Beyninizdeki annelik devreleri nasıl çalışır?

Anne olmak kadınların beyin nörokimyasında ve yapısında bazı değişikliklere yol açar. Üstelik bu durum sadece biyolojik olarak anne olanlarla sınırlı değil. Evlat edinenlerin ya da bir çocuğun bakımında annesinden daha fazla rol alanların beyninde de değişimler görülüyor. Peki annelik beyin yapısında nasıl değişikliklere yol açıyor?

DR. SEVDA SARIKAYA / sevda.sarikaya@stargazete.com

Anne olmanın hayatımızı değiştirdiğini her zaman söyleriz. Aslında bu değişimin temelinde yatan, anne olmanın beyin nörokimyasında ve yapısında, dolayısıyla düşünce sisteminde meydana getirdiği değişikliklerdir. Hatta daha da ilginç olanı bu değişiklikler, biyolojik olarak anne olmayıp evlat edinenlerin ya da bir çocuğun bakımında annesinden daha fazla rol alanların beyninde de görülür. Bu biyolojik değişim, anneliğin sadece doğurmakla olmadığını gösteren çok güzel bir kanıt. Beyin 'annelik devreleri' oluşturuyor. Bir defa anne olduktan sonra süreç sonunda gelişen beyninizdeki değişiklikleri tersine çevirebilmeniz mümkün değil.

Gebelikte hormon değişimi ile tetiklenen, bebeğin doğumu ile hızlanan, fiziksel kontakla devamı sağlanan bu değişimin nedeni; dünyaya yeni gelen canlının bakımının ve güvenliğinin sağlanabilmesi. Bebeğin anne karnına yerleştiği andan itibaren salınan hormonlar değişimi başlatıyor. Gebeliğin ilk aylarında gelişen uykululuk hali anneyi dinlenmeye zorlayan, bebeğin daha iyi gelişmesi için gerekli bir durum. Beyindeki yeme ve su içme ile ilgili merkezler de daha aktif hale geliyor ve iştah açılıyor. Aynı zamanda kokulara karşı çok hassas hale gelip çok seçici olmanın evrimsel açıklaması; bebeğe zarar verebilecek yiyeceklerden uzak kalabilmek. Yani beyinde koku ile ilgili alanlarda da değişiklikler oluyor. Gebelikte progesteron hormonu normal seviyesinin 10 ile 100 katına kadar çıkabiliyor. Progesteronun beyin üzerindeki etkisi sedasyon yani sakinlik hali şeklinde. Yükselen progesteron ve bir miktarda östrojen, anneyi stres hormonlarının zarar verici etkisinden koruyor. Çünkü bebek ve plasenta stres hormonu olan kortizolü bol miktarda üretiyor. Hatta gebeliğin son günlerinde stres hormonu maksimum seviyeye ulaşıyor. Bu da annede unutkanlık ve dikkat dağınıklıklarına sebep olabiliyor.

HAMİLELİKTE EMPATİ YETENEĞİ GELİŞİYOR

Şimdi gelelim beyinde meydana gelen yapısal değişikliklere. Annelikle birlikte beyinde yeni devreler oluşturuluyor. Yani bir yapım-yıkım olayı var. Bu nedenle gebelikte beyin boyutunda bir miktar küçülme oluyor. Doğumdan bir-iki hafta sonra boyut olarak tamamen normale dönüyor. Bu geçici boyut değişikliği içerideki restorasyonu gösteriyor. Bilim adamları bu değişimin anne beyninin kazandığı ekstra fonksiyonlar için önemli olduğunu belirtiyorlar. Yeni gelişen nöronal ağlar anne beyninin normalden daha fazla empati yapabilmesini sağlıyor. Bebeğin sağlıklı gelişimi için annenin empati yeteneği çok önemli. Anne beyninde gerçekleşen bu değişim ömür boyu sürüyor. O yüzden bazı işlerde anne olanlar çok daha başarılılar. Bu değişimler aynı zamanda korumacı davranışı, tehlikelere göğüs gerebilme gücünün artmasını da sağlıyor. Anne olmak demek saatlerce uykusuz kalmak demek. Bu değişimler annenin insanüstü bu durumla başa çıkabilmesini, bebeğin bakımını ihmal etmemesini sağlıyor. Doğumla birlikte progesteron düşüşü gerçekleşirken oksitosin hormonu yükseliyor. Oksitosin anne-çocuk arasındaki özel bağı sağlayan çok önemli bir hormon. Emzirme oksitosin ve dopamin salınımını artırarak annede özel bir mutluluk haline sebep oluyor. Bu nedenle anneler emzirme vaktini dört gözle beklerler. Çalışmak zorunda kalan annelerde mutsuz olmanın sebeplerinden birisi de bu duygudan mahrum kalmalarıdır. İlginç bir şekilde babaların beyninde de bazı değişiklikler oluyor. Gebeliği yaşamasa da ayna nöronlar vasıtasıyla anneyle yaptığı empatinin bunda rolü olma ihtimali büyük. Doğumun ilk haftası ile birlikte babalarda testesteron hormonu düşerken, prolaktin ve östrojen hormonlarında bir miktar yükselme oluyor.