Dirilişin başkenti Bilecik

Taşı mermer, toprağı seramik, yaprağı ipektir bu şehrin…

Dirilişin, kuruluşun, kurtuluşun adıdır aynı zamanda…

Manevi bekçisi Şeyh Edebalı’dır…

Felsefesi insanı yaşatmaktır…

Lokman Bizim Şehirde’nin bu haftaki durağı, Ertuğrul Gazi’nin sancağı Bilecik… Uluslararası Tiyatro Festivali kapsamında geldik bu şirin kente. Bilecik Belediyesi’nin misafiriyiz. Ben çok sık uğrarım, çünkü her gelişimde ayrı bir haz duyuyorum burada. Üstelik İstanbul’a çok yakın, otomobille sadece 2,5 saat…

Rehberimiz sevgili kardeşim Arkeolog Umut Özdemir, bize çok güzel bir rota çizmiş, önce karnımızı doyurmak için Kınık Köyü’ne gittik. Çömlekçi Sahi Amca bize yöreden çıkan çamurla güzel bir testi yaptı. Tam 60 yıldır çömlek ustası, yani çamura hayat veren ustalardan… Onun için bir eseri yapmak 3 dakika alıyor ama dile kolay, aslında 60 yıl 3 dakikadır onun zamanı… Testi fazlından sonra doğru Pazaryeri’ne gittik, Nur Kasap’ta Oğlak kebabı ve Testi Kebabı yaptık efsaneydi. Tadına doyamadık. Kendi yaptıkları tatlılar, sucuklar ve yoğurtlar ise tarifsizdi. Küçük kasabada büyük lezzetlere doyduktan sonra temiz hava alma zamanı.

Pelitözü Gölet’inde kebap keyfi

Pelitözü Gölet’inden Şubaşı Restoran’a gittik. Şef Okan karşıladı bizi, üçüncü kuşak, dede mesleği aşçılık, bize hikâyesi olan bir yemek yaptı, Yaprak Kebabı… Dedesi kalan etleri muhafaza etmek için önce pişiriyormuş, daha sonra kızartıp fırınladıktan sonra servis ediyormuş, işte bu kebapla birlikte, kuzu kapama, buğday çorbası ile ayva tatlısı pişirdik. Son zamanlarda yediğim en güzel lezzetler diyebilirim. Bu arada Pelitözü Göleti epey güzelleşmiş, Bilecik için yeni bir cazibe merkezi haline gelmiş.

Kabak festivali bile yapılıyor

Umut Kardeşim tutturdu illa kabak tatlısı yiyeyim diye, aslında Bilecik’in en şaşalı sebzesi, son zamanlarda kabak festivali bile yapılıyor. Küçük bir köyden neredeyse tüm Türkiye’ye özellikle restoranlarda yapılan kabak tatlısının kabağı buradan gidermiş. Köy derneğine gittik, sevimli Bilecik efeleri karşıladı bizi harika bir oyunun ardından tatlıya geçtik. Tahinli ve cevizli servis ettiler bize, gerçekten de dedikleri kadar varmış.

Tarihe Büyüleyici Bir Yolculuk

Belediye tarafından Şeyh Edebalı Türbesi yanında harika bir gönül bahçesi yapılmış. İlk girdiğinizde saraylardaki has bahçeyi andırıyor. Bilecik Belediye Başkanı Sayın Selim Yağcı karşıladı bizi. Yerin adı Osmanlı Padişahları Tarih Şeridi. Tüm Osmanlı Padişahları kronolojik sıra göre üç boyutlu resimleri ile yan yana… Size verdikleri cihaz ile barkotları okuttuğunuzda padişahların kendi hayatları, yaşadıkları olaylar sanki kendi ağızlarındanmış gibi seslendirilmiş. Üç dönemdir belediye başkanlığı yapan Sayın Yağcı, Bilecik’e güzel bir eser daha kazandırmış. 

Vezirhan’da yaprak sote

Vezirhan İpek yolu üzerinde küçük bir ilçe, ama Osmanlı için stratejik önemi var. O nedenle dönemin ünlü paşalarından Köprülü Mehmet Paşa harika bir külliye yaptırmış kendi adına. Hele bir Kervansarayı var ki… Yenileme çalışmasının ardından belediye tarafından kullanıyor. Yazları kafe olarak işletiliyor. Yol üzerinde kıl çadırdan yapılan Vezirhan tesislerinde Harika kebaplar yedik, özellikle keklik kebabı, vezirhan kebap ve yaprak sotesi çok lezzetliydi. Kesinlikle o lezzetler için bir daha gideceğim tadı damağımda, tarifleri ise aklımda kaldı.

Konaklar restore ediliyor

Artık son durağımız İstanbul’a en yakın ilçe olan Osmaneli… Eski konaklar restore ediliyor ve tarih caddelerde ve sokaklarda hayat buluyor. Gezip tozduğun eski Osmaneli, eski bir Rum yerleşkesi çokta güzel bir kilise bulunuyor. İlçe’nin çalışkan başkanı Münir Şahin müjdeyi verdi. O kilise onarıldıktan sonra müze yapılacakmış. Bence o tatlı ilçeye ayrı bir hava katacaktır. Sonra Sakarya Nehri kenarında Şahane Kuyruk Kebabı yedik, Şahin bey, Sakarya Nehri için yapacakları projeleri anlattı. Gözlerinden ateş parlıyordu. Umarım dediklerini gerçekleştirir ve o spor faaliyetleri