Dokuz sekizlik rock yapıyoruz

ARZU AKYOL
arzu.akyol@aksam.com.tr

Bağlama, ut, buzuki, cümbüş, dokuz sekizlik ritimler… Bu malzemeyle rock müzik yapılır mı? Evet yapılır... Rock müziğinin sevilen gruplarından Deja-Vu yapıyor. Hem de çok güzel oluyor. Son albümleri “Dünya Varmış”a ikinci klibi çekmeye hazırlanan grubun üyeleriyle bir araya geldik.

“Ankara’dan kötü grup çıkmaz. Deja-vu bu tezin kanıtı gibi” yazıyor ekşi sözlükte onlar için. Gerçekten de 1999 yılında Ankara’da kurulan grubun 16 yıllık yolculuğu bu tezi kanıtlar nitelikte. Deja-Vu’nun en önemli özelliği başta bağlama olmak üzere, ut, cümbüş, buzuki gibi etnik sazları da kullanarak rock müzik yapmaları. Ankara’da başlayan yolculuk Türkiye’ye uzandı hatta Türkiye sınırlarını da aştı. İlk albümünün çıkış şarkısı “Haydi Coş” 2005 yılında Dream TV’de 7 hafta birinci sırada kaldı. MTV’de U2’nin birinci sırada olduğu listede 10. sırada yer aldılar. Albümlerini beşer yıl gibi uzun aralıklarla yaptıkları için “Grup dağıldı mı?” söylentileri çıksa da onlar yollarna devam ediyor. “Duydum ki Unutmuşsun”un Deja-Vu versiyonuyla ses getiren son albümleri “Dünya Varmış”a ikinci klibi çekmeye hazırlanan grubun üyeleriyle -bir eksik- bir araya geldik. Bir eksik çünkü grubun solisti Cenk Sönmez aramızda değil. Barış Durmuş, Oğuzhan Gençtürk, Doğan Yılmaz ve Mete Can Mete’yle Deja-vu’yu konuştuk. 

KOLEKTİF BİR EMEK

Başta da söylediğimiz gibi Deja-Vu’nun yolculuğu Ankara’da başlıyor. Sonrasında veda edenler yeni katılanlar derken grup bugünkü halini alıyor. Kurulduğu günden bu yana grupta olan tek isim Cenk Sönmez. Bestelere son şekli kolektif bir emekle verilse de büyük oranda Cenk Sönmez imzalı. Grupta davullar Barış Durmuş’a emanet. Barış 27 yaşında ve 

15 yıldır davul çalıyor. Gruba 2012 yılında dâhil olmuş. Oğuzhan Gençtürk grubun gitaristi. 26 yaşında. 3 yıl önce başlamış Deja-Vu’yla yolculuğu. Elektro-gitar çalıyor. Bas gitarda hala İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda öğrenci olan Mete Can Mete var. 35 yaşında.6 senedir Deja-Vu’da. Doğan Yılmaz, bağlama, ut, buzuki, cümbüş gibi etnik enstrümanların back vokalini yapıyor. 2004 yılından yani grubun ilk albümü çıktığı günlerden bu yana grupla birlikte. 33 yaşında. Hepsi de Deja-Vu’nun bir parçası olmaktan çok mutlular. 

SENTEZ OLUŞTURMA DERDİMİZ

Bir rock grubu olmasına rağmen Deja-Vu’nun genel karakteristiğini ortaya çıkaran enstrüman bağlama. Diğer etnik enstrümanları da kullanıyorlar ama bağlamanın yeri ayrı. Bu seçimlerinin bir felsefesi olup olmadığını merak ediyorum. “Bağlama yaşadığımız topraklara ait bir enstrüman. Diğer etnik enstrümanları da kullanarak oryantal etkiyi geliştirmek istiyoruz. Deja-Vu kültürüne bağlı bir grup ama aynı zamanda sert bir saundu da var. Sentez oluşturma derdimiz var. Etnik entsrümanları özellikle de bağlamayı bir türkü saunduyla kullanmıyoruz zaten. Daha efektif, daha modern, daha batı gamlarıyla, sololarla, akorlarla daha farklı bir kullanımı var. Yaptığımız iş rock altyapılı türkü değil yani” diye

açıklıyorlar bağlamayla yol arkadaşlığını. 

GELİN BİRLİKTE COŞALIM

Grubun elemanlarına göre Deja-Vu’nun en önemli özelliği özgün olması. “Hani 10 resme bakarsınız ve bir tanesinin ressamını bilirsiniz ya Deja-Vu da biraz böyle. Şarkılarımız 10 şarkı arasından ‘Bu Deja-Vu’ şarksı diye seçilebilir. Bizden sonra bu tarz gruplar çıktı ama bu işi ilk defa yapan ve özgün bir tarz oluşturan biziz. Mesela Anadolu Rock denilen tarz aslında bir nevi türkü formatı. Armonileri daha dar. Oysa biz bağlamayı daha çok Batı sazı gibi kullanıp modern rock saundunun içine yediriyoruz. Rock müzikte genelde solo gitar olur. Deja-Vu’da ise bağlama direk solo gitarın yerini almış büyük bir lezzet. Bağlamanın dünyadaki bütün müzikleri çalabilecek bir yapıya sahip olması teknik olarak geniş bir kullanım alanı var. Sadece türkü çalınmıyor. Bütün tam ses ve yarım sesleri verebildiğiniz için bütün müzikleri çalabilirsiniz. Konserlerde otantik bir saz gibi kullandığımız da oluyor tabii. Konserlerde, Ankara Misket de çalıyoruz mesela” diye anlatıyorlar. Grup aksak ritimleri de kullanıyor. “Türk müziğindeki beş sekizlikler, dokuz sekizlikler de var müziğimizde ama onu dinlerken Trakya esintisi almıyorsunuz dokuz sekizlik şarkıda. Gayet sert etkiler alıyorsunuz. ‘Dokuz sekizlik rock’ yani.” Tam bir performans grubu olan Deja-Vu’nun bundan sonraki hedefi bol bol konser vermek ve hep sahnede olmak. Son mesaj olarak da “Konserlerimize herkesi bekliyoruz. Gelin birlikte coşalım” diyorlar. 24 Ocak Kadıköy Dorock XL ve 30 Ocak Ankara Noxus’ta olacaklar. Coşmak isteyenlere duyurulur.

MİSKET HAVASI, ANKARA’YA VEFA

Deja-Vu’nun son albümü, “Dünya Varmış” aslında mayıs ayında çıkmış ama onlar gündem yoğunluğundan tanıtım çalışmalarına yeni başlamışlar. Bu nedenle albüme yeni çımış muamelesi yapılsın istiyorlar. Kurulduğu günden bu yana sahnede söyledikleri ve son albüme aldıkları “Duydum ki Unutmuşsun” şarkısının cover’ı bu albümün ilk klip şarkısı. Şimdi ikinci klip şarkısı için karar verme aşamasındalar. Ocak sonuna doğru ikinci klip geliyor yani. Konserler de son sürat devam ediyor. Albümlerde ağırlıklı olarak kendi bestelerine yer veriyorlar. Şarkılarında aşk da var hayat da. “Yaşamda hareket ettiğimiz, etkilendiğimiz tüm alanlarla ilgili duyguları içeren besteler yapıyoruz” diyorlar. . Sert şarkıları da var sakin hafif depresif kent şarkıları, yağmurlu gün şarkıları da… Sahnedeyse gayet eğlenceli, pozitif, dinamik sazlı sözlü bir Deja-Vu’yla karşılaşmak mümkün. İlk defa son albümlerinde “Duydum ki Unutmuşsun” ve “Vardar Ovası”nın cover’ını kullanmışlar. Bir de Ankara’ya vefa borcu olarak Ankara Misket Havası’nın modern aranjelerle harmanlandığı bir enstrümantal versiyonu var. Bu yolla hem sevenlerine küçük bir hediye vermek hem de Ankara’ya, onları var eden şehre bir selam göndermek istemişler.