Bütün mesleklerim ‘Aşkçı’nın içinde

EMİNE BIYIK
emine.biyik@aksam.com.tr

Merve Çaloğlu, ‘Aşk Benim İşim’ isimli yeni single’ıyla müzik yolculuğuna kaldığı yerden devam ediyor. Bu yolcuğu görsel dünyasına da taşıyan Çaloğlu, içinde tiyatronun, piyanonun, yazarlığın, notaların olduğu bir şapka tasarlamış ve adını da “Aşkçı” koymuş. “Bütün mesleklerim ‘Aşkçı’nın içinde” diyen sanatçı, yeni single’ını, yazıyla kurduğu bağı ve aşkı anlattı.

AKLIM YENİ PROJEMDE

İlk albümüm ‘Uzak Yollar’ı kitap gibi anlatmak istemiş, bu yüzden de her şarkıda ‘yol’ kelimesinin geçmesine özen göstermiştim. Hayatıma dair hikâyelerden oluşan bir şarkı dizisi gibiydi. Şimdi de yine bir kadının elinden çıkan yine bana dair bir aşk şarkısıyla yoluma kaldığım yerden devam ediyorum ama bu bir albüm olmadığı için özel bir teması yok. Uzak Yollar ile bir sonraki albümümün arasına ‘aşk’ı sıkıştırmak istedim ve ‘Aşk Benim İşim’ isimli bir single çıkardım. Ama bu single için ikinci albümün ön gösterimi diyebiliriz. Bir yandan da aklım bir sonraki projemde (gülüyor).  

TEK BİR KALIBA SIKIŞMIYORUM

Bu şarkıda diğerlerinde olduğu gibi öyle belirgin bir kelime var mı, yok ama o yolculuğun devamı… Bir albüm yaptığınızda sadece müzikle iç içe olmuyorsunuz. Bu sektöre dair tecrübeleriniz oluyor. Müzik yapıyorken bir yanda bambaşka şeyler keşfediyorsun. Yeni insanlar tanıyorsun. Mesela bu sayede hayatıma sen girdin. Dolayısıyla albüm öncesindeki Merve’ye baktığım zaman “Uzak Yollar’ı yazan kız nerede, bu kız nerede” diyorum. Şarkılar için konuşacak olursak ‘Aşk Benim İşim’, biraz daha piyasaya yakın bir şarkı; soundu gereği de öyle… Mesela akustik bir şarkı değil, bu benim müziğim için de şaşırtıcı oldu. Çünkü dinleyici kitlem benden daha çok akustik alt yapıya dayalı şarkılar duymaya alışkın… Sırf bu yüzden bu şarkıyı akustik de düzenleyebilirdik ama şarkının hakkını veren aranje buydu ve bunu yaptım. Yani ben sadece tek bir kalıba sıkıştırılan bir müzisyen değilim. Bugün bunu yapıyorum, yarın belki caz albümü yaparım. Belki çok önemli klasik müzik icracılarıyla bir şeyler yaparım ki öyle projelerim de var. Burçin Büke’nin bir şarkısına söz yazdım. Beraber yapmayı düşündüğümüz bir proje var. İnşallah ilerleyen günlerde göreceksiniz.

HAYATA BAKIŞIM FARKLILAŞTI

Müzisyenlikten ziyade yazmak biraz daha ağırlık kazandı. Müzik, tiyatro, yazmak… Bunlar birbiriyle bağlantılı aslında. Oyunculuğa başladıktan sonra hep söz yazıyordum, beste yapıyordum. Oyunculuktan sonra sözlerim farklılaşmaya başladı. Çünkü insana, hayata bakışım farklılaştı. Ya da ‘azla öz anlatma’ya yönelik içsel bir eğitime başlamıştım. Şimdi yazarlık daha önde gidiyor çünkü yazmayı seviyorum. Seninle yaptığımız bir röportaj sonrasında bir internet gazetesinden teklif aldım. Şimdi her cumartesi yazıyorum orada. Neredeyse bir yıl olacak. “Neler yazıyorsun?” diye sorarsan, aşktan da bahsediyorum sektörümüzden de ülke gündeminde bir şey olursa onu da yazıyorum. Ya da sohbetimiz esnasında senin kurduğun bir cümleden etkilenip onu harmanlıyorum. İlişkilerle donatıyorum ama hepsinin ortak bir dili var. Hepsinin sonunda ‘aşka uyanın gerisi kolay’ diye bir imza var. Çünkü özünde her şey insan için… Politikada da savaşta da acıda da aşkta da o dili bozmadan yazmaya çalışıyorum. Tıpkı şarkı yazar gibi. Bir şarkıcı nasıl köşe yazısı yazar? “Bence böyle yazar”ı göstermeye çalışıyorum. 

HAYALİMİ TASARLAYACAK ŞAPKACI BULAMADIM

Hem piyanistim hem oyuncuyum hem müzisyenim hem de söz yazarıyım. Ama bunları ayrı ayrı söylemek sakil durabiliyor. “Ben bir şapka tasarlayacağım ve bütün mesleklerimi o şapkanın içine koyacağım” dedim. Hayalimi tasarlayacak bir şapkacı aradım ama Türkiye’de bulamadım. Bende kendim yaptım. İçinde tiyatronun, piyanonun, yazarlığın, notaların olduğu bir şapka tasarladım ve adına da “Aşkçı” dedim. Şimdi bütün mesleklerim ‘Aşkçı’nın içinde…

Aşk'ı sektörden biri sahiplensin

Benim manifestom az önce de söylediğim gibi ‘Aşka uyanın gerisi kolay’… Her yazımın, her albümümün üstünde bu imzam var. Bundan sonrakinde de yazacak. Bu sadece iki kişi arasındaki aşkla ilgili bir söylem değil. Hayata dair her şeyi bu cümleye bağlıyorum. Albüm ya da single sonrası, hem sektörden arkadaşlara hem de gazetecilere kendimi hatırlatacak ufak sürprizler yapmak istiyorum. Düşündüm ve yapacağım sürprizin faydalı bir şey olmasını istedim. Bir can kurtulsun istedim ve Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği’yle işbirliği yaptık. Sokaktan bir hayvan kurtardık, onun adını da ‘Aşk’ koyduk. Ve dedik ki insanlara “Aşk sizin içinizde olsun mu?” Adınıza yapılan bağışlarla da Aşk, tedavi ettirildi. Şu an geçici olarak gönüllülerden birinin evinde bakılıyor. Şimdi onu sahiplendirmeye çalışıyoruz. Mutlaka bir sahip bulacağız ama bu yaptığım projede istiyorum ki Aşk’ı sektörden birisi sahiplensin ve bu farkındalığa onun da katkısı olsun.