Çocuk oyuncağı değil Rafadan Tayfa bu!

BEDİR ACAR

acarbedir@gmail.com

UNESCO’nun dünya miras listesinde yer alan Şanlıurfa’daki Göbeklitepe, dünyada ilk kez bir animasyon filmine konu oldu. Rafadan Tayfa Göbeklitepe, izleyenleri bu önemli mekânın gizemli tarihine doğru yolculuğa çıkarmakla kalmayıp, Şanlıurfa’nın tanıtımına katkı sağlıyor. Şanlıurfa mutfağının olmazsa olmazı isot ve çiğköfte ile sıra gecesinin çıkış noktası çocuklara tatlı tatlı anlatılıyor.

Yönetmen İsmail Fidan’la tanışınca, TRT’de yayımlanan Rafadan Tayfa ‘animasyon’ serilerinin çocukların ve ailelerin gönlünde neden bunca yer edindiğini daha iyi anladım. Zira Fidan, müşfik bir aile babası olarak kendi çocuğuna ne vermek istiyorsa tüm çocuklar için aynı duyguları besliyor. Abi, kardeş, arkadaş gibi davranıyor etrafındakilere.

Güleryüzlü, çalışkan, mütevazı… Onun bu özellikleri yaptığı işe de yansımış.

Rafadan Tayfa’da yer alan tipler mahallemizden birileriymiş gibi kabul görüyor, izleyiciye yakın ve samimi geliyor. 

Serinin yeni filmi ‘Rafadan Tayfa Göbeklitepe’, animasyon türünde tüm zamanların açılış rekorunu kırdı. Filmi, ilk hafta yaklaşık 1 milyon kişi izledi. İki haftalık izleyici sayısı ise 2 milyona yaklaşmış durumda. 

2019, ‘Göbeklitepe’ yılı ilan edilmişti. Şanlıurfa’daki Göbeklitepe epey zamandır dünya arkeoloji tarihinin gözbebeği niteliğinde. Çünkü, yerleşik arkeoloji kayıtlarını yeni baştan yazmayı gerektiren Göbeklitepe, medeniyet inşa eden insanlık tarihini 12 bin yıl öncesine kadar götürüyor. 

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe, Rafadan Tayfa sayesinde ilk kez bir animasyon filmine konu oldu. Film, bu önemli mekânın gizemli tarihine doğru yolculuğa çıkarıyor izleyenleri. Bununla da kalmayıp, öteden beri Gaziantep ile tatlı bir rekabet içerisinde olan Şanlıurfa’nın tanıtımına katkı sağlıyor. Şanlıurfa mutfağının olmazsa olmazı isot ve çiğköfte ile sıra gecesinin çıkış noktası çocuklara minik dokunuşlarla tatlı tatlı anlatılıyor. Ben de öğrendim ki sıra gecesinin orijinalinde ihtiyaç sahiplerine yardım etme amacı güdülüyormuş. Şanlıurfalılar, Kurtuluş Savaşı’ndaki mücadele yöntemlerini de sıra geceleri esnasında belirlemişler. 

Dolayısıyla eğitim ve öğretimin bir parçası olarak, çocukların yetişmesinde önemli birer araç olan çizgi filmler, (animasyon sineması) asla ve asla çocuk oyuncağı değildir. Animasyonun renkli dünyası içinde, çocuklara verilecek her türlü güzel ve anlamlı mesaj onların kalbine ekilecek tohum olacaktır. Türkiye gibi çocuk ve ergen nüfusun yoğun olduğu ülkelerde görsel olanın dili bir kat daha önem kazanıyor. Hele son yıllarda çocukların dijital ortamlardan beslendiği gerçeğini dikkate alacak olursak bu alanın asla boş bırakılmaması gerekiyor. Nitekim atalarımız ‘ağaç yaşken eğilir’ demiş.

Dolayısıyla çocukluk yıllarında ne ekersen yetişkinlikte onu biçersin.

Olumsuz bir örnekten yola çıkarak anlatmak gerekirse… Hatırlayın, Ninja Kaplumbağalar çizgi serisinde bol bol pizza tüketiliyordu. Sonra pıtrak gibi pizza dükkânları açıldı ülkemizde. 

O halde daha çok Rafadan Tayfa’ya, çocuklarımıza ‘kafa dengi’ olacak filmlere ihtiyaç var.  Modern hayat ve dijital dünya, aile kavramına dört koldan saldırırken, açılan yaraları sarmaya çocukluktan itibaren başlayabilmek önemli.