Coğrafyanın insana hediyesi: Islık dili

Telefon ve telsizlerin olmadığı, ulaşımın ise çok kısıtlı olduğu eski zamanlarda özellikle Doğu Karadeniz'deki köylerde insanlar birbirlerine sesleri duyurmak için kullanırdı Islık dilini. Coğrafyanın insana hediyesi olan Islık dili göçler ve teknoloji sebebiyle kaybolma tehdidi ile karşı karşıya.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Konuşmadan, işaretleşmeden iletişim kurmak mümkün. Nasıl mı? Islık dili ile. Kuşdili de deniliyor. Karadeniz Bölgesi’nin dağlık ve ulaşım imkânlarının kısıtlı olduğu köylerinde bugün de kullanılan Islık dilinin tarihi 2500 yıl öncesine dayanıyor. Islık dilinin kültürel bir miras olduğunu belirten Prof. Dr. Musa Genç, bu dilin Türkiye’ye hatta dünyaya tanıtılması gerektiğini söylüyor.

Islık dili; parmak, dil, diş, dudak ve yanaklar yardımıyla oluşturulup “ıslık” olarak isimlendirilen, aslında her biri birer müzik eseri niteliğindeki sese dönüştürülmüş kelimeleri kullanarak gerçekleştirilen bir iletişim sistemi. Islık dili, dik kanyonlarda ve yüksek dağlarda kilometrelerce uzaktan bile duyulabilir. Prof. Dr. Necati Demir’in de deyimiyle, “ıslık dili, coğrafyanın insana bir hediyesi”. Tarihi kaynaklara, iskân biçimine bakıldığında da Karadeniz Bölgesi’nde eski dönemlerden beri insanların haberleşmek için bazı işaret dilleri kullandığı biliniyor.

TÜRK MİLLETİNİN SEÇKİN MİRASI

UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne de giren Kuşdili ile ilgili ne yazık ki ülkemizde yeterli tanıtım faaliyetleri ve akademik çalışma yok. Son yıllarda bu işe kafa yoran ıslık dili Kültür ve Turizm Derneği (ISLIKDER) ve Giresun Üniversitesi Turizm Fakültesi Islık dili’nin gelecek nesillere aktarılması için önemli adımlar atmış. “Kuşdili, Türk milletinin seçkin kültürel miraslarından biri. Zaten Kuşdilini kullananlar da bunun bilincinde olduklarından, teknolojiyle her türden mücadeleyi yapıp, büyük bir tutkuyla dillerine sahip çıkıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı da konu ile ilgili bir eylem planı hazırladı.” diyen ISLIKDER başkan yardımcısı, Türkçe Islık dili kitabı yazarı ve Giresun Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Musa Genç ile Islık dili’nin tarihini ve yapılması planlanan çalışmaları konuştuk.

Islık dili’nin tarihi nereye dayanıyor?

Sokrates’in öğrencilerinden Yunan Ksenophon tarafından M.Ö. 360’lı yıllarda yazılmış ANABASIS (Onbinlerin Dönüşü) isimli kitapta, ıslığın kullanıldığı ilk yıllara ait bilgiler mevcut. Bu kaynağa göre ıslık özellikle Giresun ve yakın çevresinde en az 2500 yıldır, iletişimde kullanılmış. Islık dillerine ilişkin ilk belgeler ise Asya’da 6. Yüzyılda imzalanan Tao antlaşmasına ve LaGomera adasında (Kanarya Adaları) 17. yüzyıla ait. Bilim insanlarının kanaati şu ki, bu coğrafyada yaşayan uluslar kendi dillerini ıslığa çevirmeyi bilenlerden öğrendiler ve bugün halkın Kuşdili dediği Türkçe ıslık dili bugünlere kadar geldi. Türkçe Islık dilinin, 9. yüzyılda Doğu Karadeniz Bölgesi’ne ilk gelen tarafından geliştirildiği de ileri sürülüyor.

TÜRKÇE’DEN AYRI BİR DİL DEĞİL

Dünya genelinde ıslık dili kullananlar var mı?

Amerika, Asya, Afrika, Avrupa ve Okyanusya kıtalarında, mevcut bilgilerimize göre toplam 56 Islık dili kullanılıyor. Aslında Islık dili anadilden farklı bir dil değil. Her topluluk ana dilini, aynı yöntemle, yani ıslık çalarak çıkarılan seslere dönüştürüyor. Türkçe ıslık dili de Türkçe’den ayrı bir dil değil.

Ülkemizde hangi bölgeler kullanılıyor?

Islık dili 1970’li yıllarda yapılan araştırmalara göre Giresun’un Görele ilçesine bağlı Kuşköy, Karabörk, Deregözü, Karlıbel, Yukarı Sığırlık, Aşağı Sığırlık, Karakaş, Önerli, Akköy köylerinde yaygın bir şekilde; Beyazıt, Çatakkarı, Esenli, Beşirli, Hamzalı, Bakımlı, Kuzcaköy, Taşdikmen, Yeşilköy, Kızılcainek köylerinde eskiden kullanıldığı bilgisine ulaşıyoruz. Ayrıca Trabzon ve Gümüşhane’deki bazı köylerde de kullanılıyormuş. Fakat güncel durumu ortaya koyan bir araştırma, nerdeyse 50 yıldır yapılmamış. Şimdilerde Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ekoturizm Rehberliği Anabilim Dalı’nda yüksek lisans yapan bir öğrencimiz master tezi olarak bu konuyu çalışmaya başladı.

GELECEK NESİLLERE AKTARILMALI

Neden bu kadar önemli peki Islık dili?

Milletler, milli kültürlerine sahip çıkıp, yaşadıkları ve yaşattıkları ölçüde varlıklarını devam ettirebilirler. Kültürel miras sadece somut değil, soyut varlıklar da içerir. Adet, gelenek ve görenekler, eğlence biçimleri, ağıtlar ve destanlar toplumların soyut mirasını oluşturur. Milletler dilleriyle varlıklarını korurlar. Kuşdili de Türkçe gibi bizim öz değerimiz ve gelecek nesillere aktarılmalı.

Bu dili yaşatmak için neler yapıyorsunuz?

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte “Islık dilinin Korunmasına ve Yaşatılmasına Yönelik Eylem Planı” hazırladık. Islık dilini bilenlerin sayısını artırmanın en etkili şekli bu dili, ilk ve orta öğretim programlarına dâhil edilecek zorunlu/seçmeli “Türkçe Islık dili” dersi kapsamında öğretmek.

ISLIKDER Türkçe Islık dili Kursu projesinin mimarları, solda ISLIKDER başkanı Şeref Başkan, ortada Türkçe Islık dili Usta Öğretici Mehmet Köçek ve sağda Prof. Dr. Musa Genç

GÖÇ EN BÜYÜK SORUN

Türkçe Islık dilinin göç, ıslık dili öğrenmedeki azalma, ar-ge eksikliği, tanıtım ve eşgüdüm eksikliği gibi sorunları var. Islık dilinin yaratıldığı fiziki koşullar devam ediyor olsa da cep telefonlarının ve el telsizlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, ıslık dilini bilme mecburiyetinin hemen hemen ortadan kalkması, kırsalda yaşayan ve kente göçmeyi düşleyen gençlerde “Islık dili bilsek ne olacak? Cep telefonu da var, telsiz telefon da.” düşüncesi giderek yaygınlaşıyor. Kuşköy sürekli göç veriyor ve yaşlıların sayısı giderek artıyor. Islık dilini bilenler bu dili, evde birlikte oturdukları aile büyüklerinden öğrenmiş. Ama artık o aktarımı yapabilecek büyük aileler yok. Bu da kuşdilini bilenlerin azalmasına neden oldu. Kuşdili konuşanların yaşadıkları yerleri bırakıp göç etmelerini önlemek için onları göçe zorlayan sebeplerin ortadan kaldırılması gerekiyor.

KUŞKÖY’Ü DÜNYAYA TANITMALIYIZ

Doğu Karadeniz’de Islık dilinin en özgün şekilde korunduğu ve yaşatıldığı yerlerin başında Giresun iline bağlı Çanaklı ilçesindeki Kuşköy geliyor. Kuşköy, kısa mesafelerde aniden karşınıza çıkan derin vadileriyle ünlü Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yürüyerek ulaşımın çok zor olduğu, insanların birbirini göremedikleri için işaretleşerek bile anlaşmalarının imkânsızlaştığı bir yer. Birbirinden çok uzak evlerde yaşayan yöre insanı, şartların zorlamasıyla Kuşdilini geliştirmiş ve uzun yıllardan beri bu dille iletişim kuruyor. Kuşdili Festivali, özellikle 1995 yılından beri yerli ve yabancı medyanın büyük ilgisini çekiyor. Daha önce bizi Almanya ve Japonya’dan ziyarete gelen gazeteciler olmuştu. Bu duruma çok şaşırmışlardı.

Kore’li muhabir Kuşköylü bir çocuktan ıslık dili öğreniyor.

ISLIK DİLİ ARAŞTIRMALARA KONU OLMALI

Bu anlamda nasıl bir çalışmanız oldu?

Dünyada ilk defa bir Üniversitede, Giresun Üniversitesi Turizm Fakültesi Rekreasyon Yönetimi Bölümü’nde, Islık dili, seçmeli ders olarak programa koyuldu. Islık dilini ilelebet kullanılabilir yapacak en etkili çalışma; onu, mevcut kullanımının dışında ve bütün herkesin hemfikir olacağı en az bir veya mümkünse birden fazla kullanım alanıyla özdeşleştirmek olacaktır. Bu bağlamda niyetimiz, ilk aşamada ıslık dilini, “arama-kurtarma dili” haline getirmek olup, bu hedefe yönelik yeni proje hazırlıklarımız devam ediyor. Projeye Giresun AFAD’dan bir uzman da dahil oldu. Ayrıca Giresun UMKE ile de eşgüdüm içindeyiz. Türkçe Islık dili mutlaka akademik tezlere konu olmalıdır. Yine Kuşköy ile ilgili çalışmalarımız sürüyor.

Islık dili çalışmalarında Giresun Valisi Harun Sarıfakıoğulları, Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Can ile İl Kültür ve Turizm Müdürümüz Kemal Gürgenci'nin büyük katkıları oldu.