LEYLA GÖK / cumartesi@aksam.com.tr
Deepfake, adını sıkça duymaya başladığımız ama ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz bir teknoloji. Peki, nedir bu deepfake? Kısaca, yapay zeka kullanılarak gerçekçi görüntü, ses veya videoların yaratılması sürecine deepfake denir. Bu teknoloji, özellikle sinema ve eğlence sektöründe aktörlerin yüzlerinin başka sahnelerde kullanılması gibi yenilikçi kullanımlarla karşımıza çıkıyor. Bu, özellikle hayatını kaybetmiş sanatçıların eski filmlerde veya yeni projelerde "yeniden canlandırılması" gibi durumlar için kullanılabiliyor. Ancak, her güçlü teknolojinin karanlık bir yüzü de olabilir.
GELENEKSEL MONTAJDAN DEEPFAKE'E
Deepfake teknolojisi, başlangıçta masum ve eğlenceli projeler için kullanılmaya başlandı. Örneğin, ünlü bir aktörün yüzü, başka bir aktörün performansıyla birleştirilerek eğlenceli videolar oluşturuldu. Ancak zamanla, bu teknolojinin potansiyeli ve riskleri daha geniş kitlelerce fark edildi. Siyasi kampanyalar, eğitim, sanat ve hatta terapi seansları gibi çeşitli alanlarda kullanımı gündeme geldi. Konu dezenformasyon ve manipülasyona geldiğinde, deepfake teknolojisinin olumsuz etkileri daha belirgin bir hâl alıyor. Bir zamanlar "tape" olarak bilinen geleneksel montaj teknikleri, videolar ve ses kayıtları üzerinde değişiklikler yapılmasını sağlarken, genellikle izler bırakırdı. Ancak deepfake, bu tekniklerin çok ötesine geçerek, iz bırakmadan inanılmaz derecede inandırıcı sahte içerikler oluşturabilir. Bu, deepfake'in sadece teknoloji meraklıları için değil, herkes için potansiyel bir tehdit oluşturduğu anlamına gelir.
DEZENFORMASYON TEHLİKESİ
Deepfake'in en tehlikeli yönlerinden biri, politik ve sosyal kampanyalarda bilgi kirliliği yaratma potansiyeli. Örneğin, Hindistan'ın başbakanı Narendra Modi'ye ait olduğu iddia edilen bir deepfake video, sosyal medyada yayıldı. Videoda Modi'nin, bir dizi politik ve ekonomik reformu duyurduğu görülüyordu. Ancak video, Modi'nin gerçek sesi ve görüntüsünün ikna edici bir şekilde taklit edilmesiyle üretilmiş sahte bir içerikti. Bu video, Hindistan'daki politik atmosferde kısa süreli bir kargaşa yaratmış ve Modi'nin politikaları hakkında yanlış bilgilerin yayılmasına neden olmuştu. Bu tür deepfake olayları, siyasi istikrarı tehdit edebilir ve toplumsal güveni zedeleyebilir. Yine 2020'de internette dolaşıma giren ünlü aktör Morgan Freeman'ın sesini taklit eden bir deepfake video, koronavirüs pandemisiyle ilgili yanıltıcı bilgiler içeriyordu. Freeman'ın güvenilir ses tonu, yanlış bilgilerin daha inandırıcı görünmesine sebep oldu. Bu tür içerikler, yanlış algılamalar ve toplumsal karışıklıklar yaratarak demokrasi için de ciddi bir tehdit oluşturabilir.
TEHLİKELERE KARŞI KOYMAK
Deepfake içeriklerin zararlarını azaltmak için uluslararası yasal düzenlemeler ve teknoloji şirketlerinin etik kurallara uygun hareket etmeleri bir gereklilik. Ayrıca, kullanıcıların sahte içerikleri tanıyabilmeleri için eğitim ve bilinçlendirme kampanyaları büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak deepfake teknolojisi, film ve televizyon dünyasında devrim yaratma potansiyeline sahipken, aynı zamanda yanıltıcı bilgilerin ve propaganda kampanyalarının yeni silahı olabilir. Toplum olarak, bu yeni dijital çağın getirdiği tehlikeleri anlamak ve gerekli önlemleri almak zorundayız. Teknolojinin gelişimi, sorumlu kullanımı gerektirir ve her birimiz bu konuda bilinçli olmalıyız.