MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr
Dededen toruna bir Karagöz aşkı onlarınki... Hadi Poyraz gölge oyunu içerisinde kuklalarla büyümüş. Dedesi 1900'lü yıllarda yaşamış Türk gölge oyunu ve kukla oyuncusu, ip cambazı ve tuluat oyuncusu Hadi Poyrazoğlu. "Dedem, İsmail Dümbüllü, Münir Özkul, Nejat Uygur gibi ustalarla birlikte sanat yapan jenerasyonun son temsilcisiydi. İlk ustam dedemdi ama çok ileri yaşta olduğundan pratikte birlikte çalışamadık. Daha çok bilgi ve tecrübesi ile ustalık yaptı bana. 15 yaşında yanında çırak olarak başladığım nam-ı diğer Hayali Torun Çelebi, Tuncay Tanboğa'nın yanında öğrendim kukla ve Karagöz sanatını. Kendisi de Hayali Küçük Ali'nin torunu ve Türkiye'nin en iyi Karagöz ustalarından biriydi." diyen Hadi Poyraz, üniversitede farklı bir bölüm okumasına rağmen Karagöz kültürünü yaşatmak amacıyla bu yola baş koymuş. Geleneksel gölge oyununu tanıtmak için Avrupa'da gösteriler yapan Poyraz'ın şimdiki durağı ise ABD...
Karagöz ve Hacivat ile büyüdünüz... Bunun size en büyük katkısı ne oldu?
İnsanlar Karagöz Gölge Tiyatrosu'nun perdeye yansıyan kısmını biliyor. Ama asıl gerçeklik perde arkasındaki ustalıkta, usta çırak öğretisinde gizli. Ahilik okulu gibi düşünün. Bir çocuğu alıyorsunuz hem Karagöz sanatını hem de hayattaki bütün tecrübenizi ona aktarıyor ve onu yetiştiriyorsunuz. Dedem ve ustam Tuncay Tanboğa sayesinde hayatı daha çabuk idrak ettim.
SAHNE ARKASINDA İZLEYİNCE BÜYÜLENDİM
Ne zaman "Bende bu sanatı icra etmeyelim" diye düşündünüz?
Çocuk aklı hep istiyordum tabii ama ilk kez kardeşimin sünnet düğününe ustam Karagöz oynatmaya geldiğinde karar verdim ve girdim sahne arkasına. Karagöz oyununu sahne arkasından izledim ve büyülendim. Ustam da sevmiş olacak ki birkaç gün sonra dedeme sormuş, "Senin torunu yetiştireyim mi?" diye. Sonrasında Karagöz maceram başladı.
Eğitim hayatınız nasıl devam etti?
İşletme mezunuyum ve yıllarca restoran işletmeciliği yaptım. 2012 yılında İstanbul'da içinde sahnesi olan ve gelenlere Karagöz ve kukla gösterileri yaptığımız bir işletme açtım.
Karagözü tanıtmak için Avrupa'yı dolaşmışsınız. Hangi ülkelere gittiniz?
Türkiye'nin neredeyse her yerinde gösteriler düzenledim. Avrupa'da çeşitli davet ve festivallere katıldım. En son 2019'da gösteri için Hollanda, Almanya, Belçika'ya gittim.
Sanırım şimdide rotanızı Amerika'ya çevirdiniz...
ABD'ye turist olarak gittim ama her yerde tabii sanatımla ilgili araştırma yapıyorum. Üyesi olduğum merkezi Fransa'daki UNİMA Derneği'nin ABD Şubesi ve Puppeteers of America ile iletişime geçtim. Sanatçılarla konuşunca Karagöz'ü burada da yaşatmamız gerektiğini düşündüm ve projeler geliştirmeye başladık. Dünya Kukla Oynatıcıları günü olan 21-27 Mart tarihinde Ankara'da "Hadi Poyrazoğlu Kukla ve Karagöz Festivali" düzenliyoruz. ABD'den sanatçıları festivalimize davet ettik. Seneye yine aynı tarihlerde festivalimizin bir bölümünü ABD'de yapma arzusundayım. Hayalim Karagöz'ü Broadway sahnelerine çıkarmak. Bunun için hazırlıklarımız başladı.
KÜLTÜRE GÖRE OYUNLAR HAZIRLIYORUZ
Yurt dışında dil, kültür farkı var... İngilizce gösterilerde oyunun özü aktarılabiliyor mu?
Karagöz'ün ana unsuru tuluat ve hicivdir. Konusu belli ama metni olmayan, doğaçlamaya dayalı Türkçe'nin bütün inceliklerinin kullanıldığı bir oyun sergilenir. Bu yüzden Türkçe dışında bir dilde oyun oynattığımız zaman istediğimiz reaksiyonu alamayabiliyoruz. Kısa metinler olarak İngilizce'ye uyarlamalar yapıyorum ama asıl olan oynattığınız yerin kültürünü bilmek ve ona göre oyunlar hazırlamak. Bunun için de buradaki sanatçı arkadaşlarımızla çalışmalar yapıyoruz.
KUKLALAR SANATÇILARIN HİSLERİNİ YANSITIR
Gösterilerde kullandığınız tasvirleri ve kuklaları siz mi yapıyorsunuz?
Asıl sanat sahne arkasında zaten. Tasvir derilerinin tabaklanması, kesilip işlenmesi, boyanması, sahnenin oyununuza göre tasarlanması, hazırlanması. Bunların hepsi aynı atölyeden ve bir Karagöz ustasının elinden çıkıyor.
Tasvirleri konuşturmaya başladığınızda neler anlatıyorsunuz?
Karagöz için sinemanın atası diyebiliriz. Oyun esnasında hayal perdesinin içine giriyorsunuz ve sizi alıp götürüyor. Seyirci ile bütünleşebiliyorsunuz. Özellikle sanal dünyada gözünü açmış çocuklar Karagöz ile tanışınca çok etkileniyor. Karagöz oyunlarının ortak noktası, konuların gündelik olaylar üzerine kurulu olmaları. Gösteriyi yapacağınız seyirci kitlesine göre anlatmak istediğiniz konuyu seçer, ona uygun karakterde tasvirler yapar ve perdeye yansıtırsınız. Her ustanın kendine özgü bir anlatım ve oynatım tarzı vardır. Karagöz ve Hacivat da hayal perdesinde oynatan ustanın hislerine tercüman olur.
Karagöz dışında neler yapıyorsunuz?
İpli kukla, el kuklası ve vantrolog kukla gösterileri de yapıyorum. İlerleyen zamanda hem kukla hem de Karagöz'ün yer aldığı bir gösteri yapmayı düşünüyorum.
GELENEKSELİ UNUTMADAN TEKNOLOJİYE AYAK UYDURUYORUZ
Bu işi yaparken nasıl hissediyorsunuz kendinizi? Manevi anlamda bir sorumluluk yüklüyor mu?
Çocukluğumdan beri içerisinde olduğum bir sanat olduğu için bir parçam gibi hissediyorum. Atölyede tasvir ve kukla yapmak, hayalinizdeki düşünceleri yazıp perdeye yansıtmak ve bunu yaparken de kültüre hizmet ediyor olmak çok mutlu ediyor beni. Umarım geleneksel sanatımızı en iyi şekilde temsil eder ve yeni nesillere aktarabilirim. 2019 yılında Kültür Bakanlığının Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı olarak listeye dahil oldum. Biz sanatı yaşatmaya çalışıyor ancak sanatçı bunu tek başına yapamaz. Kültürümüzü yaşatmak adına devletin geleneksel sanatçılara daha çok sahip çıkması gerekiyor.
Peki siz bu sanatı başkalarına öğretiyor musunuz?
2016 yılında Hadi Poyrazoğlu Geleneksel Türk Tiyatrosunu Yaşatma Derneğini kurduk. Derneğimiz aracılığı ile gösteriler yapıyor, Karagöz tasvir yapımı ve oynatımı ile ilgili öğretici atölyeler düzenliyoruz. Yeteneği olup kendini bu yönde geliştirmek isteyenler için daha etkin çalışmalarımız var.
Teknolojik gelişmeler bu sanata nasıl yansıdı?
Kandil ışığında oynatılan Karagöz artık led aydınlatmalarla yapılıyor. Geleneksel yöntemleri unutmadan işimizi teknolojiye uyarlamaya çalışıyoruz. Gösterinin daha etkili olmasında teknolojinin katkısı büyük.