Bizim güzel ve yeşil komşumuz

Gürcistan, Türkiye'nin güzel ve ''yeşil'' komşusu; geçtiğimiz hafta Akşam Cumartesi'nin rotasındaydı. Kuzeydoğumuzda bulunan komşumuzu gittik, gezdik, gördük ve okurlarımız için yazdık. Dikkatimizi çekenleri sizler için derledik, detaylar yazımızda...

ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

Komşu ülke deyince yüzümüz hemen Batı'ya dönüyor, aklımıza da sadece Yunanistan, Bulgaristan gibi ülkeler geliyor. Tatil yapma veya ziyaret anlayışımız da buna bağlı olarak şekilleniyor hiç şüphesiz. İyi hoş da peki Doğu tarafımızda sağ üst komşumuz Gürcistan'ı ne kadar tanıyor ve biliyoruz? Vize sorunumuzun olmadığı en yakın ülkelerden biri Gürcistan ve ona bağlı olan Acara bölgesi.

Akşam Cumartesi de bu hafta okurlarını Gürcistan'ın Acara bölgesine ve eski ile yeninin iç içe olduğu Batum'a götürüyor, bizim güzel ve yeşil komşumuza...

TÜRKİYE'NİN KAPI KOMŞUSU

Bizim gittiğimiz bölge Acara Özerk Cumhuriyeti. Gürcistan'ın güneybatı kesiminde yer alıyor. İç ilişkilerde yönetim merkezi Batum. Türkiye'nin hemen kuzeydoğusunda Artvin ve Ardahan illeri sınırında bulunuyor. Artvin'in Kemalpaşa ilçesinde bulunan Sarp Sınır Kapısı da Batum'a açılıyor. Bir süre Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde de kalmış olan Acara Özerk Cumhuriyeti, 1921'de imzalanan Kars Antlaşması'nın bir sonucu olarak Acara Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adıyla kurulmuş, Sovyetler Birliği'nin dağılıp Gürcistan'ın bağımsız olmasından sonra bugünkü adını almış. Gürcistan'ın merkezî yönetimine tâbi olan Acara Özerk Cumhuriyeti, Türkiye ile de tarihî, dinî ve kültürel bağlamda pek çok konuda yakınlığa sahip. 1921 Kars Antlaşması metnine göre Türkiye, bölgeyi dinî toplulukların bütün haklarını garanti altına alan geniş bir yönetimsel özerkliğe sahip olması ve Batum limanından vergisiz şekilde serbest ticaret yapabilmesi koşuluyla Gürcistan'a bırakmış.

ESKİ İLE YENİ İÇ İÇE

Modern şehir merkezi; yükselen binaları, otelleri, iş merkezleri ile yeniliğe aynı zamanda değişime ayak uydursa da hemen iç taraflardaki Batum sokakları tam aksine kültürünü ve geleneksel yapısını koruyor. Küresel dünya ortamında kim için hangisi daha "güzel" tartışılır ama ben sokaklarında daha mutlu oldum Batum'un. Sokaklarındaki genellikle çok katlı olmayan, renkli ve kimi müstakil yapıları görülmeye değerdi. Sovyet etkisinin de bolca hissedildiği bu ev ve yapılar turistlerin de objektiflerini çevirdiği önemli noktalardandı. Ayrıca Batum Botanik Bahçesi'ni anmadan olmaz. Binlerce bitki türünün bulunduğu ve ziyaretçiler için çeşitli eğlence araçlarının yer aldığı bu bahçede kendinizi dünyadan başka bir yerde hissetmeniz çok normal.

BULUŞMA VE SOSYALLEŞME NOKTALARI PARKLAR

Tüm bunlarla beraber oldukça yeşil bir şehir Batum. Yürüdüğünüz yolu sonu mutlaka bir bahçeye ya da bir parka çıkıyor. Büyüklü küçüklü şehrin birçok noktasında bulunan bu park ve bahçeler Gürcü vatandaşların yanı sıra turistlerin de uğrak noktası ve sosyalleşme alanları. Aynı zamanda buluşma noktaları da olan bu yerler birçok festival ve müzik dinletisine de ev sahipliği yapıyor. Biz de denk geldiğimiz festivalde hem Gürcüleri hem de turistleri bir arada görme fırsatı yakaladık. Kendine has Gürcü sokak lezzetlerini deneyimledik.

İLK GÜNKÜ GİBİ ACARA

Batum'dan ayrılıp rotamızı Acara'nın iç kesimlerine doğru çevirdiğimizde ise uçsuz bucaksız yeşillikler, ormanlar, göller ve şelaleleri ile el değmemiş bir doğal güzellik karşılıyor bizi. Lafın gelişi söylemiyoruz 'el değmemiş' ifadesini. UNESCO'nun da koruduğu bu ormanlar gerçekten Acara'nın Gürcistan'a ve bence tüm bölgeye mirası niteliğinde, mutlaka korunmaya devam etmesi gerekiyor.