyor adeta...
O kadar çok güzel yemekleri var ki size anlatayım, Çorum merkezde Kebapçızade’de Fırın Kebabı, tıpkı Siirt’in büryanı gibi ve onun kadar lezzetli... Kargı’da Sırık Kebabı, ölü somunla beraber Tepsi Kebabı, kesinlikle tatmanız gereken lezzetlerdendir. Gelirken de çantanıza, bavulunuza, eşiniz, dostunuz, sevdikleriniz için leblebi atmayı da ihmal etmeyin.
HİTİTLERİN BAŞKENTİ: HATTUŞA
UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan Hattuşa (Boğazköy), Hitit İmparatorluğu’nun başkenti olarak Anadolu’da yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olmuştur. Önceleri ilk sahipleri olan Hattiler tarafından “Hattuş” olarak adlandırılan şehir, Hitit egemenliğine geçtikten sonra “Hattuşa” adını aldı. Tarih boyunca defalarca yıkılıp, yeniden yapıldı. Günümüzde görülebilen ve büyük çoğunluğu Büyük Kral IV. Tudhaliya dönemine ait olan kalıntılar arasında tapınaklar, kraliyet konutları ve surlar bulunmaktadır. Kesinlikle dünya gözüyle dünyanın merkezini görmenizi öneriyorum.
TARİHE IŞIK TUTAN ALACAHÖYÜK
Anadolu medeniyetlerinin tarihine ışık tutan Alacahöyük, 4 farklı medeniyete ev sahipliği yapmış, Hititler döneminin önemli bir kült ve sanat merkezi olarak biliniyor. Geçmişi M.Ö. 5000’li yıllara giden yani kalkolitik çağa ulaşan Alacahöyük, ilk defa W.C.Hamilton tarafından 1835 yılında bilim dünyasına tanıtılmıştı. Hitit dönemine ait iki büyük sfenks tarafından korunan güneydeki anıtsal giriş, iki kule arasında kalacak şekilde düzenlenmiş. Yapılan kazılarda bulunan kral mezarları bölgenin önemini bir hayli artırmış. Hoşça kalın.