Dünyanın en eşsiz plajı Sedir Adası'nda

Kim istemez Ege'de muazzam bir tatili… Henüz keşfedilmemiş koylardan maviye açılmayı.... ‘Ben, ben' dediğinizi duyar gibiyiz. Ege'de henüz keşfedilmemiş koylardan, en meşhur rotalara kadar her yeri adım adım gezen ve deneyimlerini kaleme alan Gezi yazarı Melih Uslu ile ‘Ege'yi Gör ve Yaşa' kitabını konuştuk, Ege'ye dair her şeyi öğrendik…

ZEKİ GÜMÜŞ / zeki.gumus@aksam.com.tr

Fethiye, Dalyan, Köyceğiz, Ekincik, Akyaka, Marmaris, Selimiye, Bozburun, Söğüt, Rodos, Datça, Bodrum, Muğla, Çomakdağ… Gezi yazarı Melih Uslu, bizi bu kez Ege âşıkları Çetin Altan’ın, Halikarnas Balıkçısı’nın, Azra Erhat’ın peşinden az bilinen koylara, köy pazarlarına götürüp, yavaş akan zamanın içine çekiyor. ‘Ege’yi Gör ve Yaşa’, bir gezi rehberinden ziyade son sözü hep dogˆanın söylediği bir yaşam deneyimi… Mavinin yeşile kavuştuğu denizin, badem, portakal, limon ve zeytin agˆaçlarıyla bezeli çayırlara yayılmıs¸ koyun ve ogˆlak sürülerinin, kekik kokusunun daveti var bu kitapta… 

Melih Uslu ile adım adım dolaşıp, deneyimlerini paylaştığı kitabını konuştuk, eşsiz bir tatilin ipuçlarını aldık…

Daha önce “Yürüyerek İstanbul’u” sizin kaleminizden okumuştuk. Şimdi ise “Ege’yi Gör ve Yaşa” ile bizi âdeta Ege’ye götürüyorsunuz. Kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz?

Ege, benim için kültürel ve tarihi mirası çok zengin, özel bir coğrafya. Bugüne dek sadece Anadolu değil, Trakya ve Yunanistan Ege’sine de sayısız seyahat yaptım. Bir gün kendimi yeterli hissettiğimde bunları bir kitaba dönüştürmeyi hayal ediyordum. Doğrusu ‘Ege’yi Gör ve Yaşa’, en hızlı yazdığım kitap oldu. Kitap, yaklaşık 1 yılda bitti. “Yürüyerek İstanbul”u yazmam 10 yıl sürmüştü.

Okuyucuyu kitapta neler bekliyor?

Özetle şunu söylüyor: Şehirlerin, kasabaların ve köylerin hızla birbirine benzemeye başladığı bir dünyada özgün değerlerimizi, geleneklerimizi, mimarimizi ve bizlere zenginlik katan farklılıklarımızı korumalıyız. Doğal güzelliklerimize ve derin kültürel mirasımıza sahip çıkmalıyız. Ancak bu şekilde merak edilen ve keşfedilmek istenen bir ülke kalmaya devam edebiliriz.

EGE’NİN İLK 5’İ

Ege’de ‘ölmeden görmemiz gereken’ 5 yer sizce neresi?

Ege’de de görülmesi gereken 5 değil, 555’ten bile daha fazla yer mevcut. Ancak madem sınırlamak durumundayız, Güney Ege’den seçeceğimiz yerleri, suyun öte yakasıyla zenginleştirelim derim. Afrodisias Müzesi, Rodos’ta Osmanlı izleriyle dolu çarşı caddesi, Beşparmak dağlarındaki Latmos Mağaraları, Knidos Antik Kenti, Bozburun Yarımadası’ndaki dağ tapınakları… 

Ege’de en güzel kumsal nerede?

Deniz suyu kalitesi en yüksek yerler, Ege’de bulunuyor. Özellikle de Adriyatik kıyıları, Yunan Adaları ve Anadolu’nun güneybatı sahillerinde… Sahi, 6 milyon yaşında bir fosil kumulu olan Kocadağ’ın güney sahilindeki Gebekum ve efsanevi Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın güzelliğini borçlu olduğu rivayet edilen Sedir Adası kumsalı dünyada Ege’den başka nerede var? Türkiye’de marinalarla birlikte 500 civarında mavi bayraklı plajımız bulunuyor. Bunların çoğunluğu da Ege sahillerimizde. 

Bodrum, Datça, Fethiye, Muğla ve Dalyan’da gizli kalmış, henüz keşfedilmemiş koyları sıralar mısınız?

Bodrum’da Mazı Köyü Sahili, Datça’da Balıkaşıran kıyıları, Marmaris’te Kadırga - Gerbe Kilise - Baklabükü arası, Fethiye’de Afkule Manastırı ve çevresi, Dalyan’da Ekincik ve komşu kıyılar… 

Mutfağı en lezzetli yer neresi?

Ege’nin hemen her köşesi damak çatlatan lezzetler sunan esnaf lokantalarıyla dolu. Ancak benim favorim, Ege pazarları. Yerel lezzetleri, bereketli çarşıları, tarihi hanları ve esnaf gelenekleriyle bu pazarlar, her adımı başka bir sürprize açılan rengârenk bir dünya. 

Ege’de mimarisi ve tarihiyle dikkat çeken yerler neresi?

Öyle çok yer var ki… Bodrum’da eski Yalıkavak olarak bilinen Sandima, Eski Muğla’nın Saburhane Mahallesi, Marmaris Kaleiçi, Fethiye Kayaköy, Eski Datça, Milas Macar Evleri ve ödüllü mimar Nail Çakırhan’ın Ege’ye kazandırdığı Akyaka Evleri yöre mimarisinin alametifarikaları arasında… 

TREKKİNG İÇİN UYGUN

Datça’nın spor tutkunları için uygun imkanlara sahip olduğunu yazmışsınız. Ege’de hangi spor için neresi uygun? 

Ege’de başta trekking, dağcılık, kaya tırmanışı olmak üzere tüm doğa ve su sporları için elverişli alanlar bulunuyor. Birkaç örnek vermem gerekirse… Fethiye ve Pamukkale’de yamaç paraşütü, Marmaris’te yelken, bisiklet ve ralli, Datça’da yüzme, Bodrum’da yelken, Bozdağ’da kayak yıldızı yükselen sporlar arasında. 

EN GÜZEL ZAMANI BAHAR

Ege turu yapmak için en uygun zaman ne zaman?

Ege seyahatleri genellikle temmuz - ağustos aylarına sıkıştırmayı tercih ediyoruz. Oysa Ege’de en güzel zaman bahar aylarıdır. Ege’ye ilkbahar erkenden gelir. Datça ve Bozburun’da henüz ocak ayı sonlarında muhteşem bir beyazlıkla açan badem çiçekleri, her iki yarımadayı milyonlarca gelinin toplanması gibi süsler. Sonra dağlardaki karlar erimeye başlar, akarsular daha coşkulu akar. Tepeler, çayırlar papatya denizine döner. 

KARADAN GİDENLERE ÖNERİLER

10 günlük unutulmaz bir seyahat deneyimi için özellikle bahar aylarında Karia Yolu’nu öneririm. Tamamı 800 km’yi aşan bu güzergâh, az bilinen antik şehirleri, kutsal alanları, sarp vadileri, dünya güzeli Ege köylerini ve ıssız koyları buluşturuyor. Bozburun ve Datça Yarımadaları ile Gökova Körfezi, İç Karia ve Muğla çevresi olmak üzere beş ana bölümden oluşan Karia Yolu, keşif yapmak isteyen gezginler için ideal. Marmaris İçmeler’den başlayan Bozburun etabı, Yunan adaları Rodos ve Symi’yi gören harika manzaralar eşliğinde ilerliyor. Eski Datça’dan başlayan bir diğer etap, güneye ve batıya doğru engebeli burunları ve koyları aşıp Knidos Antik Kenti’ne ve yarımadanın en ucunda yer alan Deveboynu Deniz Feneri’ne ulaşıyor. Akyaka etabı ise ormanlık patikalardan Kıran Dağları’na çıkıp, verimli vadiler içerisinde yer alan köylere çıkıyor.

EGE’DE MAVİ TUR ROTALARI

Marmaris’te konforlu bir yelkenli gulete binerek çam ağaçlarının gizlediği koyları keşfedebilir, salaş lokantalarda taze deniz ürünleri deneyebilirsiniz. Genellikle üç gün ya da bir hafta şeklinde yapılan bu turlarda ilk gün, Marmaris çevresindeki koylar geziliyor. Ardından Bozburun Yarımadası’nın ucuna doğru Bozukkale’ye ulaşılıyor. Buradan sonraki durak, batık gemileriyle ünlü Serçe Limanı oluyor. Sonra Simi Adası açıklarından geçip, Hisarönü Körfezi’ne giriş yapılıyor. Tekne sırasıyla Orhaniye, Selimiye ve Bozburun kıyılarında süzülüyor. Oradan Bencik Limanı’na geçiliyor. İki yanı çam ormanlarıyla kaplı liman, aynı zamanda Datça Yarımadası’nın en dar noktası. Uzun bir sahil şeridine gömülmüş hazine gibi duran bük ve koyları gördükten sonra Datça’ya varılıyor. Knidos’ta keyifli bir tarih molasının ardından tekne, İstanköy (Kos Adası) açıklarından kıvrılıp yaklaşık 3 saatlik huzur yüklü bir seyir yapıyor. Birbirinden güzel koylarla, dünya güzeli minik adacıklarla ve ormanlık kıyılarla bezeli Gökova Körfezi, turun sona erdiğini söylüyor.