MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr
"Müze nedir?" sorusuyla başlayıp çocuklara müzelerin dünyasında ilham verici bir yolculuk sunan Neslihan Varol'un kaleme aldığı, Mavisu Demirağ'ın resimlediği Müzede Ne Var? kitabının lansmanı geçtiğimiz günlerde İstanbul Modern'de yapıldı. İstanbul Modern ve Dinozor Çocuk işbirliğiyle hazırlanan kitap ile çocuklar, müzeciliğin tarihinden günümüzde gittikçe çeşitlenen müze türlerine, İstanbul Modern'in yenilenen binasından etkileyici koleksiyonuna birçok konuda eğlenerek bilgi sahibi oluyor. Günümüz müze türlerini tanıtırken, sanat müzeleri hakkında bilgiler de sunan kitap, bir müzenin nasıl oluştuğundan müzedeki eserlerin neye göre seçildiğine kadar birçok farklı konuya değiniyor. Çağdaş sanat terimlerine dair küçük bir sözlüğün ve dünyadaki bazı önemli müzelerin çizimlerinin de yer aldığı kitabın sonunda ise çocukları, kendi sergilerini yaratabilecekleri bir alan bekliyor.
İSTANBUL MODERN SOMUT BİR ÖRNEK
Kitabın çıkış noktasının çocukları müze ile tanıştırmak olduğunu söyleyen Müzede Ne Var? adlı çalışmanın yazarı ve aynı zamanda İstanbul Modern Eğitim ve Sosyal Projeler Direktörü Neslihan Varol, "2004 yılından beri müzede çocuklarla birlikte projeler yapıyoruz. Daha önce müze görmemiş çocuklara, 'Müze nedir?' diye sorduğumuzda aldığımız cevap 'Eski eşyaların toplandığı yer' oluyordu. 'Sanat nedir?' diye sorduğumuz ise 'Resim' diyorlardı. Oysa müze ve sanat bunun çok ötesindeydi.
Bu kitap çocuklardaki bu düşünceyi değiştirmeyi ve bu kavramları öğretmeyi amaçlıyor. Müze tanımına farklı bir yerden bakıyor. İçinde keşif yapabileceğiniz, yeni şeyler öğrenebileceğiniz ve sadece resim ile değil farklı sanat yapıtlarıyla bir araya gelebileceğiniz mekân olarak gösteriyor. Çocuklara somut bir örnek sunmak için İstanbul Modern'e özellikle değiniyoruz. Ama sanat müzeleri dışında farklı müzelerin varlığını da anlatıyoruz." şeklinde konuştu.
HİKÂYELEŞTİRMEDEN YALIN BİR DİLLE ANLATMAYA ÇALIŞTIK
Müzelerin özellikle de sanat müzelerinin yaratıcılık konusunda insana çok şey kazandırdığından bahseden Varol sözlerine şöyle devam etti: "Her bireyin sanatsal yaratıcılıkla doğduğuna inanıyorum. Ama bunu geliştirmek lâzım. Bunun için de özellikle sanat müzeleri önemli bir yerde duruyor. Sanat eğitimi dediğimiz şey beceri kazanarak kendi donanımınızı artıracağınız bir konu değil. Sanat eseri görmeniz, kültürle beslenmeniz lâzım. Bunu yapabileceğiniz en önemli mekânlar da müzeler. Müze denilince akla ilk gelen tarihi objelerin bulunduğu bir mekân. Ama öyle değil. Bu kitap müzelerin ilham verici, yaratıcılığınızı besleyebileceğiniz, yeni yerler keşfedebileceğiniz bir yer olduğunu gösteriyor. Çocuklar ne kadar erken yaşta müzeleri keşfederse yaratıcılıkları o kadar beslenir. Yaratıcı olan insanlar problemlerini daha kolay çözer ve her soruna farklı bakış açıları ile yaklaşır."
6 yaş ve üzerine hitap eden kitabın kaynak bir yayın şeklinde hazırlandığından dolayı yetişkinlerin de ilgi gösterdiğini belirten Varol, "Hikâye tarzında müzelere değinen iyi ve kötü denilebilecek eserler var. Biz fantastik bir hikâye özelinde ilerleyen bir kitap yerine müzenin ne olduğunu bütün açıklığıyla çocuk dünyasından anlatan bir kitap yazmayı tercih ettik. Buna ihtiyaç vardı." dedi.
ÇİZİMLERLE ÇEŞİTLİLİĞİ YANSITMAYA ÇALIŞTIM
Kitabın illüstratörü Mavisu Demirağ da bir yıllık titiz bir çalışma sonucu ortaya çıkan eserden dolayı mutlu olduğunu dile getirdi. Çocukların kendisine her zaman ilham verdiğinden bahseden Demirbağ, "Çocukların hesapsız oluşu, kendilerini kısıtlamaması ve bakış açılarının çok farklı olması beni besleyen bir nokta. Tabii çizim sürecinde İstanbul Modern de ilham verdi. Burası inşaat halindeyken gezmiş, fotoğraflarını çekmiştim. Açıldıktan sonra tekrar geldim. Dolaşırken yaydığı ferahlık hissi ve izleyiciyi sanat eserine dâhil etmesi çok etkileyiciydi." şeklinde konuştu.
Çizim yaparken metinle beraber ilerlediğini söyleyen Demirbağ aslında yansıtmak istedikleri şeyin ne olduğunu şu sözlerle anlattı: "Neslihan Hanım'ın metni çok detaylı ve güzeldi. Burada çocukların aklındaki o klasik sıkıcı müze algısını kırmaya çalıştık. İstanbul Modern üzerinden yaptığımız çizimlerde 'Burada sadece sergi alanı yok. Kütüphane var, sinema salonu var... Dolu dolu vakit geçirebilecek bir yer müze' demeye ve çizimlerimle bunları yansıtmaya çalıştık. Güzel oldu."