Bursa'ya iğne oyası turizmi

Bursa ve köylerindeki ipek iğne oyası geleneğine ilgi duyan Japonlar, sırf bu el sanatını öğrenmek için düzenlenen turlarla Bursa'ya geliyor. Bursa Kültür Yolu Festivali kapsamında açılan Çiçeklerin Düğünü adlı İpek İğne Oyası Sergisi'nde koleksiyonu sergilenen Ikumi Nonaka da evlenip Türkiye'ye yerleştikten sonra İğne Oyasına gönül verenlerden biri.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Kültür Yolu Festivalleri ülkemizin dört bir yanındaki kültürel zenginlik ve çeşitliliğin ortaya çıkmasına vesile oluyor. Festivaller hem Bakanlığın müzik, tiyatro, güzel sanatlar gibi farklı disiplinlerdeki üretimlerini merkez dışındaki illere taşırken hem de o şehirlerin kültür ve sanat potansiyelini açığa çıkarıyor.

Dört yıldır yeni duraklar eklenerek giderek büyüyen Kültür Yolu Festivallerinin Bursa ayağı da 1 Haziran'dan bu yana birbirinden zengin etkinliklerle sanatseverleri şehrin kültür mekânlarında buluşturdu.

Festivalin açılış lansmanında gazetecilerle bir araya gelen ve sorularını cevaplayan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kültür Yolu Festivallerinin turizme yansıyan boyutuna dikkat çekti. Ersoy, "Dünya Turizm Örgütü verileri Türkiye'nin dünya turizm sıralamasında ilk 5 ülkeden biri olduğunu göstermektedir. Bizim bu sene 60 milyar dolar bir gelir beklentimiz var. Turist sayısında çok ciddi artışlar var. Süper lige çıkmakla kalmadık, liderlik için mücadele vermekteyiz. Arkeolojiden gastronomiye, geleneksel sanatlardan dijital enstalasyonlara, konserlerden sergilere, kültür sanat adına ne varsa tek çatı altında topladığımız Türkiye Kültür Yolu Festivali dünyanın en kapsamlı ve en büyük festivali olarak artık Türkiye'nin uluslararası bir markasıdır." diye konuştu. Festivallerde popüler isimlerin öne çıkmasına dair eleştiriye ise etkinlik yelpazesinin çok geniş olduğunu hatırlatarak cevap veren Ersoy, öne çıkan popüler isimler olsa da Bursa Kültür Yolu Festivali'nde yaklaşık 1000 sanatçının performans, eser ve gösterilerini içeren 500'e yakın etkinlik gerçekleşeceğini söyledi.

Merinos Tekstil Sanayi Müzesi'ndeki sergiler festivalde en etkileyici bulduğum işlerdendi. Urfa'dan sonra Bursa'da da sanatseverlerle buluşan Naci-el Ali ve Hanzala sergisini bu kez küratör Samed Karagöz ile gezdik. Nekbe'den itibaren şahitlik ettiği Filistin'e yönelik işgal politikalarına karşı halkının özgürlük mücadelesini dünyaya anlatmak için çizgileri kullanan bir isim Naci el-Ali. Usta sanatçının binlerce çizimi olduğunu ancak onlar arasından bir seçim yapmaları gerektiğini anlatan Karagöz, Naci el-Ali'nin Filistin'de sadece Müslümanların değil Hıristiyanların da İsrail'in zulmüne maruz kaldığına ilişkin çizgilerinin de sergide yer aldığını kaydetti.

Çiçeklerin Düğünü adlı İpek İğne Oyası Sergisi de üç yıldır festival ve sergi olarak yapılan bir projenin devamı. İbrahim Koca ve Ikumi Nonaka'nın koleksiyonlarından oluşan sergi yerleştirmeler, deneyim alanı ve yapay zekâ ile üretilen oya desenlerinin yansıdığı dijital ekran bölümlerinden oluşuyor. Serginin küratörlerinden Ayşegül Kömürcüoğlu, "İğne oyası dediğimiz zaman daha çok çeyizlerdeki örtülerimiz aklımıza gelir ama Anadolu kadınının sözsüz iletişim araçlarından biri oyalar. Her oyanın ve her rengin farklı bir anlamı var. Bebek bekleyen kadın ayrı bir oya takarmış, kocası gurbette olan ayrı bir oya takarmış. Kaynanası ile arası kötü olan biber oyası kullanırmış veya bir kız evlenip gittiği koca evinde menekşe oyası verirmiş. Bu da 'bir an önce evlen git de bu evin tek kızı ben olayım' demekmiş." şeklinde anlatıyor İğne Oyası'nın kültürel boyutunu. Bu kültürü yaşatmak için Bursa Büyükşehir Belediyesi Müzeler Şube Müdürlüğü bünyesinde iki yılda bir İğne Oyası Festivali düzenliklerini anlatan Kömürcüoğlu, Kültür Yolu Festivali kapsamında açtıkları serginin de gördüğü ilgiden dolayı yaz sonuna kadar uzatıldığını söyledi.

Sergide koleksiyonuna yer verilen Ikumi Nonaka'nın evlenip Türkiye'ye geldiğini ve oyalara ilgi duyduğunu anlatan Kömürcüoğlu, "Japonlar bu sanatımıza çok meraklı. İpek iğne oyasını öğrenmek için Türkiye'ye turlar düzenliyor, Bursa'nın köylerinde bir süre kalıp öğrendiklerini Japonya'ya da aktarıyorlar. Japonya'da iğne oyası ile ilgili atölyeler vs bile var." diyor.

SANDIKLARDA KAYBOLUP GİTMEMELİ

Sanat Tarihçi, Bursa Bursa Büyükşehir Belediyesi Müzeler sorumlusu, küratör Serap Tuba Yılmaz da yeni nesli bu sanata yaklaştırmak için festivali düzenlediklerini belirtti. "Sergi tasarımında da geleneksel üsluptan farklı bir yol izledik. İğne oyasını artık başka tasarımların içinde de görüyoruz. Bunu sürdürebilen ve modernize eden kaynaklar oluşmaya başladı. Çünkü tülbent ve yemeni Anadolu'da çok sıklıkla kullanılan bir malzeme ama şehirlerde çok görmüyoruz. Amacımız biraz daha bugüne çekmekti bu yapıyı. Burası da ona olanak sağladı." diyen Yılmaz, "Sandıkların içinde kaybolup gidecekler. Bunun devamlılığını sağlamak için günümüzde yaşam alanlarımızda değerlendirilmesi lâzım. İğne oyası yapımı zor bir şey. Hele ipekle yapılıyorsa zor bir malzeme. Ama özellikle ev eşyalarında, dekorasyonda, kıyafetlerde de kullanılıyor artık. İğne oyası yemeniden çıkıp küpeler, kolyeler, başlıklarda kullanılıyor, başka aksesuarlara dönüştü." şeklinde konuşuyor. Yeni nesil içinde iğne oyası yapan erkeklerin de bulunduğunu söyleyen Yılmaz, iğne oyasının literatürde Türk danteli olarak geçtiğini söylüyor.