GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com
"Böylesine büyük bir yıkım, aile içi kayıplar, evlerinden ayrılma, barınma ihtiyacının karşılanması için yer değişimi de eklenince Alzheimer ve demans hastalarında evre atlaması, yeni ve zorlayıcı davranışsal bulguların eklenmesi kaçınılmaz olur." diyen Nörolog Dr. Sevda Sarıkaya, konunun uzmanı ekiplerin sahaya gidip vaka bazlı ihtiyaçları belirlemesi gerektiğine dikkat çekiyor. Alzheimer konusunda yazdığı kitaplar, hasta yakınlarına yönelik eğitimleri ile tanınan Dr. Sarıkaya, depremden kurtulan Alzheimer ve demans hastalarının bu süreçten nasıl etkileneceğini ve onlar için neler yapılması gerektiğini Akşam Cumartesi'ye anlattı.
Deprem yaşayan bir Alzheimer hastası bu durumdan nasıl etkilenir?
Alzheimer ve diğer tür demans hastaları için evdeki bir koltuğun yerinin değişmesi bile ufak bir travma niteliği taşırken, deprem gibi hem fiziksel hem duygusal uyaranı yüksek bir olayın ne denli büyük bir travma olduğunu ancak yaşayan anlayabilir. Demans hastalarını değişim/rutinlerinin bozulması her zaman kötü etkiler. Hele ki böylesine büyük bir yıkım, aile içi kayıplar, evlerinden ayrılma, barınma ihtiyacının karşılanması için yer değişimi de eklenince hastalarda evre atlaması, yeni ve zorlayıcı davranışsal bulguların eklenmesi kaçınılmaz olur. Evresine ve kişisel farklılıklara göre her hasta aynı olmamakla birlikte hastaların genelinde kaygı artışı gözlenir. Bu kaygı artışı hastanın unutkanlıklarının daha da artmasına, sürekli evlerine gitmek için ısrar etmelerine (ki orta-ileri evre hastalar normalde kendi evlerindeyken bile buna diretebilirler), agresyona, depresyona, duygu dalgalanmalarına, uykusuzluğa neden olur. Hiç halüsinasyon gelişmemiş hastalarda halüsinasyonlar gözlenebilir. Bazen de tam tersine bizim apati dediğimiz, her şeye karşı aşırı ilgisizliğe yol açabilir. Mesela en sevdiği yakınını kaybetmişken, "Ben şimdi bu mavi yorganla mı yatacağım, kırmızı da yatmak istiyorum!" gibi absürd tepkiler verebilirler.
Bu hastaların deprem travmasını atlatması için neler yapılmalı?
Deprem travmasının atlatılması zaman alacaktır. Bu akut dönemde gözlemlenen bazı değişimler geçici olabileceği gibi bazı hastalar üzerinde kalıcı etkiler de bırakabilir. Çünkü bu büyük şoktan dolayı hastalar evre atlayabilir. Bunu şu anda göremezsiniz. Tabi ki neler yapılması gerektiği, hasta ve yakınlarının ihtiyaçlarının belirlenmesi için sahada profesyonel ekipler olmalı. Benim buradan hasta yakınlarına bir an önce yeni bir düzen kurun, hastanızın yanında kayıplarınızdan ve depremden bahsetmeyin demem kadar empati yoksunu bir öneri olabilir mi? Bu durumun içinde yaşayan, bir sürü kaybı olan, maddi sıkıntılar/ barınma sorunu gibi birçok problem yaşayan hasta yakınları desteksiz bu işi başaramazlar. Kendilerini asla suçlamasınlar. Yardım istemekten çekinmesinler. Sizler medya, bizler bu işin uzmanları olarak onların sesi olmaya devam etmeliyiz.
Hem hastalar hem de bakım sağlayanlar bu dönemde en çok neye ihtiyaç duyar? Size sosyal medyadan ulaşanların talepleri neler?
Bir defa öncelikli olarak demans hastası olanların barınma sorunu çözülmelidir. Demans hastalarının toplu yaşamın olduğu çadır kentlerde yaşamaları mümkün değil. Hastaların özel ihtiyaçlarını bir kenara bırakın, etraflarında ne kadar tanımadık insan varsa ve ne kadar kalabalıksa o kadar çok davranışsal bulgu ortaya çıkar. Uykusuzluk problemi herkes için bir sorunsa demans hastası için 10 soruna bedeldir. Diğer bütün bulgular uykusuzlukla alevlenir, yeni bulgular gösterir ve hızlıca ilerler. Bu nedenlerle acil olarak demans hastası olan aileler çadırkentlerden çıkarılmalı evlere yerleştirilmelidir. Şu dönemde hasta yakınları bile kendi ihtiyaçlarını net olarak belirleyemez. Çünkü bu travma hastalığın seyrini de değiştirir. Mesela tuvalete gidebilen bir hasta, alt bakımı gerektiren bir duruma gelebilir. Bunların hepsi hasta yakınları için de yeni durumlar olacaktır. Bu nedenle konunun uzmanı ekiplerin sahaya gidip vaka bazlı ihtiyaçları belirlemesi çok önemli. Hasta ve hasta yakınlarının en çok ihtiyaç duyduğu şey anlaşılmaktır. Durumlarının anlaşılması, bir an önce aksiyon alınması açısından da çok önemlidir. Bu akut evre geçtikten sonra hastaların başka ihtiyaçları olacak. Bir an önce çadırkentlerden çıkarılmaları, sakin-sessiz bir ev ortamına geçirilmeleri öncelikli ihtiyaçtır.
Bölgede psiko-sosyal çalışmalara ağırlık verildi. Alzheimer hastaları ve hasta yakınları için ne tür psiko-sosyal hizmetler verilmeli?
Öncelikle bölgede yaşayan Alzheimer ve diğer tür demans hastalarının sistemden bir kaydı alınmalı ve tek tek bulunmalıdır. Yaşamayan bilmez ama bu öyle bir hastalıktır ki yakınları yardım bile isteyemez haldedir, o kadar yıpranmışlardır. Hastalık sürecini yöneten yani geminin kaptanı hasta yakınları olduğu için önce onlara destek verilmeli, tek tek nelere ihtiyacı olduğu sorgulanmalıdır. Bu arada hasta yakınına düzenli psikolojik destek-terapi planlanmalıdır. Bu hastalığı yakından tanımayanlar ya da alan dışı uzmanlar hastalara psikolojik destek verilmesi gibi anlamsız bir öğütte bulunuyorlar. Demans hastasına terapi gibi bir psikolojik destek verilmez/verilemez. Çünkü bunu işleyecek/sebep-sonuç ilişkisi kurabilecek nöronal bağlantılarında hasar vardır, nöron sayısı yetersizdir. Psikoterapi dünyayı algılamamız üzerindeki sorunları çözmeye çabalar. Demans hastalarının ise zaten algıları bambaşka düzeydedir, organik hasarlardan dolayı terapiden faydalanamazlar. Hastanın ilaç tedavisine ihtiyacı olabilir o başka bir şeydir. Fakat psikolojik destek ihtiyacı olan hasta yakınıdır. Hasta yakınlarının ayrıca hastalarla karşılaşabilecekleri problemlerde nasıl davranabilecekleri ile ilgili eğitimlere acilen ihtiyaçları vardır. Bu eğitimlere sizler de az-çok benim yıllardır sosyal proje olarak yürüttüğüm Alzheimer Okulundan aşinasınız. Hastayla yaşamak başlı başına eğitim gerektiren bir konuyken, deprem gibi bir kriz döneminde bu eğitimler hayati önem taşıyor.
Yakınlarını kaybetmiş depremzede Alzheimer hastaları ile nasıl iletişim kurulmalı? Bu anlamda sahada çalışan gönüllülere neler önerirsiniz?
Öncelikle saha gönüllülerinin hastaların yanında sakin kalmalarının çok önemli olduğunu vurgulayarak başlamak istiyorum. Hastalar yabancılarla güven ilişkisini hemen kuramazlar. Bu yüzden çok temkinli olmak gerekir. Ne gereğinden fazla duygusal ne de durumla uyumsuz bir neşe ile yaklaşmalılar. Demans hastalarına yakınlarının ölümü nasıl söylenmeli konusunda daha önce hazırladığım bir guideline var. Size çok kısa onun özetini sunacağım. Depremzede olması hastayı daha hassas bir duruma getirecektir ama temelde kurallar aynıdır. Bu söyleyeceklerim demans hastası depremzedeler içinde uygulanabilir;
Hastanız çok erken evre bir Alzheimer hastasıysa; O zaman yakınlarının ölümüne dair bilgileri onunla paylaşmakta fayda var. Çünkü önünde uzun bir yaşam süreci olacaktır. Zihinsel yetilerinin de çoğu korunmuş olduğundan ve sosyal ilişkilerinden dolayı bunu elbet duyacaktır. Sizden duyması daha doğru olanıdır. Hastanız orta-ileri evre Alzheimer hastasıysa; Eğer vefat eden kişi hastanın sık görmediği arada bir telefonla görüştüğü bir akrabasıysa benim önerim söylenmemesi yönünde. Sonuçta ölüm haberi bir travmadır. Arada o kişiyi sorduğunda durumu idare etmek ve dikkatini başka tarafa yönlendirmek uygun olacaktır. Uzakta yaşayan birinci derece akrabalarının ölümünü de söylememek yanlısıyım. Çünkü her defasında unutacak ve her duyduğunda bu travmayı tekrar tekrar yaşayacaktır. Birinci derece yakını ve sık görüştüğü birisi ise; işte en zor olan da bunun yanıtını vermek sanırım. Çocuklarının ölüm haberi sonrası birden evre atlayıp kötüleşen birçok hasta tanıyorum. Bir anne/baba için nasıl zor bir durum olduğunu tahayyül bile edemiyorum. O nedenle hasta eğer çok ileri evre ise mümkünse saklamak gerektiğini düşünüyorum. Bir insana evlat acısını tekrar tekrar yaşatmak çok fena bir durum geliyor bana. Çok ileri evre hasta zaten anlamaz demeyin, anlamıyor gibi görünse de böyle bir konuda hisleri çok kuvvetlidir.
Televizyon aracılığıyla depremi izleyen Alzheimer hastaları bu durumdan nasıl etkilenir? Alzheimer ve demans hastalarını ikincil travmadan korumak için neler yapılmasını önerirsiniz?
Demans hastalarının yanında kesinlikle depremle ilgili haber kanalları/programlar izlenmemelidir. Alzheimer ve ileri evre diğer tür demans hastaları bilgileri unutur ama o bilgilerin yaşattığı duyguları unutmazlar. Haberleri her dinlediğinde deprem haberini yeni duyuyormuş gibi olacak, aynı duyguyu tekrar tekrar yaşayacak, her defasında yeni yaşadığı duygu aynı depremin artçı şoku gibi vuracaktır. Bu yüzden hastaların yanında kesinlikle deprem haberleri izlenmemesini, deprem ve kayıplar konusunda sohbet edilmemesini öneriyorum. Biliyorum bu hasta yakınları için çok zor. O yüzden röportajın başında belirttim. Benim burada size şunu yapın, bunu yapmayın demem kolay, ama ya hasta yakınlarının kendi travmaları ne olacak? Burada vurguladıklarımı yapamayanlar da asla kendilerini suçlamamalılar. İnsanız, belli bir yere kadar gücümüz yeter. Bu yüzden devlet desteği, toplumun anlayışlı olması önemli. Hastaların bir an önce eski düzenlerine en yakın bir hayata geri dönmelerini sağlamamız gerekir. Bunu tek başına hasta yakınları yapamaz. Sorumlu kişiler tarafından bir an önce gerekli aksiyonların alması lazım.