Birlik olmanın kıymetini yaşarken öğrenmeliyiz

Deve, Aslan, Çocuk olarak “Posthumous” sergisini üç bölüme ayıran ve birliktelik kavramına vurgu yapan Mehmet Sinan Kuran, bazı şeylerin kıymetini yaşarken anlamamız gerektiğini söylüyor...

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Yeni normalin başlamasıyla birlikte kültür sanat hayatı da canlandı. Belli kurallar çerçevesinde konser, tiyatro, sergi ve diğer faaliyetlere izin verildi. Karantina döneminde görüldü ki kültür sanat hayatın olmazsa olmazlarından. Kovid-19 salgını nedeniyle bir süredir ziyarete kapalı olan AnnaLaudel de yeni bir sergi ile geçtiğimiz günlerde yeniden açıldı. Çağdaş minyatür sanatçısı Mehmet Sinan Kuran’ın Posthumous adını verdiği kişisel sergisi meraklılarını bekliyor.

YAŞADIĞIMIZ DÜNYAYA SAYGILI OLMALIYIZ

Sanatçının farklı davranmamız ve düşünmemiz gerektiği fikrinden yola çıkarak tasarladığı “Posthumous” sergisi, “birliktelik” kavramı etrafında şekilleniyor. Bir yandan dünya solarken, kaynaklar yavaş yavaş tükenirken, birlikte ve bir olmanın öneminin altını çizen Kuran, aklın olanaklarını, objeler ve kişiler arasında bağlantılarını ve imgenin sınırlarını derinleştiriyor. “Posthumous, öldükten sonra gerçekleşen demek. Bir sanatçının değerinin o öldükten sonra anlaşılması ne üzücü değil mi? Fikret Mualla mesela. Yokluk içinde yaşadıktan sonra yaşarken satamadığı eserlerin astronomik fiyatlara satılması... Galerinin en üst katında mezarım var. Orda görsün ziyaretçiler öldükten sonra olanı.” diyerek insanların kıymetini yaşarken anlamamız gerektiğine vurgu yapan Kuran, sergi ile ilgili vermek istediği mesajı şöyle açıklıyor: “Artık herkesin birlik olma zamanı. Birlikte üretmeli, birlikte tüketmeli ve bu bilinci geç kalmadan benimsemeliyiz. Emin olalım ki dünya biz olmadan daha keyifli bir yer olur. Sürekli çevresine zarar veren parazitler gibiyiz. Doğaya verdiğimiz tahribat inanılmaz boyutlarda. Kendimize gereğinden fazla anlam yüklemekten vazgeçmeliyiz. Haddimizi bilip, birbirimize ve yaşadığımız dünyaya saygılı olmalıyız.”

EVRELERDEN GEÇEREK POSTHUMOUS’A ULAŞMAK

Sanatçının yeni ve yakın dönem işlerinin yer aldığı sergi insanları hayattayken aşina olmadığımız renkleri görmeye, duyamadığımız sesleri duymaya ve duyularımızı fark etmeye davet ediyor. Resim, heykel, enstalasyon, tekstil, neon, ahşap ve seramik gibi farklı disiplinlerden işlerin ve aynı zamanda ziyaretçilerin katılımı ile birlikte renklendirilecek, dönüştürülecek bir duvar resminin yer aldığı Posthumous sergisi, sanatseverleri içsel bir yolculuğa çıkarıyor. 250’ye yakın eserin sergilendiğini belirten Kuran, “İki senelik bir süreçte üretildi eserler. Çok zengin bir sergi, her türden eser var. Yaşamın evrelerini gösteriyoruz katlarda. Sergi üç bölümden oluşuyor; Deve, Aslan ve Çocuk... Deve gençliği; Aslan orta yaşı; Çocuk ise yaşlılığı temsil ediyor. Eserler bu bölümlere uygun olarak yerleştirildi. Nietzsche’nin yaşamın evreleri teorisinden ilham alarak düzenledik sergiyi. Anna Laudel bu sergiyi yapmak için en mükemmel galeri idi.”şeklinde konuşuyor. 

ÇOCUKLUK DÖNEMİNDEYİM

Sanat kariyerine 45 yaşından sonra günlüklerine çizimler yaparak başlayan sanatçı bugün Deve, Aslan ve Çocuk evrelerinden Çocuk döneminde olduğunu belirtiyor. “Nefis bir dönem. Yaşamım boyunca biriktirdiğim anılarım, edindiğim bilgiler ve tecrübelerle çocukluğuma döndüm. Süper güç gibi” şeklinde konuşan Kuran son yıllarda gençlerle birlikte ticari kaygı gütmeden çalışmalar yapıyor, onlarla birlikte üretiyor, çoğaltıyor ve kolektif bilinci yaymanın yollarını arıyor. 

Sergiyi, 29 Ağustos’a kadar ziyaret edilebilirsiniz. KOVID-19 salgını nedeniyle uygulanan sağlık önlemleri kapsamında AnnaLaudel ziyaretçilerini randevu ile kabul edecek. Bu yüzden galeriye gitmeden önce randevu almayı unutmayın.