O çok iyi bir işletmeci, çok iyi bir barista, çok iyi bir aşçı, çok iyi bir servis elemanı… En önemli özelliği yaptığı işin her aşamasına hâkim oluşu. Sahibi olduğu mekânda bizi önlüğüyle karşılamasından da belli… Çalıştığı mekânları ihya etmesinin sırrı; işini çok sevmesinin yanı sıra biraz da bu galiba… Yeme-içme sektörünün başarılı ismi İlyas Güngör’den bahsediyoruz. 1981 yılında İstanbul’da doğmuş İlyas Bey. Aslen Trabzon’lu ama 3 kuşaktan Sarıyerli. Restoran işletmeciliği onun baba hatta dede mesleği. Sarıyer’de 35 yıl bir balık restoranı işletmiş dedesi ve babası. Elinin lezzeti de tesadüf değil esnaflık ruhu da yani… Bu işi meslek olarak seçmeye 1999 yılında liseden mezun bir gençken karar vermiş. Önce arkadaşının dükkânında kasap olarak başlamış. Changa Restoran ilk profesyonel işi. Smyrna, White Mill, Uzunya, La Boom derken artık kendi kanatlarıyla uçmaya karar vermiş. İlk denemesi dekorasyonundan mönüsüne her ayrıntısını kendi elleriyle özenle hazırladığı Pesto… Bu macera çok da söz etmek istemediği bazı özel sebeplerden dolayı kısa sürmüş ama şimdi 2 aylık bebeği var: 'Zsk.kantin'… Zekeriyaköy Spor Kulübü (ZSK) yöneticilerinden teklif alınca hiç düşünmeden kabul etmiş. İyi de etmiş. Çünkü elinin değdiği her mekânda olduğu gibi burada da harikalar yaratmış.
RUHU UZAK, YOLU YAKIN
Zekeriyaköy Spor Kulübü 18 bin dönüm ormanlık arazi üzerine kurulu bir tesis. İçinde 2 açık 2 kapalı 4 tenis kortu var. Bu tesis içinde yer alan Kantin tek katlı ahşap malzemeden yapılmış bir orman evi görünümünde. İç dekorasyonunu da kendi elleriyle yapmış İlyas Güngör. Gerçek bir şömine, kitaplık, zevkle seçilmiş minik objeler, ahşabın sıcaklığı, minimal tarzdaki mobilyalar… Her bir detay kendinizi evinizde hissetmenizi sağlıyor. Şimdiden Zekeriyaköylülerin sosyalleşme mekânı olmuş bile. Tabii sadece kulüp üyelerine açık değil. Şehrin karmaşasına keyifli ve lezzetli bir mola vermek isteyen herkesi bekliyor. Ayrıca doğum günü gibi özel organizasyonlar ya da toplantılar için de kiralanabiliyor. Otopark sorunu yok. En önemli özelliği ailece gidilebilecek nezih bir mekân olması. İlyas Bey “çocuk sever tesis” olduklarının da altını çiziyor. “Çoğu mekân çocuklu aileden rahatsız olur. Biz öyle değiliz. İnsanlar çocuklarıyla gelip burada rahat edebilirler” diyor. Tesisin içinde bir de çocuk parkı var üstelik. Mevsim kış olduğu için henüz bahçe açılmamış ama yazın bahçeye atılacak geniş minderlerde orman havasını soluyarak ve sessizliği dinleyerek kitap okumanın keyfini şimdiden hissedebiliyorsunuz. Ruhu şehirden çok uzak Kantin’in ama yolu şehre çok yakın.
LEZZET BİZİM İŞİMİZ
Bütün bunlar işin girizgâhı tabii. Gelelim işin esasına, yani mutfağına… Kantin’in mönüsünü konuşmaya başlamadan önce “organik” adı altında yapılan kandırmacaya dikkat çekiyor. “Kendin yetiştirsen bile suni gübreyle yetiştirdiğin şey organik olamaz. Dolayısıyla biz bu kandırmacanın dışındayız. Bizim kullandığımız ürünlerde vaat ettiğimiz şey kalite, tazelik ve lezzet. En iyi firmalarla çalışıyoruz ve en kaliteli ürünleri kullanıyoruz” diyor. Kantin’de lezzet keyfi kahvaltı ve brunchla başlıyor, öğle ve akşam yemeğiyle devam ediyor. Kahvaltı, serpme değil kişiye özel. Bir ya da iki kişilik kahvaltı tabaklarını tercih edebilirsiniz. Kantin’e özel üretilen katkı maddesiz sucuğu, menemen ve omlet çeşitleri, 110 yıllık fırından alınan sokak simidi, sahanda hellimiyle kahvaltı adeta bir şölene dönüşüyor. Öğlen ve akşam yemekleri için hazırlanan mönü de misafirlerin aradıkları her şeyi bulabilmeleri düşüncesiyle hazırlanmış. Üç çeşit makarna, karamelize soğanla lezzetine lezzet katılmış hamburger, antrikot, bonfile, somon ızgara, özel hazırlanan köfte… Çocuklar için de sosis-patates tabağı ve mini-burgerler unutulmamış.
SAĞLIKLI MÖNÜ
Bir spor kulübünün içinde yer alınca “sağlıklı” bir mönü de kaçınılmaz oluyor. Bu yüzden salataların ve içeceklerin yeri ayrı… Kinoasından mercimeğine bol tahıllı ya da etli her çeşit salata mevcut Kantin’de. Mevsim sebzelerinden hazırlanan günün çorbası ve günün zeytinyağlısı da tam damaklarınıza göre. Peki, tencere yemeği sevenler? Onlar da merak etmesin. Personel için hazırlanan yemekler isteyen misafirlerle paylaşılıyor. Mesela bugün kapuska, makarna ve domates çorbası var. Kantin’in tatlıları da şahane… Hiçbiri dışardan alınmıyor. Fashion fruit, özel soslu cheesecake, mozaik pasta, muz kulesi, meyveli kup, cevizli, limonlu, tarçınlı kek… Hepsi özel tariflerle günlük olarak hazırlanıyor. Meyve suları da Kantin için çok önemli Yine mevsim meyvelerinden taze sıkılmış meyve sularıyla misafirlerinin tenis oynadıktan sonra kaybettikleri enerjiyi tekrar kazanıyorlar. Özellikle nar, elma, zencefil ya da yeşil elma, salatalık, zencefille hazırlananların tadına mutlaka bakın. Taze baharatlarla hazırlanmış ayran, salep ve sıcak çikolata da çok nefis. İlyas Güngör aynı zamanda çok iyi bir barista. Dolayısıyla kahve konusunda da iddialılar. Kısacası bu “Kantin” sizin bildiğiniz “Kantin”lere hiç benzemiyor. “Ben lezzetçiyim” diyen İlyas Güngör’ün Kantin’inde yok yok. Doğa var, spor var, huzur var, lezzet var… Bir siz eksiksiniz…
ÜNLÜLER DE KANTİN’DE
Meslek hayatı boyunca dürüstlüğü ve samimiyeti sayesinde bol bol insan biriktiren İlyas Güngör, ünlüler dünyasında da çok sevilen bir isim. Bir işletmeci için ünlülerle arkadaş olmak ünlülerin güvenini kazanmak zordur ama onun ünlü pek çok dostu var. Nejat İşler abisi gibi. Mehmet Erdem, Çağatay Ulusoy, Fikret Kuşkan, Ebru Özkan, Linet, Ferhan-Derya Şensoy kardeşler Kantin’in müdavimi… “Meslek hayatım boyunca onları korudum, kolladım. Abilik, arkadaşlık yaptım. Ünlü gözüyle bakmadım. Onlardan yararlanmaktan ziyade arkadaş olmayı seçtim. Ben çok televizyon izleyen biri değildim ve gelen ünlülerin ünlerinin farkında olmadan onlara da herkes gibi davrandım. O yüzden onlarla daha sahici ilişkiler kurabildim. Onlar da bana hep destek oldular” diyor.