Cinsiyet ayrımcılığı yaptığının farkında mısın!

Çokça şikâyet ettiğimiz cinsiyet ayrımcılığını kimi zaman bu konuda en duyarlı olduğunu söyleyen, en eğitimli olanlarımız bile yapabiliyor. Peki neden bu kadar ruhumuza işlemiş bu davranışlar?

DR. SEVDA SARIKAYA / sevda.sarikaya@stargazete.com

Toplumun çoğunluğu cinsiyet ayrımcılığı yaptığının farkında bile değil. Böyle bir ayrımcılık yapmayı kendisine asla yakıştıramayan, kendisini cinsiyet eşitliğinin en sadık savunucularından gören birçok eğitimli kadın ve erkek var. En tehlikeli türü de bu zaten. Çünkü farkında olsa değişim için çaba gösterecek. Ama yüzyıllardır genlere kadar işleyen bu davranış biçimini bozmak çok zor.

Farkında olmadan yapılan cinsiyet ayrımcılığına yönelik çok güzel bir çalışma var. İsrail'de yapılan bu çalışma Journal of Public Economics dergisinde yayımlanmış. İlkokul öğrencilerinin sınavları incelenmiş. Kendi öğretmenleri tarafından yapılan değerlendirmede kız öğrenciler, erkeklerden daha düşük not almışlar. Aynı öğrenciler ülke çapındaki genel sınavlarda değerlendirilmiş. Tam tersi sonuçlar gözlenmiş. Yani kızlar erkeklerden daha yüksek notlar almışlar. Kendi öğretmenleri çocukların cinsiyetini bilerek yorum yaparken, ülke genelindeki sınavlarda cinsiyet bilinmeden yani daha objektif bir değerlendirme yapılıyor. Daha detaylı incelendiğinde öğretmenlerin erkek çocuklarına iki kat favor/lehte değerlendirme yaptığı fark edilmiş. Değerlendirmeler bir tarafın lehine oluyor fakat buna sebep olanlar farkında bile değiller.

Benzer tutum işe alımlar için de geçerli. Kadın olarak birçoğumuzun başvurduğumuz işle alakalı bizimle aynı ya da daha düşük niteliklere sahip bir erkeğe yenildiğimiz çok olmuştur. Akademik camiada kendim de dahil birçok örneğine tanık olmuşumdur. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde 2012 yılında yayımlanan çalışmanın sonuçları tecrübelerimizle tamamen paralel. Bu çalışma ABD'de yapılıyor. Yale Üniversitesi araştırmacıları, ABD'nin birçok üniversitesinden 127 profesörü çalışmaya dahil ediyorlar. Her birine, kurmaca bir laboratuvar teknisyeninin özgeçmişi, işe alım değerlendirmesi için gönderiliyor. Gönderilen özgeçmiş tamamen aynı. Tek fark başvuranın ismi yarısında kadın (Jennifer) yarısında erkek (John) olarak görünüyor. Değerlendirme, John'un iş için daha uygun olduğu ve Jennifer'dan daha tercih edilebilir bir eleman olduğu sonucu çıkıyor. John için belirlenen maaş miktarı yıllık 30.000 dolarken, Jennifer için 26.500 dolar. Çok daha ilginç olan şey, değerlendirmeyi yapan kadınların da aynı oranda John lehine sonuç bildirmiş olması. Çalışmanın yürütücüleri bu durumun bilinçli olarak erkekten yana lehte karar vermekten çok, tamamen istem dışı, yaygın kültürel sterotipler nedeniyle böyle olduğunu düşünüyorlar.

Daphna Joel kitabında İsviçre'de yapılan bir gözlemden bahsediyor. Okul öncesi eğitim veren bir kurumda öğretmenlerin gün içi çocuklara yaklaşımlarını değerlendirmek için kameraya alınıyor. Daha sonra öğretmenlere kendi davranışları izlettirildiğinde, bir kısmı küçük çaplı bir şok yaşıyor. Kız öğrencilerle konuşurken daha karmaşık sözcük ve cümleler kullandıklarını (sözel ifade gelişimi açısından önemli) erkeklerle daha basit ve açıklayıcı konuştukları gözlemleniyor. Hatta bir kısmı okul çıkış saati erkek çocukların montlarını giymelerine daha fazla yardımcı olurken, kızlardan kendilerinin yapmasını beklediklerini fark ediyorlar. Bunların hepsini farkında olmadan yapıyorlar. Gördüklerinde de kendilerine şaşırıyorlar.

Bu tür çalışma örnekleri incelendiğinde, cinsiyet ayrımcılığının yıllar içerisinde epigenetik bir özellik haline geldiği bile düşünülebilir. Bu konudaki davranış kalıplarını değiştirmek istiyorsak, önce kendimizde olanı fark etmemiz gerekir.