Birleşen Yollar sansürden nasıl kurtuldu?

''Huzur Sokağı'' romanıyla tanınan aktivist, yazar ve gazeteci Şule Yüksel Şenler, vefatının 5. yılında Şule Yüksel Şenler Vakfı'nda gerçekleştirilen programla anıldı. Şenler'in romanından sinemaya uyarlanan Birleşen Yollar filminin yapımcısı Ali Osman Emirosmanoğlu filmin nasıl sansüre uğradığını anlattı.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Huzur Sokağı romanı ile nesillerin gönlünü fetheden Yazar ve aktivist Şule Yüksel Şenler, vefatının 5. yılında mezarı başında ve adına kurulan vakıfta düzenlenen bir program ile yâd edildi. Mihrişah Sultan İmareti ve Haziresi'nde bulunan Şenler'in mezarı başında Kur'an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirildi. Şule Yüksel Şenler Vakfı hizmet binasında gerçekleşen programın açılışında konuşan Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Leyla Şahin Usta, Şenler'in Türkiye'nin en karanlık dönemlerinde korkusuzca, cesareti ve zarafetiyle çıkıp İslam ve gelecek nesiller için ömrünü davasına adadığını, mücadeleci bir kadın olduğunu kaydetti.

Vakıf olarak Şule Yüksel Şenler'in hayatını filmleştirmek istediklerini belirten Dr. Usta, "Onun hayatını anlatırken Şule Abla'nın ruhuna dokunmayacak, ona zarar vermeyecek, mirasına sahip çıkacak bir iş ortaya çıkarmamız gerekiyor. Yeni bir vakıf olduğumuz için bu konuda çalışıyoruz. İyi bir yapımcı ve bütçe bulunursa arzumuz, hayalimiz hayatını, mücadelesini film haline getirmek." şeklinde konuştu.

SÖZLEŞMEDE İSLAMÎ RUHA UYGUNLUK KURALI

Huzur Sokağı'nı Birleşen Yollar adıyla sinemaya uyarlayan Yapımcı, yönetmen ve senarist Ali Osman Emirosmanoğlu, programda filmin çekim hikâyesini anlattı.

İki ablası vesilesiyle çocukluk döneminde Şenler ile tanıştığından söz eden Emirosmanoğlu, Yücel Çakmaklı ile Kabe Yolları belgeselini çektikten sonra bizim değerlerimize uygun ve güncel bir hikâyeye sahip sinema filmi yapmak istediklerini, o arayışta iken Huzur Sokağı ile karşılaştıklarını kaydetti. Şule hanımla görüşüp film için harekete geçtiklerini, eseri Bülent Oran'ın senaryolaştırdığını hatırlatan Emirosmanoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Senaryoda romanın sonunu biraz kendimize göre yazmıştık. Şule hanıma senaryoyu takdim edince hoşuna gitti 'Ben de buna benzer bir son düşünüyordum' dedi. Türkan Şoray ve İzzet Günay'la anlaşıp filme başlayacağımızı duyunca sevindi." Film için yaptıkları sözleşmede "Romandaki İslami ruhtan uzak kalınmayacak, İslam'ın ana kaidelerinden taviz verilmeyecek ve film sansür heyetinin kontrolünden en uygun çıkarılabilecek şekilde hazırlanmasına son derece önem verilecektir." maddesinin bulunduğunu hatırlatan Emirosmanoğlu, çekim sürecinde Şenler'in devamlı sete geldiğini ve Türkan Şoray ve onun kızı rolündeki Funda Postacı'nın başını bağladığını, filmdeki tesettürlü karakterleri oynayan tüm kadın oyuncuların kıyafetleri ile ilgilendiğini söyledi.

SANSÜR KURULU KABE'DEN RAHATSIZ OLDU

Birleşen Yollar'ın 1970'li yıllarda, siyaseten sıkıntılı dönemlerde çekildiğini hatırlatan Emirosmanoğlu, Türkan Şoray'ın bu anlamda büyük fedakârlık göstererek bu filmde rol aldığının altını çizdi. Filmin tamamlandıktan sonra Ankara'ya sansür kuruluna gönderildiğini, Milli Güvenlik Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı gibi kurumların temsilcilerinden oluşan beş kişilik bir heyetin üçe iki oyla filmi yasakladığını hatırlatan Emirosmanoğlu, filmin sansürden geçiş hikâyesini ise şöyle anlattı: "Türkan Şoray filmine sansür beklemiyorduk. Çok şaşırdık. Ankara'ya gidip çeşitli temaslar yaptık. Milli Eğitim temsilcisi olan hanım 'Filmde şu şu sahneleri çıkarırsanız ben size filmi geçirtirim tekrar müracaat edin' dedi. Aşırı solcu filmlere de öyle yapıyorlarmış. En çok itiraz ettikleri rüya sahnesi vardı. Feyza rüyasında Kabe'yi görüyor, uyanınca annesine söylüyor. Bu durumdan çok etkilenip Bilal'in verdiği kitapları okuyor ve değişimi başlıyor. Kabe sahnesi heyette çok tepki aldı dedi. Bir, iki şey daha söyledi onları çıkardık. Bu kez komisyonda üçe iki itiraz edildi ve gösterim iznimiz çıktı. Ankara'daki sinemacılar burada tepki göstermezse film tutar dediler. Galaya Süleyman Demirel de gelmişti. Solcular gençler de vardı. Herhalde bu filme büyük tepki gösterecekler dikkatli olun diye uyardılar bizi. İzzet Günay'ın Türkan Şoray'a 'Sizin hayatınız dışında inananların da bir dünyası var, şöyle şöyle' diye anlattığı bir sahne var ve sonunda doğum günü kutlamasını eleştiriyor. O sahnede solcu gençler coşkuyla alkışladılar. Ondan sonra salon sahibi Yücel'in yanına geldi 'Bu filmden tereddüt etmeyin solcular alkışladıysa film iş yapacak dedi."