Buradayız, bizi unutmayın...

Yaşanan depremin ardından çadır kentler ve merkezi noktalar yardımseverler ve kurumlar için kolay ulaşılabilir ve ilk aklan gelen bölgeler olurken; köyler, kırsal yerleşim noktaları ve merkeze uzak lokasyonlar yardıma erişimde zorluk çekti. Bunun en önemli sebeplerinden biri coğrafi ve mevsimsel koşullardı. Halbuki esas mesele ihtiyacı neyse o ihtiyacın doğru kişiye vaktinde ulaşması. Bilinçsiz ve ihtiyaç dışı yardım yığını iyi niyet ama yanılgıydı.

ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

6 Şubat Pazartesi saat 04.17'de 7.7 şiddetiyle ilki, saat 13.24'te ise 7.6'lık sarsıntıyla ikincisini yaşayan; merkez üssünün Kahramanmaraş olduğu ancak en az onun kadar Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Adana gibi birçok şehrimizde etkisini gösteren depremlerde, bölgeye ilk günden itibaren tırlar dolusu yardımlar taşındı. Kimi yerlerde yüzlerce tır peş peşe uzun kuyruklar oluştururken, koordinasyon sorunu sebebiyle yardımlar sadece belli bölgelerde yığıldı. Sonraki günlerde ise koordine oluşsa da yine de şehir merkezinden uzak olan, köyler ve kırsal yerleşkeler yardımlara ulaşamadı ya da bu bölgeler ilk etapta unutuldu.

MERKEZLE BERABER AYNI ANDA KÖYLERE DE!

Elbette kırsal merkezden daha önemli demem, diyemem ama Hayatta İyilik Var Derneği ile birlikte gittiğimiz bölgedeki izlenimlerimden hareketle zaten koşulları itibariyle dezavantajlı durumda olan köylerdeki insanlar depremle beraber daha da zor durumda kaldı. Malcılıkla uğraşan aileler mecburen bölgelerinden ayrılmadı veya ayrılmak istemedi. İklim, mevsim ve coğrafi koşullardan da kaynaklı köylerdeki insanlara yardım ya geç ulaştırıldı ya da sadece temel yaşam ihtiyaçları karşılandı. Dağınık yerleşim nedeniyle insanlar arası iletişim, haberleşme ve birlik zorlaştı, bu da ihtiyaç bilgisinin merkeze ve yardım birimlerine ulaştırılamamasına sebep oldu. Bu nedenle hala devam eden dağıtımlarda yardımseverlerin ya da kurumların yardım programını "merkezle beraber aynı anda köylere de" şeklinde düzenlemesi elzem.

YÜKSEK KESİMLER UNUTULDU

Tüm bunlara ek olarak ulaşılan köylerin de sadece merkeze yakın ve alçak kesimdeki yerlerle sınırlı kaldığı bir diğer acı gerçek. Şöyle ki örneğin Kahramanmaraş'ın Çevrepınar ve Şahinkayası gibi köyleri yüksek konumda oldukları için yardımlar genelde köyün girişlerinde dağıtılıyor. Ancak bundan yüksekteki sakinlerin haberi olmayınca temel erzaklara dahi ulaşamaz durumda kalıyorlar. Yardımseverler ya uygun araçları olmadığından ya da "bu köye zaten yardım verdik" anlayışla yukarı çıkmıyorlar veya çıkamıyorlar. Biz de Hayatta İyilik Var Derneği ile bir önceki gün gittiğimiz ve köyün girişinde dağıttığımız yardımlara ek olarak aynı sebepten dolayı ertesi gün aynı köyün yüksek kesimlerine doğru yola çıktık. Buralarda çadır hala en temel sorunken merkezin aksine ise gıda en önemli ihtiyaç.

TRAKTÖRLE DAHİ ULAŞIM ZOR

Yine konumlarından ve mevsim şartlarından kaynaklı köylüler için traktör gibi araçlarla dahi, aşağı inip çıkmaları çok zor. Görseldeki gibi traktörün ön kısmına birine oturtmak zorunda kaldık ki öne doğru güç olsun ve kayma en aza insin diye. Deprem bölgesinde olan veya gelmek isteyen yardımseverlerin "Nasıl yardım edebilirim, nereden başlamalıyım?" sorusuna hala en güncel cevap söz konusu köyler; uygun bir araçla köyleri dolaşmak. Özellikle yüksek ve ücra köyler için güvenlik meselesini göz ardı etmeden bunu yapmak da fayda var.

DOLDUR BOŞALT MANTIĞI İLE YARDIM HER YERE ULAŞABİLİR

Deprem bölgelerinde ilk günlerden farklı olsa da dağıtım hala en temel sorunlardan biri. Tır göndermek yardımın gerçekten herkese ulaşacağına dair kesin çözüm değil. Gerekirse kolay ve her yere ulaşabilir ulaşılabilir olması için o tırların içine motosikletler koyulmalı, yanlarına minibüs ve araçlar eskortlar eşlik etmeli. Tırı ya da ana malzemeyi bir o bölgede konumlandırıp o araç veya motosikletlerle doldur boşalt yapmak bir çözüm olabilir. Sadece çadır kentlere ya da merkezi toplanma alanlarına yardım dağıtmak ilk refleks. Sokak aralarında, yıkılmamış olsa da evlerinin bahçelerinde, önlerinde ve köylerde olan, ayrılmayan insanlar var. Aracınızla olduğunuz bölgedeki her yeri karış karış dolaşmak her çadırı barakayı ziyaret etmek önemli bir çözüm olabilir dağıtım adına.

ÇEVREPINAR KÖYÜNÜN KAÇINILMAZ KADERİ KAYALAR

Ne yazık ki deprem sırasında kopan ve yarılan kaya parçaları 2 küçük kardeşin ölümüne sebep oldu. Köy halkından birden fazla kişi ise aynı sebeple yaralandı. Kayaların yarıkları şu an hala gözle görünür vaziyette. Devam eden artçı depremlerden dolayı da benzer bir faciaya sebep olması olası. Köylüler korkuyor ancak bazıları nereye gideceğini bilmediğinden ya da hayvanlarını bırakıp gitmek istemediklerinden duruyorlar. Hayvanlarını satan insanlar da yarı fiyatına bile değil, çok komik paralara hayvanlarını elden çıkarıyorlar. Mallarını satmayan insanlar ve bazı köylüler; eş ve çocuklarını tahliye etmiş fakat kendileri burada durmaya devam ediyor. Kendileriyle kaya meselesini konuştuğum ve uzun vadede burayı boşaltıp boşaltmak istemediklerini sorduğum köylüler ise burası yıllardır böyle bu bizim kaderimiz, birlikte yaşamaya alıştık, diyor.

KÖYLERE YARDIMDA EN ÖNEMLİ ŞEY GIDA

Islak mendil, çakmak, kibrit, mum, kolonya, yara bandı, oyuncak, sabun, pil, el feneri, soba, kamp sobası, kadın hijyen ve tüm hijyen malzemeleri bir süre tüm yardım tırlarında kaçırılan detaylar oldu. Ama bu detayların da önemi sonradan anlaşıldı. Köylerde de aynı durum geçerli ama merkeze göre bazı farklar var. Örneğin çadır tıpkı merkezde olduğu gibi burada da çok önemli bir ihtiyaçken merkezin aksine gıda ise en temel sorun.

DURSUN AMCA'NIN AHIRDAN EVİ

Dursun Amca 70 yaşında. Kahramanmaraş'ın Çevrepınar köyünde yaşıyor. Evi yıkıldığı için içinde hayvanlarının bulunduğu çadır ahırı boşaltmış ve en az 10 kişi bu çadırda kalıyorlar. "Anımız olsun" diyerek ısrarla davet etti bizi kaldıkları çadıra. Bir beklentisi yoktu ama yine de durumun vahametini de göstermek istemişti. O an anlıyorsunuz çadır ne kadar önemli bir ihtiyaç. Hem kendisinin hem de diğer köy sakinlerinin söylediğine göre muhtar çadırları dağıtırken kendi yakın akrabalarını öncelemiş. Bu durumu diğer köylülerle birlikte yakındaki karakola bildiren Dursun Amca, karakoldakilerin bu konuyla ilgilendiğini söylerken, çadırın kendileri için şu zamanda ne kadar önemli olduğuna dikkat çekiyor. Bir atı 25 de keçisi olan Dursun Amca, hayvanları için saman ve yeminin kalmadığını da ifade ederken, kimi zaman da göz yaşlarını tutamıyor.

SEVİM TEYZE HAYVANLARINI DÜŞÜNÜYOR

Sevim Gözükara, Kahramanmaraş'ın Tekir köyünde yaşıyor ailesiyle birlikte. 2 oğlu ve bir kızı var. Çocuklarının evi yıkıldığı, kendi deyimiyle uçtuğu için hepsi şu an onunla birlikte kalıyor. Onun evi de hasarlı ama yine de bir şekilde içine girilebilir vaziyette olduğundan hepsi burada kalıyor. Gelinleri ise hamile olduğu için onu küçük çocuğuyla beraber bir şekilde Konya'ya ulaştırmayı başarmışlar. Sevim Teyze'nin ahırının bir bölümü yıkılmış durumda. Keçilerinden biri yıkıkta kalarak can vermiş. Diğer keçileri ise şimdilik sağ ama yem ve samana ulaşmakta zorluk çektiklerini söylüyor. Böyle bir durumda hayvanların da akıbeti hakkında endişeleniyor Sevim Teyze diğer tüm hayvan sahipleri gibi. "Şu an psikolojimiz çok iyi değil. Kendimize gelemedik. Depremi hala atlatmış değiliz, sallanmaya devam ediyoruz." diyen Sevim Teyze'ye "Gitmeyi düşünür müsünüz buradan?" diye sorduğumda şu yanıtı veriyor: "Her şeyimiz burada, çocuklarımın ve eşimin işi de burada, başka bir gelirimiz yok, nereye gidelim?". Yardımların bir şekilde geldiğini ama kısıtlı olduğunu ve köyün tamamına ulaşmadığını belirten Sevim Teyze, suların da kesik olmasından kaynaklı hijyenlerine de kısıtlı miktarda bakabildiklerini söylüyor. Bu koca köye toplam iki çadırın geldiğini ifade eden Sevim Teyze, köydeki yıkımlarda bir can kaybı olmadığını ancak çevre köylerden ve merkezden buraya cenazelerinin geldiğini söylüyor.

MEHMET AMCA'NIN 2 ODALI EVİNDE 4 AİLE

Hayatta İyilik Var Derneği ile köyleri dolaştığımız sırada yolda Mehmet Amca ile karşılaşıyoruz. Kara Yolları çalışanı olduğundan, yardım dağıtmaya geldiğimizi de öğrenince kendi derdini tasasını unutup bize yol tarif ediyor. Tekir Merkez Cumhuriyet Mahallesi'nde yaşayan Mehmet Amca'nın evi de hasarlı ama yıkık olmadığından eşi Safiye Teyze, çocukları, gelinleri, damatları ve torunlarıyla toplam 4 aile kendi evlerinde yaşıyorlar şu an. Çocukları Kahramanmaraş Merkez'den gelmiş. Onların evlerinin yıkıldığını ya da girilemez vaziyette olduğunu söyleyen Mehmet Amca, çocuklarının yaz aylarına kadar kendisiyle birlikte kalacağını belirtiyor. Yakınlarındaki karakolun ve Orman Dairesi'nin kendilerine yardım getirdiğini dile getiren Mehmet Amca, "Ben kendimi düşünmüyorum, bebekleri, yavruları, çocuklarımı düşünüyorum. Ben zaten devlette çalışan bir insanım. Benim için önemli olan onların (çocuklarımın) rahatlığı. Devletimiz var olsun. Eşim Safiye de de iyi ama yine de korkuyoruz. Çünkü kolonlar sağlam olsa da duvarlarımızda hafifçe çatlama var. Sarsıntılar bir yandan devam ediyor. Çocuklarım korkuyor, Allah yardımcımız olsun." diyor.

Fotoğraflar: Ali Demirtaş