HALUK KESİM / cumartesi@aksam.com.tr
Osman Gazi köprüsü yapıldıktan sonra İstanbul'a bir ilçesi kadar yakınlaşan Bursa'ya günü birlik seyahat için gidebilirsiniz. Orada tarihi mekânları ziyaret edip yemyeşil doğanın tadını çıkartırken lezzet duraklarına uğramayı da ihmal etmeyin.
Benim Bursa'ya olan sevgimin en temel kaynağı, bu hayatta her zaman örnek aldığım ve yaptıklarının en azından bir kısmını yapabilmeyi umduğum Aziz Mahmud Hüda-i Hazretleri'dir. Vakti zamanında bu şehirde kadı olarak tanınan Aziz Mahmud Hüda-i şehrin önemli isimlerinden Üftade ( Mehmed Muhyiddin ) Hz'nin talebesi olarak dünyanın maddiyatından vazgeçer ve manevi yolculuğuna devam eder. Hüda-i Hz'leri kibrin, nefs'in yok edilerek en üst seviyeye gelinebileceğini Bursa sokaklarında Üftade Hz'lerinin isteğiyle kanlı ciğer satarak göstermiştir. Bunu yaparken üzerinde çok pahalı bir kaftan vardır. Böyle bir nefs terbiyesinin ardından gönlünün ateşiyle sinesine bastırdığı suyu ısıtacak hale gelişir. İşte böyle bir hak aşkına şahitlik ettiği için bile Bursa'yı sevebilir insan.
Türkler Bursa bölgesine ilk olarak 1080 yılında gelmiştir.1087-1097 yılları arasında Selçuklular tarafından ele geçirilen İznik bu yıllar arasında Anadolu Selçuklu Devleti'nin başkenti olmuş. Söğüt'te kurulan Osmanlı Beyliği 1299 yılında toprakları arasına İnegöl, Bilecik, Yenişehir ve İznik civarını katar. 1308 yılında yüksek surlarla çevrili Bursa'yı kuşatan Osmangazi'nin kuşatması fethe kadar devam etmiştir.1324 yılında kuşatma sırasında yaşamını yitiren Osmangazi'nin yerine kuşatmaya Orhangazi devam eder. 6 Nisan 1326'da şehir Orhangazi'ye teslim olur. Böylece Bursa Osmanlı devletinin ilk başkenti unvanını alır. Ulu Camii, Yeşil Türbe, Somuncu Baba Camii ve Emir Sultan Türbesi ile Osman ve Orhan Gazi Türbeleri bu tarihin şahitleri olarak karşılar sizi Bursa'da.
HER DAMAK TADINA UYGUN LEZZETLER
Kaplıcaları, ipeği, muhteşem Osmanlı mimarisi, evliyaları ile ülkemizde yaşayan herkesin ziyaret etmesi gereken bir şehir Bursa. Şehrin bir başka özelliği de Futbol. Dört büyükler dışında ülkemizde ilk şampiyon olan takım Bursaspor'dur.
Bursa dediğimizde hepimizin aklına ilk gelen şeylerden biri de elbette İskender. Bursa'ya geldiğinizde çarşı içinde mavi renkli ufak bir restoran göreceksiniz. Favorim olduğu için burayı tavsiye ediyorum. İçeride masa bulmakta zorluk yaşayacağınızı garanti ederim. Ancak sıra size geldiğinde beklediğinize değecek bir lezzet sizi karşılayacak.
Bölgenin mis kokusu ve yeşilliğinin tazeliği önünüze konan bir tabak incecik kesilmiş ve pide üzerine yerleştirilmiş dönerden belli olacaktır. Ve elbette cozzzz sesi, kokusuyla mis gibi tereyağı etlerin üzerine döküldükten sonra yapmanız gereken tek şey tabak bitene kadar tek bir kelime etmeden yemeğinizi bitirmeniz.
Bursa mutfağı sadece İskenderi ile meşhur değil. Neredeyse onlarca çeşit damak tadınıza uygun lezzet mevcut. Ekşili baş çorbası, kestaneli etli lahana dolması, mısır unu sarması, kaşarlı pırasa, patlıcan silkmesi, İnegöl köftesi, Yörük kebabı, yufkalı hindi, ciğer sarması, Cennet köşkü, Dilber dudağı, Kemalpaşa peynir tatlısı, incir dolması, zerde gibi bir çok yemek ve tatlı çeşidi var.
Kestane tatlısı, şeftali, Kemal Paşa yemelere doyulmaz. Hele pide seviyorsanız muhakkak kıymalı yumurtalı Cantık denemelisiniz. Belki üzerine tatlı canınız çekerse meşhur diye Tahinli Pide isterim demeye kalkmayın. Lig Radyo'nun başarılı sabah programı Sürmanşet'in sunucusu Erke Tümer beni uyarmıştı "Abi, tahinli dersen Bursa'da kızarlar TAHANLI PİDE demelisin" demişti.
Ülkemizde köftesi meşhur olmayan şehir yoktur ama İnegöl köftesi bu işin ilki benim dercesine kokusuyla başlayıp, lezzetiyle yiyenleri mest eder. Bilhassa İstanbul'da yaşayanlar için 1 saat gibi kısa bir sürede gidebilecekleri çok güzel bir şehir. Gittiğinizde İskender yemeden ve bu şehrin maneviyatından nasiplenmeden gelmeyin.