Burası Brooklyn değil, Güngören

YELİZ COŞKUN

yeliz.coskun@aksam.com.tr

“O Ses Türkiye” son sezonda birbirinden iddialı isimleri sahnesinde ağırladı. İçlerinde öyle bir yetenek vardı ki; yediden yetmişe herkesin yüreğine dokundu. Resul Aydemir yani nam-ı diğer Misal, yaşadıklarından ilham alarak dinleyenlerine yol göstermek amacıyla rap’e gönül verdi. Mezarlıklar Müdürlüğü’nde gassallık yapan Misal, hakkında merak edilenleri AKŞAM Cumartesi’ye anlattı.

1987 yılında İstanbul Güngören’de doğan Misal, rap müziğe başladığı dönemde hafız oldu. Sonrasında da Afganistan’da Nato Gücü olarak vatani görevini yaptı. Mezarlıklar Müdürlüğü’nde gassal olan Misal, Acun Ilıcalı tarafından O Ses Türkiye yarışmasına özel olarak davet edildi ve son ikiye kalarak finalistliği göğüsledi. Sözlerinde İslam’a yer vermesi ve agresiflikten çok maneviyata dayalı rap yapmasından dolayı takdir kazanan Misal, “Rap’i İslami yaşam tarzıyla bir potada eritiyorum. Harmanlayarak kendi çizgilerime göre rap yapıyorum” diyor.

Acun Ilıcalı sizi nasıl keşfetti?

YouTube’da ‘Masal’ parçamı dinlemiş, beğenmiş. Ekipten arkadaşlar beni arayıp eleme olmadan yarışmacı olarak katılmamı istediler. Olur mu, olmaz mı diye düşünürken, kendimi sahnede buldum. 

Bu sonucu bekliyor muydun?

15 yıldır bu işi yapıyorum. Arada sırada birileri konsere çağırırdı. Kendi kendime “yavaş yavaş oluyor” diyordum. Beklediğimden değil ama bir gün olacağına inanıyordum. Amacım, insanlara güzel şeyler anlatmak ve Allah rızasını kazanmak. Aslında her şey kaderle alakalıdır. Parçanın sonunda da “kader aradı buldu, bizi seçti” diyorum. “İsyan mı?” diye soranlar var. Tam tersi sonunda “Elhamdülillah” diyorum. Kader aradı buldu, insanların sevgisini aldık. 

EN AYKIRI MÜZİĞİ YAPIYORUM

Neden Gökhan ve Hakan’ı seçtin?

Yarışmayı izlerken “Ben olsam, Gökhan abiyi seçerim” derdim. Onunla ayrı bir frekansımız vardı. Babam hacı, ben hafızım, muhafazakâr kesimde doğdum büyüdüm. Ama rap müziği yani piyasada bilinen en aykırı müzik tarzıyla uğraşıyorum. Aykırılığım, geldiğim kesim ve muhafazakârlığım beni onlara çekti. Her elemede “İyi ki onları seçmişim” dedim. Ayrıca, yarışma sürecinde gassal olarak çalıştığım Mezarlıklar Müdürlüğü, bana izin verdi. Evimde, stüdyoda hep beste yaptım, söz yazdım.  

Parçalarında yaşadıklarıyla özdeşleşen bir Resul var

Küçükken, “Barış Manço olacağım’ diyordum. Çünkü Barış Manço’nun şarkılarında mesaj var. Size “nane limon” yapmayı öğretir, “Unutma ki dünya fani, veren Allah alır canı” der. Eski parçalara baktığınızda hepsinin bir hikâyesi bir mesajı var. İnsanların aradığı da bu işte. Aslında, lego gibi üst üste oturması lazım söylenenlerin.

‘CAZ'IN DA ÜSTÜNE ÇÖKMÜŞLER’

Ben mahalle kültürünün sonuna yetiştim ve bunu anlattım. İlk amaçlarımdan birisi rap dinleyen çocuklarla aileleri arasında köprü olabilmekti. Genelde rap müzikten beklenen argo olması ve müstehcen kliplerdir. Ben bu algıları da yıkmaya geldim. Çünkü, rap’in çıkış noktası böyle değil. Siyahilerin kendilerini köle yapıp ezenlere karşı bir hak araması. Ondan sonra tamamen popüler kültüre karışıp bu klipler ortaya çıkmış işte. Amerikan rap’ini almışlar, Türkiye’ye koymuşlar. Sen Brooklyn sokaklarından bahsediyorsun da ben orada doğmadım, büyümedim. Burası Güngören! Yine de hep caz ve hiphop vuruşları kullanılıyor müziklerinde. Caz kimin müziği? Yine Amerika’nın. Tabiri caizse Güngören ağzıyla “çökmüşler” üstüne. Yoksa cazı da çıkaran siyahiler. Adamı zorla Amerika sınırları içine köle olarak getirmişsin, adamın yaptığı müziğin üstüne çökmüşsün yani. 

Lâkabın neden “Misal”?

İsmim Resul, ‘elçi” demek. Arkadaşlarım da ‘örnek’ anlamına gelen ‘Misal’ lakabını taktı. Çünkü her şeye misal vererek konuşuyorum.

Afganistan’da NATO Türk Barış Gücü’nde askerlik yapmışsın. Orada camide imamlık da yapmışsın. Anlatır mısın?

16 yaşında hafız oldum. Kendi isteğimle askeriyenin içindeki camide imamlık yaptım. Gerçi orası yıkık dökük bir camiydi. Komutanlarımıza biraz yalvardık, yardımcı oldular, toparladık. Arkadaşlarımızla hem askerlik hem manevi görevimizi yaptık.

Korkak olduğuma bakma, gassalım! 

Gassallığa başladığında hiç korkmadın mı?

Bir işten korkulacak, çekinilecekse eğer, bu işten en çok korkulacak kişi bendim. Çünkü çok tırsağımdır. Işığı açmadan odaya giremem. Aniden karşıma biri çıktığında hemen refleksim gelişir. Gördüğümden değil de görmediğimden korkarım. Herkes “Korkmuyor musun?” diyor ama sanki Allah o göreve çağırdı, ilk yıkadığım cenazeden itibaren bir şey verdi. Bebek cenazelerinde çok zorlanıyorum. Yaşı büyük bir cenaze geldiğinde babammış gibi hissediyorum. Yakını, tanıdığı gibi ne yapılması gerekiyorsa onu yapıyorum. Ayırt etmeden, çok siyahi cenaze de yıkadım mesela. 

Ölüye de diriye de hizmet ediyorum

Gassallığa geri dönecek misin?

Henüz izindeyim. Ama yaptığım her şeye hizmet olarak bakıyorum. Yani insanların vefat etmiş yakınlarına hizmet ediyorum. Müzik konusunda da gençlerin alternatife ihtiyacı var. Temiz rap’e, bizim sokağımıza ihtiyacı var. Gassallık yapmam belki de nefis terbiyesiydi. Dünyadaki en büyük gayemiz o toprağa gittiğimizde arkamızdan güzel şeyler söylettirebilmek olmalı. Arkamdan insanların güzel söyleyebileceği bir insan olayım. Mezarımın başına gidip rahatça bir çiçek bırakıp bir Fatiha okuyup “Güzel insandı” diyecekleri biri olmaya çalışıyorum. 

BAĞCILAR DEME VAROŞ DERLER

O Ses’e ilk çıktığımda biri “Ne kazandıysan samimiyetinden kazandın” dedi. “Güngören’den, Bağcılar’dan bahsetme, varoş derler” diyen de oldu. Ben oturduğum, geldiğim yerden utanmıyorum. İnsanlar annelerinin babalarının kisvesinden doğdukları büyüdükleri yerden utandırılmış. 

Müzikle İslami yaşam tarzını nasıl bağdaştırıyorsun?

İkisini de harmanlıyorum. Rap’i hayat tarzımla bir potada eritip kendi çizgilerimi rap’e uydurdum. İslami hayat tarzı rap’e, rap İslami hayat tarzına engel değil. Eğer ben rap’in çizgilerine uysam bukalemun olurdum. Allah rızasıyla hizmet ediyorum. 

Rap’in amacına bir ben uyuyorum 

Benim rap müziğim sokaktan bahseder. Diyorlar ki; “rap gerçeklerden bahseder.” Ben zaten en büyük gerçek olan ölümden bahsediyorum. Şunu iddia edebilirim ki; rap’in çıkış amacına uygun müziği ben yapıyorum. Amaç kesinlikle bir isyan değildir. Şimdiki rap, horoz dövüşü olmuş. Şu anki rap’çilere çok kızıyorum. Çünkü ajitasyon yaptıkları “Afrika zencisiyiz. Bizi eziyorlar, Afrika’dan zorla getirdiler” dedikleri Afrika, hâlâ açlıktan ölüyor. Ama bu insanlar 10 milyon dolara klip çekiyor, 5 milyon dolara kolye takıyorlar. 8-10 zengin dünya listesine giriyor. Bu insanların vergisi Afrika’yı 

kurtarır.