“Canavar” diye bir şey var!

UYGAR TAYLAN
uygartaylan@gmail.com

Rasim Torun gezgin bir illüsratör. 7 ay önce çıktığı maceralı yolculuğunda hem gezip hem de projelerini gerçekleştiriyor. Şu anda Guatemalalı çocuklarla da yeni bir projesi ‘Monsters by Kids’ üzerine çalışıyor. Kapısını çaldığı bir ilkokulun müdüründen onayı da alınca 7-10 yaş arası çocuklardan hayal kurmalarını istemiş. Çocukların hayal gücünden çıkan canavarlar ta Guatemala’dan Türkiye’ye bir bir profesyonel illüsratörlerin karşısına çıkmış. Canavarların hikâyesini Rasim Torun’dan dinledik.

Öncelikle kendini biraz tanıtır mısın? 

Küçük yaştan beri kalem kâğıtla haşır neşir, çizen biriyim. Uzun süre oyun şirketlerinde sosyal medya departmanlarında çalıştım. Daha sonra çizim ve gezme, başka kültürleri görme tutkularına teslim olup 7 ay önce Meksika’dan Latin Amerika serüvenine doğru yola çıktım.

Neden Guatemala’dasın?

1 ay gezer, güneye inerim diye gittiğim Meksika’da öngördüğümden daha uzun süre kaldım. 2 ay boyunca üzerinde çalıştığım çizimlerimi Meksika’nın Puebla şehrinde sergileme şansı bulduktan sonra 6 aylık vizemin dolmasına kısa bir süre kalmıştı. Ben de ülkeden en hesaplı çıkış yolu olarak sınırdan Guatemala’ya geçmeyi tercih ettim. 

Projeyi anlatır mısınız?

İlk olarak şu an projeyi gerçekleştiriyor olduğumuz Escuela de la Calle’nin müdürüyle iletişime geçtim, örnekleri göstererek fikri açıkladım. Oldukça sıcak baktı ve destekledi. Vakit kaybetmeden seçtiğimiz 7-10 yaş arası öğrencilerden oluşan bir sınıfı ziyaret ettim. Onlardan hayal güçlerini kullanarak, var olan bir karakterden kopya çekmeden, olabildiğince orijinal ve farklı canavarlar çizmelerini istedim. İki günlük bu süreç sonrasında sıra, çocukların çizimlerini toplayıp benim o çizimleri kendi stilleriyle tekrar şekillendirecek illüsratörleri bulmama geldi. Gerek kendi çevremde olan, gerekse önceden sadece ismen tanıdığım illüsratörlere ulaşarak detayını ve amacını anlattım. Bu süreç de tamamlanmak üzere, hatta çizimlerin yeni versiyonları gelmeye başladı bile. Beraber çalıştığım illüsratörlerden tüm çizimleri toplayınca, okulu tekrar ziyaret edeceğim ve profesyonellere çizimleriyle ilham veren çocuklara, çizimlerinin yeni hallerini teslim edeceğim. 

Projenin amacı nedir?

Çocukları yaratıcı yönlerini kullanmaya teşvik etmek. Çünkü bazı çocuklar, sıradışı bir şeyler çizerken beğenilmeme kaygısından dolayı tereddüt içinde hareket ediyorlar. Çocuklara hayal güçlerinin profesyonel illüsratörlere nasıl ilham verebileceğini göstermek,  yaratıcılıklarının farkına varmaları için onları cesaretlendirmek istedim. Onlar da çok heyecanlıydı tabii. Geçen gün okula tekrar gittiğimde çizimlerini getirdiğimi sanıp etrafımı kuşattılar. İllüstratörlerin çizimlerini orijinal sahiplerine ilettiğimdeki mutluluklarını hayal etmek beni de şimdiden heyecanlandırıyor. Bu da benim için ekstra motivasyon kaynağı ve amaç oldu. Çünkü mutlu çocukların hayal gücü dünyanın geleceği için çok önemli.

Fikir nasıl çıktı?

Bu projeyi ABD’de gerçekleştiren bir ekip var. Onların çalışmalarını internette ilk gördüğüm andan beri fikri çok sevmiştim. Çünkü ben de kendimi bildim bileli sürekli canavar çiziyorum, o yüzden yakın geldi. Aslında bu projeyi yola çıkmadan önce araştırdığım Honduras’taki bir gönüllülük programıyla yapmayı planlıyordum. Ama Guatemala’da fırsatını yakalayınca daha fazla beklemek istemedim, planlarımı değiştirip heyecanla işe koyuldum.  

Çocuklardan canavar resmi çizmelerini istediğin zaman tepkileri nasıl oldu, ikna etmek kolay oldu mu?

İlk başta “Canavar olmak zorunda mı?” diye soranlar oldu. Sevimli Canavarlar (Monster Inc) filmindeki karakterleri çizen, birbirinin çiziminden kopya çeken çocuklarımızı daha iyisini, orijinalini çizebileceklerine ikna etmeye çalıştım. Nispeten detaysız çizimini gelip gösterenlere, çok güzel olduğunu, biraz daha renk ve detay eklerse daha harika bir iş çıkaracağını söyledim hep. Küçük bir kısmı ısrarla canavar yerine insani ama kötü karakterler çizdiler ama çok istekli ve severek çizdiklerini görünce kıyamadım, zorlamak istemedim.

Neden canavar?

Çünkü bahsettiğimiz yaratıcılığı kâğıt üzerinde görebilmek için olmayanı çizmeye çalışmak en iyisi diye düşünüyorum. Zaten ağacı, kuşu, masayı, var olanı ilkokulda hep çiziyoruz. Hepimiz farklı yorumlasak da çizerken katabileceğimiz şey çok kısıtlı. Ama canavar gibi var olmayanın, hayal gücündekinin sınırı yok. Amaca daha çok hizmet eden bir tema.

Türkiye’den hangi isimlerle çalıştın? 

Türkiye’den Murat Tahan, İpek Konak, Murat Kalkavan, Burak Çınar, Hilal Kurbe, Faruk Tarınç, Murat Turan gibi birçok illüsratörle çalıştım. Bunlar içinde çok yakın arkadaşlarım olduğu gibi proje sayesinde önceden sadece ismen 

bildiğim değerli illüsratörler de var. Bu aşamada çok kayda değer zorlu bir şey yaşamasam da internetsiz kaldığım bir süreç çok sancılı oldu, işlerimi ve insanlarla iletişimimi aksattı.

PROJE ANADOLU’DA DA DEVAM EDECEK 

Bu projenin Türkiye ayağı olacak mı?

Olacak. Türkiye’ye dönüş zamanım şu an belli olmasa da en kısa zamanda Anadolu’daki bir okulda aynı projeyi daha planlı ve daha geniş bir illüsratör ekibiyle gerçekleştirmek şimdiden planlarım arasında.

23 Nisan’da çocuklara söylemek istediğin bir şey var mı?

Hayalini kurdukları dünyayı çizmekten çekinmesinler. Farklı olanı düşleyip çizmek her defasında hayal güçlerini bir adım öteye taşır.