Buluşların heyecan veren dünyası

EMİNE BIYIK

emine.biyik@aksam.com.tr

Okuyucuyu buluşların büyülü dünyasına davet eden “A'dan Z'ye İcatlar ve Mucitleri” adlı kitap, Pennie Stoyles ve Peter Pentland tarafından kaleme alındı. Kitapta her bir icat, mucidi, tarihçesi, çalışma prensibi ve benzer başka buluşlarla birlikte tanıtılıyor. İşte gündelik hayatta kullandığımız buluşlardan birkaçı…  

Bisiklet

Bisiklet son şeklini alana kadar yüz yıldan fazla süren bir evrim geçirdi. Bisiklete modern şekli 1884 yılında İngiliz John Starley tarafından verildi. 1797 yılında Fransız Comte de Sivrac ilk bisikleti icat etti ve bu icadına “celeripede” adını verdi. Bu aracın önde ve arkada olmak üzere iki tekerleği vardı. Bisikletlerin 1817 yılına kadar gidonu, 1858 yılına kadar da pedalları yoktu. “Bisiklet” terimi ilk kez 1869 yılında kullanıldı. Üç yıl sonra, İngiltere’de “penny farthing” olarak adlandırılan ve ön tekerleği çok büyük, arka tekerleğiyse küçük olan bisikletler üretildi. Starley, 1884 yılında “güvenli bisiklet”i icat etti, bu versiyon aslında modern bisikletle aynıydı. 

Aspirin

Günümüzde bildiğimiz şekliyle aspirin, Felix Hoffman tarafından 1897 yılında Almanya’da icat edildi. Söğüt kabuğunda bulunan ve salisilik asit olarak adlandırılan madde, ilk kez 1838 yılında ağrı kesici olarak kullanıldı. Maalesef bir yan etkisi vardı: Mide kanamasına neden oluyordu. 1858 yılında bir Fransız bilim insanı salisilik asidin yeni bir türünü keşfetti: Asetilsalisilik asit. 1897 yılında genç Alman kimyacı Felix Hoffman, Bayer şirketinde çalışıyordu. Hoffman, bir miktar asetilsalisilik asit üretti ve ciddi düzeyde eklem romatizması ağrıları çeken babasına verdi. Bu yeni ilaç babasının ağrılarını dindirdiği gibi, mide kanamasına da neden olmadı. Bu keşif Bayer şirketi tarafından ticari 

bir marka haline getirildi ve adına da “aspirin” dendi. 

Kibrit

Kibrit 1827 yılında İngiliz eczacı John Walker tarafından icat edildi. Kibritin bir ucunda kimyasallardan oluşan bir karışım vardı. Kibrit, kutusunun yan tarafında bulunan yapışkanlı kâğıt üzerindeki cam tozuna sürtüldüğünde ateş alır. 1830 yılında, Fransız Charles Sauria, Walker’ın kibrit ucu karışımına beyaz fosfor ekleyerek bunu yeniden uyarladı. Kibrit 

daha iyi yanıyordu ama tehlikeliydi. 

Asansör

Asansör 1800’lü yılların başında icat edildi. 1852 yılında Amerikalı Elisha Otis asansörleri insanların binmesi için güvenli hale getirdi. İlk asansörler buhar makinesiyle çalışıyordu ve kabinleri indirip kaldırmak için makara kullanıyordu. İnsanlar makaraların kopmasından endişe ediyordu. Otis, emniyet frenini icat ederek asansörleri güvenli hale getirdi. Asansörün kablosu koparsa, üst tarafındaki iki kıskaç yerinden fırlayıp asansör boşluğunun duvarlarına tutunur.

Sakız

Sakız ilk olarak Eski Yunanlar zamanında kullanıldı ama bu buluşu kimin icat ettiği bilinmiyor. Thomas Adams 1871 yılında sakızı Amerika’da başarıyla ambalajlayıp satan ilk kişi oldu. Eski Yunanalar dişlerini temizlemek ve nefeslerini tazelemek için sakız ağacı reçinesi olan maddeyi çiğnerdi. İlk sakız 1848 yılında Amerika’da piyasaya sürüldü, ladin ağacının yapışkan öz suyundan yapılmıştı fakat popüler olamadı. Meksikalı General Santa Ana, İspanyolca “chicle” olarak adlandırılan sakızı 1869 yılında New York’a getirdi. General, sakızını Meksika ormanlarındaki bir ağaçtan yapmıştı. Getirdiği bu sakızı Thomas adams adlı mucide gösterdi, o da bu sakızdan otomobil lastiği yapmayı denedi. Bu girişiminde başarılı olmayan Adams, 1871 yılında ürünü sakız olarak satmaya başladı. 

Lego

Danimarkalı marangoz Ole Kirk Christiansen 1932 yılında kurduğu fabrikasında ayaklı merdiven, ütü masası ve tahta oyuncaklar üretmeye başladı. İki yıl sonra, şirketinin adını Danca “iyi oyna” anlamına gelen “leg godt” sözcüklerinden oluşturduğu “Lego”ya dönüştürdü. 1947 yılında tamamen oyuncak yapımına yöneldi. Ürünlerinden birisi de “lego blokları” diye yeniden adlandırıldı. 

Kaykay

Kaykayı kimin icat ettiğini kimse bilmiyor. Sörf dükkânı sahibi Amerikalı Bill Richards, modern tasarımlı ilk kaykayı 1958 yılında üretti. 1920’li ve 1930’lu yıllardaki insanlar, paten tekerleklerini tahta kalaslara bağlar ve yokuş aşağı bunlarla kayardı. Richards, insanların denizde sörf yapması için yeterli dalga olmadığı zamanlarda, karada sörf yapmayı taklit etmeye müsait bir ürün istiyordu. Richards, kendisine özel tekerlek setleri yapacak bir şirket buldu. Bu tekerlekleri dikdörtgen bir tahtaya cıvatayla bağladı ve kısa bir süre sonra insanlar “kaldırım kaykayı” yapmaya başladı.