EZGİ AŞIK / ezgi.asik@aksam.com.tr
Kazakistan'da 20 Kasım'da gerçekleşen erken cumhurbaşkanlığı seçimlerini yerinde takip etmek için 18 Kasım'da ülkenin başkenti Astana'ya uçtum. Şehre iner inmez, bozkırın o temiz havasını derin bir nefes çekerek hissettim.
Kazakistan oldum olası ilgimi çeken bir ülke olmuştu. Oraya seyahat edeceğim ve kültürlerini yerinde gözlemleyeceğim için çok heyecanlıydım. Gazeteci sıfatımla da ülkede gerçekleşen erken cumhurbaşkanlığı seçimlerini gözlemci olarak takip edecek olmak da mesleki açıdan beni heyecanlandırıyordu.
Uçaktan iner inmez, konaklayacağımız yere doğru yol aldık. Araç içinde, Astana'nın şehir planlamasını, heyecanlı gözlerle seyrediyordum. Mevsim itibariyle hava soğuktu ama şehrin güzelliği insanı kendine çekiyor ve ısıtıyordu. Kazakistan'a neden Türk dünyasının en gözde ülkelerinden biri dediklerini, yol boyunca şehri izlerken anlıyorum. Ülkenin kendine ait bir şehir planlaması, mimari yapısı ve cadde-sokak büyüklüğü vardı. Bütün caddeler temiz ve geniş, trafik akışı ferah bir şekilde ilerliyordu.
HAYATIN BAŞLANGINI TEMSİL EDEN "YUMURTA"
Ertesi gün, yoğunluğumuz başlamadan evvel bir Kazakistan kültür gezisine çıktık. Şehrin simgesi olan Beyterek Kulesi, başkentin Almati'den, Astana'ya taşınmasının ardından inşa edilmiş. Efsanevi Hüma kuşunun konduğu temsili "hayat ağacı" anıtı olarak tasarlanan kule, tüm Astana'ya hâkim ola bir zirveye sahip. Şehrin neresine giderseniz, gidin, o kulenin parlak ve ışıl ışıl duran görüntüsü insanı kendisine hayran bırakıyor. Bu kulenin 97. metresinde gözlem evi bulunuyor, bu gözlem evi sayesinde de Astana'yı kuş bakışıyla seyredebiliyorsunuz.
Beyterek Kulesi sadece mimari açıdan dikkat çekmiyor, kulenin kendine ait mitolojik anlamı da var. Kulenin mitolojisine dayanan bilgiye göre, en tepede bulunan altın top, hayatın başlangıcını temsil eden bir yumurtadır.
KAZAKİSTAN'DA MİMARİ YAPILARIN DEĞERLİ ANLAMLARI VAR
Orta Asya'nın en görkemli camilerinden biri olan Nur Astana Camii, 5 bin kişilik kapasitesi ve altın bir kubbe altında bembeyaz cephesiyle görenleri kendine hayran bırakıyor. Caminin mimari yapısında da ince bir işçilik var. Caminin yüksekliği ve minarenin uzunluğu, Hz. Muhammed'in vahiy yaşı ve vefat ettiği yaşa göre hesaplanmış. Bunların yanı sıra, şehrin içinde bulunan "Hoşgörü ve Barış Piramadi" de camdan oluşan piramit tasarımıyla dikkat çekiyor. Bu yapının içinde Astana Üniversitesi, müze kısmı, kış bahçesi, 18 farklı ibadethane ve opera salonu bulunuyor.
UZAY, TEKNOLOJİ VE GELECEK "ASTANA EXPO"
Gezi boyunca kendi gazeteci grubuyla tüm özverisiyle ilgilenen diplomat Assel Bori Hanım ile Astana Expo'yu gezdik. Birbirinden güzel sanat eserleri, Kazak kültürüne ait enstrümanlar dikkat çekiciydi. Astana Expo'da uzay teması ve geleceğe vurgu ile oluşturulan konseptler hepimize farklı bir perspektif kazandırdı.
KADİM TÜRK KÜLTÜRÜ YAŞATILIYOR
Kazakistan kültürü ve doğasıyla dünyada dikkat çeken ve merak edilen bir ülke. Tarih boyunca ilk Türk devletlerinin ve boylarının merkezi olan Kazakistan'da kadim Türk kültürüne ait geleneklerin çoğu bölgede hâlâ yaşatılıyor.
Ülke genelinde 20 Kasım'da gerçekleşen erken cumhurbaşkanlığı seçimlerini Astana'da takip etmek için dünyanın farklı ülkelerinden gelen gazeteci grubuyla, seçim günü şehrin birçok noktasında kurulan oy verme alanlarını ziyaret ettik. Bu ziyaretler sırasında bende iz bırakan bir anım ve dostluğum oldu.
En son ziyaret ettiğimiz yer, şehrin merkezine hayli uzaktı. Yol uzun ve keyifliydi. Kazakistan'ın beyazla kaplanmış olan doğal güzelliğini seyre durmuştuk. Bozkırın yeşili, mevsimin getirdiği beyazlıkla beraber adeta kartpostal gibi duruyordu. Şehrin kendine has bir dinginliği var ve bu dingin hâl, yoğun bir iş temposunda olan herkese bir nebze de olsa iyi geldi.
KAZAK AYGÜL ABLAYA MİSAFİRPERVERLİĞİ İÇİN TEŞEKKÜR
Geleceğimiz yere vardığımızda, Kazak çocuklar karda oynuyor, birbirleriyle şakalaşıyorlardı. Yanakları soğuktan kıpkırmızıydı, sokak onların gülücükleriyle doluydu. Hava soğuktu ama çocukların kahkaha sesleriyle bütün gazeteci grubunun içi ısınmıştı.
Kazakistan'a dair izlenimlerimi yazarken seçim günü tanıştığımız Kazak Aygül abladan bahsetmeden olmaz. Astana şehrine uzak, oy verme alanında Kazak Aygül abla ile tanıştım. Türkiye'den geldiğimi duyunca, beni çok sevdiler. Sohbet ettik, ben biraz Türkçe konuştum, o biraz Kazakça konuştu ama en sonunda ortak bir dilde anlaştık ve birbirimizi çok sevdik.
Aygül abla gittiğimiz o alanın sorumlusuydu. Sohbetimizi bitirdikten sonra alandan ayrılacağımız zamanı beklerken, Aygül abla hepimize bir sürpriz yaptı ve Kazakların sıcak misafirperverliğini hepimize sergiledi, harika bir ikram sofrası kurdu. Sanırım son zamanlarda içtiğim en güzel çayı, Aygül abla, Astana şehrine uzak o kırsal bölgede demlemişti. Umarım kültür ve sanatın buluştuğu bozkırın topraklarıyla tekrar buluşurum...