ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr
Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutlamaya hazırlandığımız şu günlerde bir anlamlı sergi daha sanatseverlerle buluştu. Hisart Canlı Tarih Müzesi, Cumhuriyet'in 100. yıldönümünde "Dirilişten Kurtuluşa Cumhuriyet'e Giden Yol" sergisini Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi'nde ziyaretçilerin beğenisine sundu. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'nın destekleriyle düzenlenen sergi, 5 Kasım'a kadar devam edecek. Biz de proje koordinatörlüğü ile editörlüğünü Ömer Çalşimşek'in yaptığı sergiyi küratörü ve Hisart Canlı Tarih Müzesi'nin kurucusu Nejat Çuhadaroğlu ile konuştuk.
Hisart'ı bir müze olarak; tarihimizi doğru okumak ve müzecilik bağlamında nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hisart Canlı Tarih Müzesi'ni ülkemizde tarih bilincini geliştirmek ve tarihimize sahip çıkma amacıyla "Tarihe Saygı Projesi" olarak 2014 yılında açtık ve müzede 1500 yıllık tarihe ışık tutuluyor. Selçuklulardan Osmanlı İmparatorluğu'na, 1. ve 2. Dünya Savaşlarından Kurtuluş Savaşı'na, buradan Kore ve Körfez Savaşı gibi dünya tarihini şekillendiren olaylara ait askeri ve etnografik eserler sergileniyor. Ancak bu eserleri, diğer müzelerden farklı bir sergileme yöntemiyle ziyaretçilerle buluşturuyoruz. Müzeyi ziyaret edenler, tarihten bir sahnenin dioramasını görürken, yanında orijinal kıyafet ve aksesuarlarıyla gerçek karakterleri de görüyor. Bunlar orijinal fotoğraflar, gravürler ve resimlerle de destekleniyor. Biz eserleri, vitrin içinde sergilerken, ziyaretçilerin daha geniş perspektiften bakabilmesi için o eserin bulunduğu döneme dair bilgi edinmesini de sağlıyoruz. Bağlamından koparılarak vitrin içinde tekil olarak sergilenen bir eserin, tam anlamıyla dönemine ait yeterli bilgi vermediğini düşünüyorum. Bu nedenle müzede bizzat ben ve ekibim tarafından yapılan dioramaların da tarihin daha iyi anlaşılmasına büyük katkı sağladığına inanıyorum. Bu kadar geniş bir tarihi dönemi içeren, bu kadar çok sayıda ve farklı ölçeklerde diorama bulunan başka bir müze dünyada başka hiçbir yerde bulunmuyor. Hisart, hayatın önemli bir parçası olan savaşların toplumları nasıl şekillendirdiğini kanıtlarıyla gösteriyor. Savaşlarla birlikte yaşanan ekonomik, sosyal ve kültürel değişimlere ışık tutuyor. Müzeye gelenler burada savaşın çok ötesinde bir tarih görüyorlar. Dünya tarihine bakarsanız pek çok savaş görürsünüz. Dostluğu, düşmanlığı, heyecanı, cesareti, korkuyu, zaferi, yenilgiyi, aşkı, nefreti, fedakârlığı, paylaşmayı, mizahı, üzüntüyü... Kısacası hayatın içinde ne varsa hepsinin savaşın içinde de var olduğunu gösteriyoruz. Başlangıçlar, sonlar her kritik olay arkasında ya da devamında bir savaşı barındırıyor. Bu olayları iyi bilmek, aslında savaşmadan yaşamak ve barışa özendirmek için en iyi yoldur. Bu müze umarım yeni nesillere barış için yol gösterici olur.
ATATÜRK'ÜN SUBAY KILICI DA 108 YIL SONRA ÇANAKKALE'DE
"Dirilişten Kurtuluşa Cumhuriyet'e Giden Yol" sergisinin içeriğinden bahseder misiniz, çıkış noktası ne oldu?
"Dirilişten Kurtuluşa Cumhuriyet'e Giden Yol" sergisi, müzemizin koleksiyonlarında yer alan eserlerden oluşuyor. Sergimizi, Cumhuriyet'in 100. yılı münasebetiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'nın destekleriyle Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi'nde açtık. Sergide, Çanakkale Savaşları ve Kurtuluş Savaşı dönemine ait tamamen orijinal eserler yer alıyor. Çünkü Cumhuriyet'e giden yolun başlangıcı Çanakkale'dir ve Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlarken, bu yolun başlangıcında verilen mücadeleye bir saygı duruşunda bulunmak istedik. Sergiyi ziyaret edenler, Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk'ün orijinal üniformasını da görme şansı bulacak. Ayrıca Miralay Mustafa Kemal'e ait olan subay kılıcı da 108 yıl sonra tekrar Çanakkale'de. Sergide, Atatürk'ün yanı sıra Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanı Cevat Paşa'ya ait tabanca ve Mayın Grup Komutanı Hafız Nazmi Bey'e ait subay kılıcı, fotoğraf ve belgeler, Kurtuluş Savaşı dönemi afişleri, objeler ve canlandırmalardan oluşan 100'den fazla eser sergileniyor.
HEDEFİMİZ GENÇLERİN MİLLİ DUYGULARINI GÜÇLENDİRMEK
Sergiyi yaparken dikkat ettiğiniz en önemli noktalar neler oldu?
Cumhuriyet'in kuruluşu yolunda Mustafa Kemal Atatürk'ün askerî dehasını ve Türk halkının destansı mücadelesini yansıtmaya büyük önem verdik. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nda sergilenen olağanüstü mücadeleden özellikle gençlerin ilham alması ve milli duygularının güçlendirilmesi asıl hedefimiz. Gençlerin, bu sene 100. yılını kutladığımız Cumhuriyet kazanımlarını elde edebilmek için verilen mücadeleyi daha iyi anlamalarını ve bu kazanımları daha da ileriye taşıyabilme gücünü kendilerinde bulmalarını hedefliyoruz.
Bu serginin Çanakkale'de hayata geçiyor olmasını nasıl özetlersiniz?
Çanakkale, bu ülkenin kaderinin değiştiği noktadır. Bu nedenle biz de sergimizle, 100. yıl kutlamalarında ilk başlangıç noktasında olmak ve bu başlangıcı hatırlatmak istedik. Sergimiz önümüzdeki dönemlerde farklı şehirlere de gidebilir. Hisart Canlı Tarih Müzesi'nin özellikle Kurtuluş Savaşı'na ilişkin çok geniş koleksiyonu olması nedeniyle aynı anda farklı mekânlarda sergiler açabiliyoruz. Çanakkale'de sergimiz devam ederken, İstanbul'da bulunan Hisart Canlı Tarih Müzesi'nde de yine Kurtuluş Savaşı dönemine ait birçok eserimiz sergilenmeye devam ediyor.
HİSART LOKASYON OLARAK HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL
Hisart'ın gelecek süreç içerisinde nasıl projeleri olacak, Hisart'ı nereye taşımak istiyorsunuz?
1500 yıllık tarihi barındıran Hisart Canlı Tarih Müzesi, ne lokasyon ne de bina olarak hak ettiği yerde değil. Öncelikli olarak Hisart'ı merkezi bir alanda ve çok daha büyük bir binaya taşımak istiyorum. Ardından müze içerisinde kültür, tarih ve araştırma enstitüsü kurmayı hedefliyorum. Müzenin, üniversite öğrencileri ve akademisyenlerin de faydalanacağı toplantı ve paylaşım alanı da olması gerekiyor. Ayrıca Hisart koleksiyonunda yer alan eserlerden hazırladığımız sergileri, yurt dışında açarak ülkemizin görkemli tarihinin tanıtımına katkıda bulunmak istiyorum.
TARİHİMİZİN ZENGİNLİĞİNİ VE GÖRKEMİNİ DÜNYAYA ANLATAMIYORUZ
Türkiye'deki müzecilik anlayışını bize değerlendirir misiniz?
Türkiye gibi bütün coğrafyası bir açık hava müzesi olan ve köklü bir tarihe sahip ülkemizde ne yazık ki müzeciliğin daha gideceği çok yol var. Türkiye'deki eserlerin binde birinin bulunmadığı birçok ülkede müzelerin önünde uzun ziyaretçi kuyrukları olurken, Türkiye'deki birçok müzenin varlığı dahi bilinmiyor. Son yıllarda bazı müzeler restore edildi ve güzel örnekler de var ancak Türkiye tarihinin zenginliğini ve görkemini henüz ne yazık ki dünyaya anlatamıyoruz.