Birkaç kuşak sonra kurban ibadeti kalacak mı?

Prof. Dr. Vejdi Bilgin: ''Bugün, kurbanı kurban olarak yaşamaktan gittikçe uzaklaşıyoruz. Artık kurban pazarına gitmek, bir kaç gün kurbana bakmak, kesmek/kesilirken başında bulunmak, şükür namazı kılmak, pay dağıtmak gibi ritüeller azaldı. Kurban artık internetten seçtiğimiz bir STK ya da dernek aracılığıyla bağış yapılan bir ibadete dönüştü. Böyle olunca da Kurban Bayramı çocuklar için normal bir zamana dönüyor. İnsan, 'Birkaç kuşak sonra gerçekten ilmihallerde geçtiği, babalarımızın dedelerimizin yaşadığı gibi bir kurban kalacak mı?' sorusunu sormadan edemiyor.''

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Yarın Kurban Bayramı... Bir bayrama daha erişmenin mutluluğu içerisindeyiz. Her ne kadar o eski bayramlara duyulan özlem artsa da geleneklerine bağlı kalanlar aileleri ile bir araya gelecek ve evler şenlenecek. Tabii bu bayramı farklı kılan, ibadet boyutunu ortaya koyan belli ritüelleri var. Kurban kesecek olanlar bu ibadetini yerine getirmek için önceden hazırlıklarına başladı bile. Ama çocukluğuma dönüp baktığımda ya da büyüklerimden dinlediğim kadarıyla özellikle de büyükşehirlerde Kurban Bayramı'nın gerektiği gibi yaşanmadığını görüyorum. Prof. Dr. Vejdi Bilgin'in "Üç kuşak sonra 'kurban' ibadeti kalacak mı?" başlıklı paylaşımını görünce bu düşüncemde yalnız olmadığımı fark ettim. Çünkü artık kurban pazarına gitmek, pazarlık yapmak, bir kaç gün kurbana bakmak, kesmek/kesilirken başında bulunmak, şükür namazı kılmak, pay dağıtmak gibi ritüeller azaldı. Bunun yerine en kolay şekilde vekâleten kurban ile ibadetini yerine getiriyor Müslümanlar. Bilgin hocamızın ifadesi ile "Kurban artık klavye tuşlarına indirgenen bir ibadet" haline geldi. Artık bu ibadet STK ve çeşitli dernekler aracılığıyla gerçekleşiyor. Birkaç siteye baktıktan sonra güvendiğin, inandığın bir yere daha uygun fiyatlarla bağış yapıyorsun, onlar da bayram günü kurbanınızın kesildiğine dair mesaj gönderiyor. Peki bu 'modern' ve 'pratik' yöntem ibadetin ruhuna ne kadar uygun?

Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Din Sosyolojisi bölümü hocalarından Prof. Dr. Vejdi Bilgin'e kurban ibadetinin değişimi ve dönüşümüne dair sorularımı yönelttim.

BİR İBADET, GÖSTERE GÖSTERE ŞEKİL DEĞİŞTİRİYOR

Bu konu özelinde 2022 yılında bir bildiri hazırlayan Bilgin, bugünkü kurban ibadetindeki dönüşümü ve nedenleri üzerine istatiksel veriler de ortaya koyan bir araştırma yayınlamış. Göstere göstere bir ibadet şeklinin değiştiğinden bahseden Bilgin, "Literatürü incelerken bir taraftan kendi konfor alanımı ve düşüncemi, diğer taraftan bugüne kadar olan gözlemlerimi gözden geçirdim. Toplumun kurban ibadeti ile ilgili tutum ve davranışlarına baktığımızda bazı bireyler kurban kesmek yerine yardım etmenin daha doğru olduğunu söylerken bazıları da hayvan kesmeye kökünden karşı çıkıyor. Bu tutumun artmasında hayvan hakları savunucularının faaliyetleri ve kurban günlerinde ortaya çıkan manzaraların etkisi bulunuyor. Ayrıca hastalara veya yetimlere yardım eden çeşitli STK'ların faaliyetleri de insanların düşüncelerini etkiledi. Zira bunlar bir dönem kurban bedeline talipti, ancak kurban kesmiyorlardı. Gelen tepkiler üzerine şimdi kurban kestiklerini söylüyorlar. Yine de toplumun çoğunluğu kurban kesmenin bir ibadet olduğunu düşünüyor, ancak farkında olmadan vekâleten kurban uygulamasıyla diğerleriyle aynı noktaya geliyor.

Kurbanın temel amacı Allah'a yaklaşmak, yani ibadettir. Ancak kurbanın toplumsal anlamda örtük işlevleri açık işlevinin üstündedir. Bayramı bayram olarak hissetmek; akraba ve komşuları ziyaret etmek; komşuya pay dağıtıp kurban etine ortak etmek, yoksula pay dağıtıp fakir sofrasına destek olmak; toplumsal tabakaların birbirini görmesi, birbirinin farkında olması... Bunları saydıkça sayabiliriz. Ama bugün göstere göstere bir ibadet şekil değiştiriliyor, farklı bir yapıya bürünüyor. Göstere göstere diyorum, zira STK başkanları da bunun farkında. Mesela çeşitli basın açıklamalarında gördüğümüz üzere İHH Başkanı Bülent Yıldırım 'Biz ikinci kurbanınıza talibiz. Birinci kurbanınızı evinizde kesin.' demiş. 2022'deki sempozyuma katılan Türkiye Diyanet Vakfı ikinci başkanı da aynı şeyleri söyledi. Yani büyük STK'ların başındakiler nasıl bir riskle karşı karşıya olduklarının farkındalar. Ancak bu farkındalık bir riski bertaraf ediyor mu? Kanaatimce hayır." şeklinde konuşuyor.

STERİL BİR DİNDARLIK İSTENİYOR

Kurban ibadetindeki bu dönüşümün sebeplerini sıralayan ve vekâleten kurbanın yanlış anlaşıldığı hakkında görüşlerini paylaşan Prof. Bilgin, "Esas olan kişinin kurbanını kendisinin kesmesidir. Ancak herkes usulüne uygun kurban kesemez. Bu durumda hayvana eziyet etmenin önüne geçmek lâzım. Bazı insanlar da yapıları gereği kan görmeye dayanamayabilir, bir hayvanın boğazına bıçağı süremeyebilir. Bunlar gayet olağan durumlar olduğu için fıkıh ilminde vekâleten kurbandan söz edilmiş. Kişi kurbanlığını alır, bahçesine getirir ancak hayvanı kesmesi için ehil birisine vekâlet verir. Şüphesiz kişi uzak bir yerdeki bir kişiye kurban parası verip kurban işini havale de edebilir. Bu durumda vekâlet alan kişi kurbanı ya kendisi keser ya da o da kesmesi için bir başkasına verir. Eskiden bu ikinci durum pek az yaşanırdı, ancak şimdi vekâleten kurban denildiğinde, çeşitli STK'ların yaptıkları kurban organizasyonları anlaşılıyor." diyor ve ekliyor: "Peki, niye böyle oldu? Artık kurbanın zahmetine girmek istemiyoruz. Kurban pazarına gideceksiniz, hayvan için pazarlık yapacaksınız, eğer bahçeniz varsa en azından bir gün öncesinden getirecek, hayvanın bakımı ve yemeğiyle uğraşacaksınız, kurban sabahı kendiniz kesmeseniz bile vekâlet verdiğiniz birine hayvanı kestireceksiniz, etlerini parçalayıp pay dağıtacaksınız, işkembesini gömeceksiniz, derisini bir hayır kurumuna vereceksiniz. Epey bir işten söz ediyoruz. Şu anda şehirlerde hayvanlar kamu ya da özel sektöre ait mezbahalarda kesiliyor. Orada bile yapılması gereken bazı sorumluluklar var. Oysa günümüz insanı steril bir dindarlık istiyor. Nasıl kandil geceleri evinde oturup televizyonlardaki naklen mevlitleri evinin rahat koltuğunda dinleyen, arada çayını yudumlayan, caminin ve cemaatin kalabalıklığından uzak olmak isteyen insanlar çıktıysa aynı şekilde kurban kesmek isteyen ama hayvanla ve etiyle hiçbir şekilde karşılaşmak istemeyen insanlar da söz konusu. Birkaç web sitesinde gezinti yapıyor, bütçenize en uygun kurbanı kesen STK'yı belirliyorsunuz, sonra kredi kartınızda kurban ya da hissenizi alıyorsunuz ve yukarıda saydığım bütün işlerden kurtuluyorsunuz."

GERÇEKTE KURBANIN HANGİ HİKMETİ YERİNE GELİYOR?

Bunlardan dolayı da bugün yapılanın vekâleten kurban değil infak olduğunu belirtiyor Prof. Bilgin. Yani burada bir kurban ibadetinden söz etmek çok mümkün gözükmüyor. Konuya şöyle açıklık getiriyor Prof. Bilgin; "Bugün yapılan 'vekâleten kurban' değil 'infak'tır derken biraz keskin bir söylem olduğunun farkındayım. Ancak fıkhî konuların bir kazaî bir de diyanî yönü vardır. Konu şeklen İslam fıkhına uygun olabilir ancak gerçekte dine uygun mudur? Burada şeklen bir vekâlet var. Ben bir STK'ya vekâlet veriyorum, o falan şehir ya da ülkedeki yetkilisine vekâlet veriyor, o da hayvanı kesen kişiye vekâlet veriyor. Ancak gerçekte kurbanın hangi hikmeti yerine gelmiş oluyor? Ben kurban bedeli miktarı bir parayı ilgili şehre ya da ülkeye yardım olarak göndersem muhtaç kişi yine faydalanmayacak mı? Belki etin dışında başka ihtiyaçları var, onları da karşılayacak. Evet, o uzak ülkedeki yoksulun dünyanın diğer ucundaki Müslüman kardeşinin kurban vesilesiyle kendisini hatırladığını görmesi de dinî açıdan önemli. Ancak aynı duygu erzak, giysi ve diğer yardımlarla yapılabilir. Bunun kurban olması zorunlu mudur? Ya da kurbanın buna feda edilmesi gerekli midir? STK'lar insanların kurban kesmek zorunluluklarının farkında, kurbanla uğraşmak istemediklerinin de farkında. Ben kurbanın pek çok işlevini ortadan kaldırdığı için bu organizasyonlara 'infak' diyorum. Elbette sevaptır ve niyetlere göre Allah katında mükâfatı olacaktır ancak bunun sâir zamanlarda yaptığımız parasal yardımlardan nasıl bir farkı söz konusudur?"

BAYRAMLAR DİNÎ DUYGULARIN YEŞERDİĞİ ANLARDIR

Gelinen noktada çocuklar yani yeni nesil Kurban Bayramı'nı tam olarak idrak edemiyor. Çünkü ailede göremiyor. Bu noktada, 'Kurban bilincinden uzak bir kuşak mı yetişiyor?' sorusunu yöneltiyoruz Bilgin hocaya: "Evet, kurbanı kurban olarak yaşamaktan gittikçe uzaklaşıyoruz. Bayramlar dinî duyguların yeşerdiği en önemli anlardır. Eskiden çocuklar bayramın bayram olduğunu yeni alınan elbiselerden, sokaklarda topladıkları şekerlerden anlarlardı. Şimdi büyük şehirlerde şeker toplayan kalmadı, yeni elbise derseniz her zaman alınıyor. Kurban Bayramı'nda en azından bir kurban ibadeti var, onu da evden çıkardığınızda çocuk bilincinde bayramı diğer günlerden ayıran bir özellik kalmıyor. Çocuğun kurbanlık hayvan ile karşılaşmasından, onunla birkaç gün geçirmesinden, sevip okşamasından, sonra da çok sevdiği bir şeyi, ama meşru ve sağduyuya uygun olan bir şeyi Allah yolunda kurban edebilmesinden bahsetmek ise hiç mümkün değil. İnsan, 'Birkaç kuşak sonra gerçekten ilmihallerde geçtiği, babalarımızın dedelerimizin yaşadığı gibi bir kurban kalacak mı?' artık sorusunu sormadan edemiyor."

VEKÂLETEN KURBAN TATİLİN ÖNÜNÜ AÇTI

Bayramların tatile dönüşmesi konusuna da değinen Prof. Bilgin, "Bayram, bugün kabul etmek gerekir ki tatil demek. Hele de iş günlerini bayramla birleştirdiğinizde tam tatil oluyor. Komşuyla bayram namazı kılmıyorsunuz, kapı önünde veya evde bayramlaşmıyorsunuz, akraba ziyareti yok, sadece en yakınlara telefonda bayram tebriği var. Bazı evler bayrama bile hazırlanmıyor artık; temizlik yapılacak, şeker kolonya alınacak, baklavalar açılacak, sarmalar sarılacak, çocuklar için bahşişler hazırlanacak gibi durumlar azaldı. Bütün bunların yerine tatil hazırlığı yapılıyor; rezervasyonlar yapılıyor, biletler alınıyor ya da arabanın bakımı yaptırılıyor, bayram kıyafeti yerine tatil kıyafetleri alınıyor, valizler hazırlanıyor. Tabii kurban kesmek tatile engeldi, vekâleten verilen kurbanlarla birlikte bu 'engel' de ortadan kalktı. Hatta vekâleten kurbanlar yarı fiyatına olduğu için tatil düşünenin cebine harcayacağı fazladan para bile kalıyor. Şimdi diyeceksiniz ki tatili düşünenler zaten pek kurban kesmeyen kesimdi. Ancak artık dindarlar arasında bile tatil planlarının arttığını görüyoruz. Bir değişimin içinde olduğumuz gerçek." diyor.