Çocuklar psikolojilerini kitaplarla koruyabilir…

Çocuklar deprem, savaş, ölüm gibi durumlar karşısında en savunmasız gruplar. Günümüz dünyasında psikolojilerini muhafaza etmek ve sağlıklı bireyler olarak yetişmelerini sağlamak her zamankinden daha zor. Tam da bu noktada çocuk psikolojisi kitapları çocukların duygularını tanımalarını, olaylara karşı daha dirençli olmalarını sağlayabilir ve onları iyileştirebilir.

ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

Modern dünyada o kadar çok enformasyona ve eyleme maruz kalıyoruz ki bu durumdan sadece biz yetişkinler değil çocuklar da çok etkileniyor. Kısa bir süre önce yaşadığımız depremler, henüz atlatmış olduğumuzdan tam emin olamadığımız küresel salgın, medya tarafından her gün tanık olduğumuz ölümler, toplumsal olaylar, dünyanın dört bir yanında devam eden savaşlar, katliamlar ve dahası. Bunların hepsi belki o an bizi etkilemese de uzun vadede hayatımızı önemli bir biçimde etkiliyor. Kimi zaman bir travma olarak hafızamıza kazanıyor kimi zamansa kötü anılar olarak... Tüm bunlar karşısında sağlıklı bireyler olmak ve sağlıklı bireyler yetiştirmek için psikolojimizi korumamız gerekiyor. İşte tam da bu noktada oklar çocukları işaret ediyor. Zira tüm bu yaşananlar karşısında en savunmasız grupta yer alıyorlar. Dijital ekranlar üzerinden pek çok görüntüye filtresiz bir şekilde maruz kalabiliyorlar. Bu aşamada ebeveynlere önemli sorumluluklar düşerken yaşadıklarını anlamlandırma konusunda çocuk psikolojisine odaklanan kitaplar da yardımcı araçlar olarak karşımıza çıkıyor. Timaş Yayınları tarafından okura sunulan Çocuk Psikoloji Kitaplığı hem bu konuya dikkat çekecek hem de diğer yayınevlerine örnek olacak türden. Bu özel seride çocukların karşılaşacakları olaylar karşısında psikolojik dayanıklılıklarını arttırmalarına yardımcı olacak kitaplar yer alıyor. Biz de Akşam Cumartesi olarak kitaplığın editörlüğünü üstlenen Gülfem Özer ile bir araya geldik. Marmara Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü mezunu olan, yaklaşık bir senedir Timaş Çocuk ekibinde yer alan ve 6-10 yaş grubundaki kitaplar üzerine çalışan Özer ile bu alanın neden önemli olduğunu konuştuk.

HEPİMİZ İKİNCİL TRAVMAYA MARUZ KALDIK

Timaş Çocuk Psikoloji Kitaplığı neden ve nasıl kuruldu? Böyle bir seri hazırlamak için sizi harekete geçiren ne oldu?

Pandemi, yetişkinler için olduğu kadar çocuklar için de yıpratıcı ve alışılmadık bir süreçti. Okul öncesi dönemde bulunan çocuklar için evde vakit geçirmek tuhaf karşılanmasa da ebeveynlerde, çevrede, haberlerde görülen ve sürekli devam etmekte olan bir endişe hâli onları da oldukça etkiliyordu. Okul dönemindeki yaş grupları içinse rutine dönen günlük yaşantıları bir anda bozulmuş yerine anlamlandıramadıkları ve belirsizliklerle dolu bir yığın yeni zorunluluk eklenmişti. Sokağa çıkma yasağı, sosyal mesafe, zorunlu maske kullanımı... En kötüsü de haberlerde ve sosyal medyada dolaşan, durmak bilmeyen vakalar ve ölüm haberleriydi. Aslında hepimiz sürekli olarak ikincil travmaya maruz kalıyorduk. Bunlardan en çok etkilenen de yine çocuklar oluyordu. Bu süreci herkes için daha kolay hâle getirmenin ve süreçten en az yara almış şekilde çıkmanın psikolojik sağlamlığı korumaktan geçtiği bir gerçekti. Timaş Çocuk Psikoloji Kitaplığı da bunun üzerine kendini inşa etmeye hazırlandı. İçinde bulunduğumuz koşullar, dışarıdan bir psikolojik yardım almayı bile oldukça zorlaştırmışken çocuklar için bu durumu daha kolay ve ulaşılabilir hâle getirmeyi hedefledik. Çocukların psikolojik sağlamlıklarını muhafaza etmeleri gerekliliği bizi harekete geçirdi ve hâlihazırda elimizde bulunan İrem Oturaklıoğlu ve Oya Doğan Hanımların dosya başvurularını temel alarak kitaplığı kurma ve genişletme kararı aldık.

OKULA ALIŞMA SÜRECİNDEN CAN SIKINTISINA

Bu seride hangi kitap ve yazarlar bulunuyor? Kitapları hangi kriterler bağlamında seçiyorsunuz?

Duygu Günlüğüm adını verdiğimiz seriye ait Mira Stres Kulübesi'nden Ayrılıyor kitaplığımızın ilk kitabı. Ağustos ayında okurla buluştu. Oya Doğan bu kitapta, Mira karakteri üzerinden stresle nasıl baş edeceğini bilemeyen çocuklara keyifli ve kolay uygulanabilir etkinlikler sunuyor. Eylül ayında okula yeni başlayacak çocuklara uyum sürecinde yardımcı olacak bir kitap hazırladık: Cihan Çelik ve Sena Öncel Özsoy'un kaleminden çıkan Evden Uzakta İlk Macera: Okul. İrem Oturaklıoğlu'nun kaleminden Can Sıkıntıma Ne Söyledim? de günümüz çocuklarında çok sık rastladığımız can sıkıntısını, çocukların kendi başlarına nasıl giderebileceklerini konu alan bir kitap. Onları kendilerini duymaya yönelten ve dış dünyaya ilgisiz kalmanın getirdiği iç sıkıntıyı azaltmaya yardımcı olmayı hedefleyen bir hikâye. Ekim ayında Duygu Günlüğüm serisinin ikinci kitabı, Mira Öfke Gezegeni'nden Ayrılıyor okurla buluştu. Yetişkinlerin dahi faydalanabileceği bir kitap oldu. Kasım ayında Veysi Çeri'nin kaleme aldığı Endişe Kavanozundan Çıkanlar raflarda yer buldu. Ben de Korkuyorum, kitabımız da yine aynı ay çıkan çeviri bir eser. "Ben de korkuyorum ama yine de sevdiğim şeyleri yapıyorum." mottosunu keyifli bir öyküyle çocuklara aktarıyor.

KİTAPLAR BİRER SIĞINAK OLABİLİR, İYİLEŞTİREBİLİR

Günlük enformasyonlar, yaşanan toplumsal olaylar, ailevi olumsuz durumlar karşısında ve benzeri süreçlerde çocuklar en kırılgan grup. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Kitaplar çocuklar ve ebeveynlerine bu tarz durumlarda yol gösterici olabilir mi?

Evet, çocukların farkındalıkları sandığımızdan çok yüksek. Şahit oldukları her şey, temiz zihinlerinde oldukça fazla yer kaplıyor ve o yaşantıyı olması gereken yere koyamadıklarında psikolojik olarak yıpranıyorlar. Başta da söylediğim gibi belki de ihtiyaçları olan tek şey seslerinin duyulması. Onları dinleyen ve anlayan birinin varlığı. Güven duygusu... Böyle hisseden bir tek kendilerinin olmadığını bilmek ve yaşadıkları şeyi bir çerçeveye almak. Kitaplar sadece bunu yapmıyor. Hayal dünyalarını genişletirken onlara rahatlama, gevşeme alanı da tanıyor. Etiketlenen, çerçeveye alınan duygu artık zihinde daha az yer kaplıyor. Ne ile karşı karşıya olunduğu daha net görülüyor. Hâliyle baş etmek de bir o kadar kolaylaşıyor. Kitaplar çocuklara dost olabilir, bunu kendi hayatıma bakarak da rahatlıkla söyleyebilirim. Birer sığınak olabilir, benzer yaşantılara sahip bir karakterle kurulan empati yaraları iyileştirebilir.

BİR ŞEYLERİ ANLAMLANDIRMADAN HAREKET ETMEK İMKÂNSIZ

Yayınevlerinin çocuk psikolojisi alanında tematik yayınlar yapmaları, sizce neden önemli?

Günümüzde psikoloji alanı çok ilgi görüyor. İnsanlar sanıyorum ki en çok kendilerini ve başkalarını anlamak istiyorlar. Bir şeyleri anlamlandırmadan hareket etmek neredeyse imkânsız çünkü. Sanki hepimiz belirsizliklerden kaçıyor ve korkuyor gibiyiz. Bu belirsizlik bizim içimizdeyse korku daha büyük, kaçmak daha zor oluyor. Bu sebeple bizi, bize anlatacak şeylere yöneliyoruz. Bunlardan biri de kitaplar. Çocuklar için de durum benzer fakat biraz daha sancılı. Çünkü biz yetişkinler daha içgörü sahibiyiz. Sorunun nerede olduğunu fark edebiliyor en azından kaynağına yaklaşabiliyoruz. Çocuklar için durum farklı. Onlar genelde hissettikleri duygunun ne olduğunu fark etmekte dahi zorlanıyorlar. Birilerinin onlara "Şu an böyle hissediyorsun ve böyle hissetmende hiç sorun yok." demesine ihtiyaçları oluyor. O birilerinin arasında yine kitaplar var. Bu yüzden "Kendini Anlayan Çocuklar" başlığı altında kitaplarımızı topluyoruz. Her çocuğun anlaşılmaya ve kendini anlamaya ihtiyacı var. Her ebeveynin, öğretmenin, ruh sağlığı çalışanının böyle kitapları edinmeleri gerektiğini düşünüyorum. Diğer yayınevleri de bunun farkında. Küçük yaşta geliştirilebilecek içgörüyle kendini tanıyan çocuklar yetişebilir. Kendini tanıyan ve içinde bulunduğu durumu anlamlandırabilen çocuklar da sanıyorum ki psikolojik olarak daha sağlam adımlarla yürür hayatta. İlerleyen zamanlarda yayınevlerinde bu tür kitaplara ve kategorilere çok daha fazla rastlayacağımızı düşünüyorum.