DR. SEVDA SARIKAYA / sevda.sarikaya@stargazete.com
Zekanın birçok komponenti var. Zihinsel yetilerin bazı alanlarında üstün performans sergilemek, her alanında aynı düzeyde performans göstermek anlamına gelmiyor. Hatta bazen çevrenizde çok zeki olduğunu bildiğiniz kişilerin, hiç beklemediğiniz şekilde aptalca davranışlar sergilediklerini görüp şaşırırsınız. Örneğin bir matematik, fizik dehası kişi finansal anlamda hiç beklemediğiniz hamleler yapıp kendini kötü duruma düşürebilir. Dr. Heather A. Butler Kaliforniya Üniversitesinden bu konuda araştırmalar yapan bir bilim insanı. Kritik düşünebilme becerisinin, iyi bir yaşam sürmede yüksek zekadan daha önemli olduğunu gösteren çalışmasını 2017 yılında Thinking Skills and Creativity dergisinde yayımlıyor. Kritik düşünebilme becerisi geliştirilebilen bir şey. Daha çok yaşam tecrübesi ve bu tecrübelerden yapılan çıkarımlarla ilgili. Normal sınırlarda bir zekaya sahip her birey kritik düşünebilme yeteneğine sahiptir. Zamanla bunu geliştirilebilir. Fakat zeka genlerle belirlendiği için kritik düşünme yeteneği kadar gelişime açık değildir. Burada yanlış anlaşılma olmasın. Elbette zeka geliştirilebilir bir şey. Fakat 100 IQ ile doğan bir kişi ne yaparsa yapsın 150 IQya kavuşamayacaktır. 150 IQ ile doğanlar varken 'kritik düşünebilme becerisi' ile doğanlar yoktur. Umarım bu kısım açıklayıcı olmuştur. Waterloo Üniversitesinden Igor Grossmann'ın yaptığı bir çalışmada birçok zeka testinin gerçek dünyadaki karar verme mekanizmaları ve sosyal ilişki yeteneğini ölçmede yetersiz olduğunu belirleniyor. Belki bu da 'Zeki insanların neden aptalca şeyler yaptığı'nı açıklayabilir. Kritik düşünebilme yeteneğinin ayrıca uzun yaşam beklentisi ile de pozitif bir ilişkisi olduğu gösterilmiş.
Dr. Butler zeka ve kritik düşünme yeteneğinin aynı şey olmadığı, bu konunun sıklıkla karıştırıldığından bahsediyor. "Kritik düşünme yeteneği, sahip olduğumuz zihinsel yetilerin bir hedefe yönlendirilerek mantıklı bir şekilde kullanılmasıdır" diyor. Bu da sonradan geliştirilebilen bir şeydir. 2012 yılında yine Dr. Butler ve arkadaşlarının yaptığı başka bir çalışmada, kritik düşünme yeteneğine sahip olan kişilerin başlarına daha az kötü şey geldiği saptanmış. Applied Cognitive Psychology dergisinde yayımlanan bu çalışmada katılımcılara Halpert kritik düşünme değerlendirmesi testi uygulanmış. Bu testte kritik düşünme yeteneğini gösteren kavram analizi, karar verme, problem çözme gibi farklı alanlar değerlendirilmiş. Daha sonra katılımcıların hayatları boyunca farklı konularda başlarına gelen negatif hayat tecrübeleri sorgulanmış. Akademik alana örnek olarak bir sınavı unutma, sağlıkla ilgili bir alana örnek olarak korunma yöntemi kullanmadığı için cinsel yolla geçen bir hastalığa yakalanma, kanunla ilişkili alana örnek olarak alkollü/ilaç etkisinde araba kullanma suçundan tutuklanma, ilişki yönetimine örnek olarak bir yıldan uzun süredir gayet iyi giden bir romantik ilişkisi varken aldatma, finansal alana örnek olarak da ödeyemeyeceği düzeyde kredi kartı borcu altına girme sorgulanmış. Çalışmanın sonunda kritik düşünme kabiliyeti yüksek olanların, negatif hayat tecrübeleri yaşama olasılıklarının az olduğu gösterilmiş. En başta bahsettiğim zeka ve kritik düşünme yeteneğinin kıyaslandığı çalışmada ise kritik düşünme becerisi daha iyi olanların, yüksek IQ'lulara kıyasla daha az negatif hayat tecrübesi yaşadıkları belirlenmiş. Bu sonucun önemi şu; hepimizin amacı kaliteli/az sıkıntılı hayat sürmek. Bunda doğuşta gelen özelliklerimiz dışında sonradan geliştirebildiğimiz kritik düşünme becerisinin önemi büyük. Geliştirilebilir bir alan olması, bunun üzerine daha fazla eğilmemiz gerektiğini gösteriyor.