Dokuma kültürümüz göz kamaştırdı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde hayata geçirilen “Türkiye Dokuma Atlası” projesi, ülkemizin dokuma alanındaki zenginliğini kayıt altına alırken bu değerli potansiyeli güncelleyerek bugünün tasarım dünyasının da ilgisine ve kullanımına sunuyor.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Anadolu'nun geleneksel dokumalarının aslına uygun üretilerek tekstil ve moda sektörüyle buluşturulmasını amaçlayan "Türkiye Dokuma Atlası" projesi hayat buldu. Bu kapsamda hazırlanan dokumalar sahne gösterisiyle sergilendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde İstanbul Sabancı Beylerbeyi Olgunlaşma Enstitüsü tarafından yürütülen projenin sahne gösterisi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda gerçekleştirildi. "Geçmişten geleceğe" temasıyla hazırlanan Türkiye Dokuma Atlası'nın ilk sahne gösterimi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde büyükelçiler ve eşlerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Gösterim öncesi konuşan Emine Erdoğan, dokuma kültürünün, Türkiye'nin zengin kültürel ve coğrafi özelliklerini, aynı şekilde farklı desen ve motifleriyle, etnik ve etnografik birikimi yansıttığını belirtti. Anadolu dokumaları arasında yer alan Ankara Sofu, Edirne Kırmızısı, Hatay İpeği, Antep Kutnusu, Muğla Dastar dokumasının özelliklerine dikkati çeken Erdoğan, "Dokuma sanatı, alelade bir kumaş üreticiliği değil, insanın hayatla ve doğayla etkileşiminin aynasıdır. Doğum, düğün ve cenaze gibi hayatın dönüm noktaları motiflere yansır. Henüz kelimelere aktarılamamış nice duygu ve düşünce, nakışlarla tercüme edilir." ifadelerini kullandı. Her yörenin coğrafi deneyiminin ayrı bir sanat ve dil ortaya çıkardığına işaret eden Erdoğan, "Motiften kumaşa, kullanılan malzemeden tasarıma kadar, bu zanaat bütün olarak bir kimlikti. Bu yanıyla dokumacılık, geçmiş zamanların dünya tasavvurunun birer broşürü ve engin bir tarih kaynağıdır. Türkiye Dokuma Atlası, Anadolu zevkiseliminin izlerini ortaya çıkarmaktadır. Ancak bu çaba geçmişi sevmek, tarihi eserlere övgüden öte bir çabadır. Dokumalarımızı yaşatmak, onları çağdaş tasarımlarla buluşturmak gayretidir" dedi.

"Geleneksel sanatların ihyası, bugünün tasarım dünyası için de taze bir nefes demek. Hayata tutundurduğumuz her desen ya da renk, farklı disiplinlere de ilham olabilir. Mimariden teknolojiye kadar, her alanın, insanın soyut dünyasından beslenmeye ihtiyacı var." tespitinde bulunan Erdoğan, "Tek tip bir dünya, insanlığın hayal dünyasına vurulan en büyük kettir. O nedenle, bu nadide değerlerin yeryüzünden silinmesine izin veremeyiz." şeklinde konuştu.

Türkiye Dokuma Atlası sahne gösteriminde, Arzu Kaprol, Dilek Hanif, Aslı Filinta, Ece Ege, Gül Ağış, Nedret Taciroğlu, Simay Bülbül, Tuvana Büyükçınar gibi ünlü tasarımcılar ile Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü'nden tasarımcıların yüzyıllık dokumalardan tasarladığı kıyafetler yer aldı. Gösterimin küratörlüğünü Güneş Güner yaptı.

ASIRLIK DOKUMALAR SANDIKLARDAN ÇIKIYOR

Olgunlaşma Enstitülerinin yenilenme çalışmalarının bir ürünü olarak hazırlanan "Türkiye Dokuma Atlası Projesi", Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı İstanbul Sabancı Beylerbeyi Olgunlaşma Enstitüsü tarafından yürütülüyor.

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliğinin destekleri, Marmara Üniversitesinin katkılarıyla yürütülen projeye, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Ticaret Bakanlığı da katkı veriyor. Proje, asırlık dokumaları sandıklardan çıkarıp, tasarım dünyasına taşımayı ve ekonomik değere dönüştürmeyi amaçlıyor. Proje kapsamında ayrıca geleneksel dokumaların aslına uygun üretilerek yerel kalkınmanın da desteklenmesi planlanıyor. Çalışmayla "Dokuma Kültürü Rotaları" ve "Yaşayan Müzeler" oluşturularak kültür turizminin de canlandırılmasına katkı sağlanması planlanıyor.

151 ÇEŞİT DOKUMA TÜRÜ SERGİLENİYOR

Projenin en dikkat çekici ayaklarından biri olarak gerçekleştirilen sergide, bölgesel rotalar izlenirken Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden bir araya getirilen 151 çeşit dokuma türü sergileniyor. Sergide koleksiyoner Yusuf İyilik›in koleksiyonundaki Osmanlı kumaşlarından parçalar yer alıyor.

Prof. Dr. Hülya Tezcan, Prof. Dr. Aydın Uğurlu ve Prof. Dr. Mehmet Akalın'ın danışmanlığı, Ayşe Dizman'ın koordinatörlüğü ve Güneş Güner'in küratörlüğü ile gerçekleştirilen sergide, genç tasarımcıların, geleneksel kumaşlardan ilhamla oluşturduğu tasarımlarla zaman tünelinde gezilebilecek.

Sergide dokuma sanatçıları Aydın Uğurlu'nun Doğa Üçlemesi, Elisabeth Strub Madzar'ın Pa ve Umay Ana isimli iki eseri, Servet Senem Uğurlu'nun Anadolu Tanrıçaları dokuma heykelleri olmak üzere dokuma sanatları da sergileniyor. Serginin zaman tüneli olarak isimlendirilen alanında, Mehmet Demir, Mert Çelebi, Senem Kula ve Rümeysa Kış'ın geleneksel dokumaları geleceğe taşıyabilecek tasarımları yer alıyor.

YÖRESEL KUMAŞLAR ÇAĞDAŞ TASARIMLARA İLHAM VERECEK

Proje kapsamında, akademik araştırmalar sonucunda "Osmanlı Saray Kumaşları" ve "Anadolu Yöresel Kumaşları" başlıklarında Türkiye'nin kumaş haritasını oluşturan 397 yöresel kumaş tespit edilerek özellikleri veri tabanına işlendi.

Marmara Üniversitesince, yöresel dokumalar bilimsel yöntemlerle analiz edilerek, doğal boya ile renklendirme çalışmalarının yanı sıra dokumaları iyileştirildi. Bu kapsamda Antep Kutnu, Ankara Sofu, Şal Şapik, Rize Bezi/Feretiko, Ehram, Beledi ve Denizli Buldan gibi dokumalar dünyaya tanıtılacak. Kutnu'nun renk ve deseni, Ankara Sofu'nun ipeksi yumuşaklığı, Üsküdar Çatması›nın desen ve renkleri, Denizli Buldan Bezi'nin doğal boyalı dokumasının çağdaş tasarımlara dönüştürülmesi hedefleniyor.

YEREL DOKUMA FAALİYETLERİ CANLANDIRILACAK

Anadolu'nun geleneksel ve unutulan dokumalarının, aslına uygun olarak yeniden üretilerek, modern tasarımlarla dünyaya tanıtılması, sürdürülebilir ve doğa dostu tekstil ürünlerinin geliştirilmesi, kadın istihdamının artırılması, yerel üretimin desteklenmesi, akademik iş birlikleri ile dokumaların araştırılması, geliştirilmesi, bitkisel boyama, yerel dokuma faaliyetlerinin canlandırılması, moda tasarımcılarının ve sektörün dikkatinin çekilmesi de projenin hedefleri arasında yer alıyor.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GÜÇLÜ ESTETİK DİL

Güneş Güner / Küratör

Türkiye Dokuma Sahnesi, Türkiye Dokuma Atlası Sergisi'nde yer alan dokumaları Türk tasarımcıları ile buluşturuyor. Zamana meydan okuyan kumaşları sandıklardan çıkararak, sergileyerek, dönüştürerek yaşatmayı hedefliyor. Geçmişten günümüze güçlü estetik dili, benzersiz doku ve içerikleri ile var olan dokumaları yaşatmak bu çalışmanın çıkış noktası.

Türkiye Dokuma Sahnesi; sergilenen kumaşların Türk tasarımcılarının yorumu ile güncel, kullanılabilir ve giyilebilir ürünlere dönüşmesini sergilemeyi amaçlıyor.

BİZLERE ZENGİNLİK KATACAK

ECE EGE

Yıllardır beklenen bir projeydi. Ülkemizin bütün yörelerinin farklı güzellikteki dokuma sanatı unutulmuştu. Anadolu'da hâlâ bu tezgâhların olduğunu ve kumaşların dokunduğunu bilmiyordum. Bunları sektöre katmak kendi tasarımlarımızda kullanmak, ihraç etmek en büyük arzumuz. Bizlere zenginlik katacağına inanıyorum.

DÜNYAYA İLHAM VEREN BİR KÜLTÜRÜMÜZ VAR

TUVANA BÜYÜKÇINAR

Tasarımcıların materyalleri kültürlerle yaşar, bunlardan beslenir. Tarihini bilmeyen toplumların geleceğini tehlikeye sokar. Dünyaya ilham veren bir kültürümüz var. Biz tasarımcılar Fransa'ya, Amerika'ya, Hindistan'a gidip kumaşlar peşinde koştururken, kendi ülkemizde unutulmaya yüz tutmuş kumaşlarla bir şeyler tasarlayabiliyor olmak, bizleri havaya uçuracak. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.