Bir grafiti gördüm, hayatım değişti

ALİ MERT ALAN
alimertalan@gmail.com

İstanbul sokaklarında birbirinden güzel grafitilere sık sık rastlıyoruz. Ve sıkça karşılaştığımız bu grafitilerin pek çoğunda ‘Boyalı Eller’ imzası dikkat çekiyor. Biz de bu imzanın peşine düşüyoruz ve ekibin mimarı Ulaş Çelik’in kapısını çalıyoruz. İşte anlattıkları…

Ulaş, Güngören’de büyümüş ve kendi tabiriyle problemli bir çocukluk geçirmiş. “Okulun en başarılı öğrencisi, evin en uslu çocuğu hiçbir zaman olmadım ama serseri de değildim” diyor, o yılları anlatırken… Hip hop kültürüyle tanışmış,  Cartel’in estirdiği rüzgârla rap müzikle ilgilenmeye başlamış sonra da “Grafiti diye bir şey olduğunu gördüm ve beni içine çekti” dediği sokak sanatıyla tanışması hayatının seyri değişmiş. Aynı dönem grafiti yaparak “Bende buradayım” mesajı verdiğini söylüyor. Büyüdüğü semtte insanlar ilk başta onun her gördüğü duvarı boyamasına çok da sempatiyle yaklaşmamışlar. “Bizi çok kovalıyorlardı ama gençtim ve adrenalini seviyordum.” Öyle ki bu adrenalin sevdası Güngören sokaklarında bir problem haline geliyor ve Güngören Belediyesi, Ulaş ve arkadaşlarıyla bir araya geliyor. “Size duvar ve boya verelim” diyorlar. Ulaş ve arkadaşlarının kabul ettikleri bu teklifle grafiti maceraları bambaşka bir boyuta taşınıyor. Adlarından sıkça söz ettirmeye ve medyada sıkça yer almaya başlıyorlar. Bu sayede de birçok proje teklifi almaya başlıyorlar. Tabii Ulaş o dönem ekibini büyütüyor. Çevresindeki yetenekli isimlerle bir araya gelip Boyalı Eller hareketini başlatıyor.

BAMBAŞKA BİR İNSAN OLDUM

Ekibin kalabalıklaşması daha da üretken olmalarını sağlıyor. 2009 yılında bir sergi açıyorlar. Hatta sergi New York Times’ta haber oluyor. Bu haber onları daha çok yüreklendiriyor ve vites arttırmalarına sebep oluyor. Dile kolay 10 yılda yaklaşık 300 projeye imza atıyorlar. Kuzey Deniz Saha Komutanlığı’ndan Beşiktaş Deniz Müzesi’ne, Okmeydanı Çocuk Acil Birimi’ne kadar onlarca farklı yerde grafiti yapıyorlar. “Sokak önemli bir iletişim aracı ve pek çok yerde bizim eserimiz var. İnsanlar yaptığımız işleri sokakta görüp bizimle iletişime geçiyorlar.” En son boyadıkları duvar ise bir hastane duvarı... Okmeydanı Çocuk Acil Birimi’nden yetkililerin Boyalı Eller ekibiyle irtibata geçmesiyle Ulaş ve arkadaşları on gün süren bir çalışmayla çocukların hastaneye gittiklerinde korkmayacakları, kendilerini mutlu hissedecekleri bir yer haline getiriyorlar. Ulaş için yaptıkları en özel işlerden biri ise Çocuk Esirgeme Kurumu’nun yurtlarını boyamak… “Çocuk Esirgeme Kurumu’nun yurtlarını boyadık. 3 yıl sonra tekrar gittik ve uzun zamandır orada kalan bir kardeşimiz ‘Hoş geldin Ulaş Abi’ deyip bana kendi yaptığı bir resmi hediye etmişti, çok etkilenmiştim. Yaptığımız işlerde görsellik önemli ama biz zihinlere dokunmak ve gençleri bu işe heveslendirmek istiyoruz. Yıllar önce bir grafiti gördüm ve benim hayatım değişti. Güngören’de kötü bir ortamdaydım ama gördüğüm grafiti hayatımın seyrine etki etti, bambaşka bir insan oldum. Bu nedenle yaptığımız çalışmalarla çocukları olumlu yönde etkilemek benim için bir görev...”