GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com
Sosyal medyada pek çok sanatçı, ünlü, fenomen Gazze'deki katliamı duyurmak için paylaşımlar yapıyor. Bu konuda en etkileyici içerikler ise illüstrasyonlar ve çeşitli çizimler. Türkiye'den iki genç ismin çizimleri bu anlamda Gazze'deki çocukların yaşadıklarını gözler önüne seriyor. O çizgilerin sahibi Ümran Aşkın Aydın ve Merve Çirişoğlu'na İsrail'in çocuk katliamları karşısındaki duygularını ve çizimlerine yansımalarını sordum.
ÜMRAN AŞKIN AYDIN
Illustrator-Grafik Tasarımcı
Gazze'de gerçekleşen katliamı yıllardır seyrediyoruz. Ve sadece seyrediyor olmak çok kalbimi acıtıyor. Yıllar önce Muhammed Durra'nın şehadetini televizyondan izlediğimi hatırlıyorum. Yıllar geçti ve bizim birey olarak ya da ülke olarak elimizden yardım etmek ve üzülmekten başka hiçbir şey gelmiyor. Bu anlamda çizgilerime sarıldım aslında. Kardeşlerimizin acısını bir şekilde duyurabilmek ve kendi acımı sağaltabilmenin yolu gördüğüm acıyı resmetmekten geçiyor benim için. Bir sabah kalktığımda dünyalar güzeli bir çocuğun acı içinde kıvranan ama bir yandan da dik duruşunu koruyarak "Ben sadece 10 yaşındayım" diye feryadı beni tetikliyor mesela. Neyle uğraşıyorsam uğraşamaz oluyorum. Ve çiziyorum, sadece çiziyorum. Fetih suresini açıp gözyaşlarımla onlara çizgilerimle destek olmaya, hiç değilse tarafımı göstermeye çalışıyorum.
Ayasofya'da yaşadığımız gibi Mescid-i Aksa için de mutluluk gözyaşları döktüğümüz günlerin gelmesi için dua ediyorum.
MERVE ÇİRİŞOĞLU
Sanatçı
"Gözlerimizin önünde gerçekleşen zulmü; hastanede, parkta, pazarda, okulda katledilen çocukların anısını değil, çocukluğunu yaşayabilen çocukların hayallerini çizebilmeyi dilerdim. Bu imtihanda hepimiz payımıza düşen hisseyi aramak zorundayız. İnsan olmanın bir gereği olarak elimizden geleni ortaya koymak, bir ses yükseltmek ve bunun da ötesinde kalıcı etkileri olan güzel çalışmalar yapmak için bir derdimiz, gündemimiz olmalı. Çizebilen çizmeli, yazabilen yazmalı, kaydedebilen kaydetmeli, duyurabilen duyurmalı, infak edebilen etmeli, konuşabilen konuşmalı, fidanı olan dikmeli..."