Ancak, bazı durumlar çocukların dengeli bir şekilde beslenmesinin önünde engeller oluşturabilmektedir. Bunların başında çocukluk çağı alerjileri ve bunun alt grubu olan besin alerjileri gelmekte. Çocukluk döneminde sıklıkla görülen besin alerjilerinin başında inek sütü alerjisi, balık proteinlerine ve deniz mahsullerine karşı görülen alerjiler, fındık, fıstık gibi vitamin ve minerallerce zengin kuruyemişlere karşı oluşan alerjiler, soya alerjisi, yumurta alerjileri gelir. Bunların yanı sıra spesifik olarak çileğe ya da domatese karşı alerjiler de görülebilir. Bu tür gıda alerjisi olan çocuklara, suçlanan alerjenden (alerji oluşturan madde) fakir bir beslenme programı önerilmektedir. Böylece bu gıdaya bağlı alerjik reaksiyonlar ortadan kaldırılabilir. Ancak bu durum çocuklarda ciddi mikro-besin açıklıklarının görünmesine neden olur. Çünkü bu çocuklar suçlanan alerjik gıda bileşiğini alamadığı durumda bu gıdalarla birlikte alabileceği mikro-besinleri (vitaminler, mineraller, omega 3 yağ asitleri ve nutrigenomik etkili fonksiyonel gıda bileşikleri) yeterli ölçüde vücutlarına alamazlar. Buna örnek olarak balık proteinlerine karşı alerjisi olan çocuklarda; Omega 3 yağ asidi eksiklikleri, inek sütü alerjisi olan çocuklarda ileri dönemde kemik kayıplarına yol açan vitamin D ve kalsiyum eksiklikleri görülür. Tüm bunlarla birlikte başta D vitamini ve kalsiyum gelmek üzere çinko, demir, selenyum, magnezyum, vitamin B12, vitamin B6, vitamin B1 ve folik asit eksiklikleri de sıklıkla görülür.
RİSK 10 KAT ARTAR
Eğer, çocukların iki gıdaya karşı birden alerjisi varsa mikro-besin eksiklik riski 10 kat artmaktadır. Eğer tek bir gıdaya karşı alerji saptanmışsa bunlarda da mikro besin açığı görülme riski 2 kat olarak saptanmıştır. Besin alerjisi olan çocuklarda bağırsak duvarındaki alerjik reaksiyona bağlı gelişen sorunlar nedeniyle bu çocuklarda vitamin ve mineraller gibi mikro-besinlerin emilimleri de bozulur. Bu yüzden gıda alerjisi olan çocukların günlük vitamin ve mineral ihtiyaçları, nutrisyonel dozda günlük vitamin ve mineral içeren şuruplarla ya da tozlaştırılmış vitamin ve mineral kullanımıyla önlenebilir ya da giderilebilir.
KEMİKLER KORUNMALI
Özellikle alerjisi olan çocuklar kimi zaman alerji tedavisi için kortizonlu ilaçlar almak zorunda kalabilir. Bu tür ilaçların uzun dönemde en fazla yan etki yaptığı organ kemiklerdir. Çocuklarda kemiklerin korunmasında başta D vitaminiyle kalsiyum gelmek üzere çinko ve A vitamini de son derece gereklidir. Üstelik atopik dermatit adı verilen alerjik cilt hastalıklarında D vitamini eksikliklerine çok sık rastlanır. Bu yüzden bir çocukta saptanmış bir alerji varsa bu çocukların her zaman dengeli beslenemeyeceği akıldan çıkarılmadan, bu çocukların yediklerini güçlendirmek amacıyla gıdalara serpiştirilen tozlaştırılmış vitamin ve mineraller çocukların mikro-besin açıklıklarını kapatabilecek ve gıdalarını mikro besinlerle zenginleştirebilecek yegâne metottur. Sonuç olarak çocuklarda özellikle gıda alerjileri varsa, bu çocukların vitamin ve minerallerle desteklenmesi son derece gerekli ve önemli bir konudur.