Burak Sönmez: Takipçilerimi sosyal medyadaki sahtelikten uzaklaştırıyorum

Sosyal medyada tırcılık ve arabalar üzerine samimi videolar çekip paylaşan fenomen Burak Sönmez: ''İnsanlar, paylaştığım videolarda; babamda ve annemde kendi ailelerini görüyor. Yavaş yavaş kaybolan bu mutlu tabloyu canlı tutmak istediğim için bu tarz videolar çekiyorum. Ayrıca takipçilerimi sosyal medyadaki sahte hayatlardan uzaklaştırdığımı, beni de bu nedenle takip ettiklerini düşünüyorum.''

ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

Burak Sönmez, nam-ı değer Mido. Henüz 23 yaşında, doğma büyüme Bursalı ve orada yaşıyor. Abisi, ablası ve bir de ikizi var. Tır ve arabalara aşırı düşkünlüğü var Burak'ın, uzun yolculuklara da. Babası ve abisi tır şoförü. Yakın çevresinde de birçok tır şoförü var. O da sosyal medya hesabını bunun üzerine kurgulamış. Bu alanlarla ilgili videolar çekip paylaşıyor, hatırı sayılır da bir takipçi kitlesi var. Hem bilgilendirici hem de eğlendirici türden içerikler paylaşıyor. Bu ilginç içeriklerin üreticisi Burak Sönmez'le Akşam Cumartesi için keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

VİDEOLARIMDA SAHTELİK YOK

Sosyal medyada içerik üretmeye ne zaman ve nasıl başladın? Sence insanlar seni neden takip ediyor ve seviyor?

Sosyal medyaya içerik üretmeyi 12 yaşından beri deniyorum. Bazı dönemler başarılı olsam da istediğim konsepti bir türlü yakalayamamıştım. Bu yüzden hiç istikrarlı ve heyecanlı değildim. Ta ki tırcılığa tamamen başladığım dönemde babamla daha fazla yapamayacağımı anladığım âna kadar. O günlerde benim acilen başka bir iş bulmam lâzım düşüncesi ile 2023'ün ilk gününde yeniden içerik üretmeye başladım. Yeni yıl, yeni konsept diyerek 1 dakikalık seslendirmeli günlük vloglar yaptım. Çok hoşuma gitti o günden bu yana heyecanlı ve istekli bir şekilde üretmeye devam ediyorum. Bence insanların beni takip etmesinin birkaç nedeni var. İlki, ses tonum ve anlatım tarzım. Diğer sebep ise aile videoları olması. İnsanlar, babamda ve annemde kendi ailelerini görüyor, kültürümüzdeki tipik aile tablosu da diyebiliriz. Kültürümüzde yavaş yavaş kaybolan klasik aile tablosunu takipçilerime yaşatmam ve küçük takipçilerimin özenerek benim gibi ailesine ne olursa olsun sevgi ile yaklaşması çok kıymetli bir durum. Ben de sosyal medyada kaybolan mutlu ve klasik aile tablosunu tekrar canlandırmak istediğim için bu tarz videolar çekiyorum. Diğer sebep de videolarda sahtelik olmaması. Takipçilerimi sosyal medyadaki sahte hayatlardan uzaklaştırdığımı, beni de bu nedenle takip ettiklerini düşünüyorum.

TIR SEVGİM BABAMDAN GELİYOR

O halde tır sevgin babandan geliyor diyebilir miyiz? Arabalara da özel bir ilgin var sanırım...

Evet, tır sevgim babamdan geliyor, daha doğrusu sülalemden. Çünkü bütün amcalarım, dayım, babamın amcaları ve kuzenleri de tır şoförü. Küçükken sürekli kamyon ve tırda seyahat etmiş olmam, sanırım içime işlemiş, kopamıyorum. İş olarak yapmasam bile ileride kesinlikle kapımda büyük çaplı bir araç olsun istiyorum. Öte yandan arabalara da özel bir ilgim var. Aldığım, alabileceğim, alamayacağım, asla almak istemeyeceğim kısaca nasıl olursa olsun tüm arabalara karşı büyük bir ilgi besliyorum. Bir tür sevda da denebilir.

Baban ve abinle birlikte uzun yolculuklara çıkıyor musun?

Evet, babam ve abim ile birlikte yola çıkıyoruz ama genelde uzun yola gitmiyoruz. Babam yılların tecrübesini bize aktarmak istediğinden ve kontrolü bırakmak istemediğinden bizimle birlikte geliyor. Uzun yolcukları seviyorum fakat babamla aşırı yorucu oluyor çünkü tesislerde ve herhangi bir yerde asla durmuyor. Namazı dahi tır hareket halindeyken kılıyoruz. Sanırım 40 yılı aşkın süredir bu işi yapmak onu bunaltmış. Tesislerde veya başka bir yerde dinlenmek istemiyor. Direkt eve gitmek istiyor. Ben de bu nedenle babamla uzun yolcukları hiç sevmiyorum. Ama tırla yapılan tüm uzun yolcuklara bayılıyorum. Bu uzun yolculuklara genelde kuzenimle gidiyorum. Şu an daha çok yedek şoför misali çalışıyorum. Kuzenimin, abimin ya da babamın şoföre ihtiyacı olursa onlarla birlikte gidip aynı zamanda videolar da çekiyorum.

SOSYAL MEDYAYA BAŞLAMAMDAKİ EN BÜYÜK NEDEN OLDU

Bu yolculuklarda hiç unutamadığın bir anın var mı?

Evet var ve bu anı sosyal medyaya başlamamın en büyük nedenlerinden biri. Bir gün babamla yoldayken babam sürüşüme çok karışıyor ve çok laf yapıyordu. Bunun sonucunda da büyük bir tartışma yaşadık. Tartışma sonunda aşırı susadım ve babamın sinirine aldırmadan tırı bir yakıt istasyonuna çekip markete su almaya gittim. Marketten çıktığımda ise tırın orada olmadığını gördüm. Evet, reis bana sinirlenmiş ve basmış gitmiş. Ortada kaldım bir anda. Ben de bir otobüse atlayıp eve döndüm. Eve vardığımda babam bana gülüyordu. Eve gidene kadar ne kadar söylensem de bu ânı görünce bayağı gülmüştük.

BABAMDAN TEKNİK OLARAK ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM

Uzun yol şoförü olma kültürüne hâkim misin, babandan bu konuda neler öğrendin?

Maalesef uzun yol kültürüne hâkim değilim çünkü babamla yolcuklarımızın çoğu bir günlük ve 1000 km. kadar yol topluyor. Kuzenimle ve amcamlarla beraber yaptığım yolculuklarsa daha uzun. Onlarla yolda tırı sağa çekip tırın dolabından yemekler yapıp yemek, bir yere sandalyeleri koyup kafa dinlemek gibi şeyler uzun yol kültürünün bir parçası. Babamdan bu konuda düpedüz git, hızlı ol, eve var dışında çok bir şey öğrenemedim. Ama mekanik açıdan ondan çok şey öğrendim. Tırın bir tekerleği patladığında ya da bir yeri çalışmadığında nasıl tamir edilir veya arızalı bir tır eve nasıl götürülür gibi birçok şeyi bana babam öğretti.

Baban yolculuklarında kendi başının çaresine bakıyor elbette. Peki eve geldiğinde mutfağa girip yemek yapıyor mu?

Babam 80'lerde gerçekten uzun yol şoförü olduğundan kendi başının çaresine bakmayı çok iyi biliyor. Eve geldiğinde her zaman yemek yapmasa da annem olmadığı veya annem yorgun olduğu zamanlarda kendine yemek yapabiliyor. Yeri gelir et pişirir, yeri gelir sadece bir yumurta yapar. O an canı ne istiyorsa...

Gelecekte nerede olmak ve ne yapmak istiyorsun, fenomen olmak isteyen akranlarına ne tavsiye edersin?

İnşallah sosyal medyayı daha fazla büyüteceğim. Her zaman bu şekilde samimi kalmak istiyorum. Hırslı ve iradeli bir şekilde pes etmeden bir şeyler yapmak insanı geç de olsa eninde sonunda başarıya ulaştıracaktır; asla pes etmeyin ve kesinlikle sevdiğiniz işi yapın, parayı ikinci planda tutun. Zaten hevesle ve aşkla yaptığınız iş emin olun size bolluk bereket getirecektir. Ne kadar iyisini isteseniz de şükür etmeyi, değer bilmeyi ve paylaşmayı unutmayın çünkü o an sizi diri tutacak ve geleceğe hevesle sarılmanıza sebep olacak. Yükselişler ve başarılar olduğu gibi düşüşler ve başarısızlıklar da hayatımızda olacaktır bunu kabullenmeliyiz.