Anadolumuzun en eski kültür merkezlerimizden biridir Erzincan… Doğu ile Batının, Kuzey ile Güney’in buluştuğu medeniyetler köprüsü… Tüm zamanlara adını kazıyan, kendi küllerinden yeniden doğmayı her zaman başarabilmiş bir ilimizdir Can Erzincan. Kendilerinin dilinden Erzincan, ‘dört yanı dağlık, ortası bağlık, rüzgârı sert, delikanlısı mert bir memleket’. Allah bir daha yaşatmasın, 1939 yılında büyük bir depremle yerle yeksan olan Erzincan’da şehir merkezi depremlerden dolayı üç kez yer değiştirmiştir. Tarihi süreç içerisinde adı; Eriza, Aziriz, Erziricin ve son olarak da Erzincan olarak günümüze kadar gelmiş. Evliya Çelebimiz de Seyahatnamesinde, “Gül-i gülistan, bağ u bostan, çemenistan ve bülbülistandır. Daima kar yağar ama üç gün durmaz, daima sebzesi ve çiçekleri eksik değildir. Beğenilenlerinden
ZENGİN BİR MUTFAK
Söyleyeceğimizi o kadar güzel ifade etmiş ki Evliya Çelebi… İşte geniş ovalar ve bolluk, eksik olmayan sebze Erzincan mutfağını da şekillendirmiş, her geçen gün daha da zenginleşmiştir. Karaman koyunun süt ürünlerinden yapılan meşhur tulum peyniri, iri ve sert taneli üzümü, elması, ketesi ve tabii ki de lokumu ön plana çıkan lezzetlerindendir. Çorum leblebisi kadar ünlü bir de leblebisi de var ki, farkı diğer şehirlerde yetişen nohutlara nazaran daha iri olmasından kaynaklanıyor. Karakovan balını da unutmadan eklemek gerekir. Erzincan mutfağının özünü hamur işleri oluşturuyor. Yemek türleri bakımından zengindir. Eşgili, kesme çorba ve yaprak sarma sofraların başlıca yemeklerini oluşturuyor. Özellikle sert geçen kışlar için her evde hazırlıklar yapılır. Çeşitli sebzeler, meyveler kurutulur, reçeller yapılır. Tadında Türkiye’nin bu haftaki konuğu da, tüm Erzincanlıların severek tükettiği, hele çayın yanında olmazsa olmaz bir tatlı olan Erzincan lokumu… Ev hanımlarının özellikle çay buluşmalarında kurtarıcı bir ikramdır. Ağızda dağılan kekimsi bir tatlı olan Erzincan lokumu, üstüne pudra şekeri dökülerek servis ediliyor. Özellikle Erzincan’dan uzakta yaşayanlar, hep annelerinin ya da ananelerinin yaptığı lokumu aramıyor değil. Yapımı kolaydır ve uzun süre tazeliğini koruduğunu da belirtmek gerekir.
Malzemeler:
l 1 su bardağı şeker
l 1 su bardağı sıvı yağ
l 1 paket kabartma tozu
l Yarım paket margarin
l 3-4 su bardağı un
l Pudra şekeri (üzeri için)
Yapılışı:
Margarin, sıvı yağ, şeker ve yumurtayı karıştırıyoruz. Üzerine yavaş yavaş un ve kabartma tozunu ekliyoruz. Kurabiye hamurundan biraz daha yumuşak bir şekilde hazırladığımız hamuru, altına yağlı kağıt serilmiş kare ya da diktörtgen fırın tepsiye yayıyoruz. (Tepsi orta büyüklükte olmalı). 180 derecede önceden ısıtılmış fırında alt üst kızarana kadar pişiriyoruz. Sonra ılıyınca üzerine pudra şekerini serpiyor ve kare kare keserek servis ediyoruz. Afiyet olsun.