Bebekler ölürken susanlar ve konuşanlar

Haftalardır dünyanın vicdanı 'Durdurun bu katliamı' diye haykırıyor. Batılı devletler soykırım yapan İsrail'e desteğini açıkça ifade ederken dünya halkları, ünlü sanatçılar, sporcular, fenomenler bebekleri parçalayacak kadar gözü dönen İsrail'e karşı sesini yükseltiyor. Ülkemizde ise sanat çevreleri ve sol entelijansiya sağır bir duvara dönüştü.

ZEYNEP SANCAR / zeynepsancar@gmail.com

İnsanlık tarihi çok fazla katliama, soykırıma tanıklık etti. İstilalar, haçlı seferleri, sömürge devletlerinin katliamları zaman değişme ve boyutları farklılaşsa da devam edegeldi. 25 yıl önce Bosna Savaşı sırasında yaşanan soykırımdan bu yana en ağır katliam ise Gazze'de yaşanıyor. Bir aydan uzun süredir İsrail her gün abluka altındaki şehirdeki tüm sivil hedefleri bombalıyor, savaş suçu sayılmasına rağmen fosfor bombası atıyor. Elbette bu ilk değil. 1948'den beri İsrail sistematik olarak Filistin toprağını işgal planı çerçevesinde Filistinlileri sürgüne zorluyor, işkenceye maruz bırakıyor, Mescid-i Aksa'yı çiğniyor ve katliamlar yapıyor. Ancak 7 Ekim'den bu yana ihtiyar dünyanın bugüne kadar görmediği boyutta bir soykırım gerçekleşiyor. İsrail'in 11 Eylül benzeri bir kurguyla başlattığı saldırılar artık halkın sığındığı hastaneler ve kamplar da vuruluyor. Göçe zorlanan Gazzeliler bu kez göç yolunda saldırıya uğruyor.

Batılı devletler soykırım yapan İsrail'e desteğini açıkça ifade ederken dünya halkları, ünlü sanatçılar, sporcular, fenomenler bebekleri parçalayacak kadar gözü dönen İsrail'e karşı sesini yükseltiyor. Londra'da, Paris'te, Amerika'nın pek çok şehrinde bugüne kadar görülmemiş büyüklükte kalabalıklar toplanıp İsrail'e tepki gösteriyor. İsrail'e silah taşıyan gemiler engelleniyor. İnsanlığın vicdanı dipdiri ayakta ancak ne yaparlarsa yapsınlar İsrail ve küresel işbirlikleri katliamı durdurmaya yönelik tek bir adım atmıyor. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, soykırımın durdurulması için büyük çaba harcasa da liderler ne halklarının ne de Erdoğan'ın çağrısına cevap vermiyor.

DÜNYADA SANAT VE KÜLTÜR ÇEVRELERİ GAZZE İÇİN AYAKTA

Ülkemizde çoğu kez politik nedenlerle ve 'muhalifçilik' oynamak için her kriz anında sosyal medya hesaplarından dünyayı yardıma çağıranlar Gazze konusunda en ufak bir vicdan ve insanlık emaresi göstermiyor. Gezi Parkı'nda üç tane ağaç kesiliyor diye ülkeyi yangın yerine çevirmeye çalışanlar binlerce çocuğun parçalanmış bedenine ait haberlerde an be an önümüze düşerken ıslık çalarak havalara bakıyor.

Saldırıların ilk günlerinde yasak savma kabilinden göstermelik paylaşımlarda bulunan ünlüler, bebek ölümlerini görmezden gelmeyi seçiyor. Sadece sanat dünyası değil bir iki kulüp ve vicdanlı sporcu dışında spor dünyası, sporcular, akademi çevreleri, kadın hakları savunucuları, çevreciler bu korkunç olaylar karşısında sağır bir duvara dönüştü. Sayıları az da olsa Gazze'de ölen bebekleri dert eden sanatçılar, edebiyatçılar, entelektüeller de var. Onlar vicdanlarının sesini dinleyerek hiç yoksa hissiyatlarını paylaşıyorlar. Sinan Albayrak, Deniz Uğur gibi birkaç isim ise bu konuyla ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmaya çalışıyor.

Edebiyat dünyası TÜYAP gibi uluslararası bir entelektüel buluşma zemininde etkin bir eylem yapmaktan kaçındı. Bireysel olarak tavrını koyan Ali Ural, TÜYAP Kitap Fuarı'ndaki imza gününde Siyonist işgalci İsrail'e yönelik sert bir konuşma yaptı. Ural, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın 1988'de İsrail'in Uluslararası Şiir Toplantısı davetini "... Filistinlilere karşı kimi çağdışı yaratıklarca sergilenmekte olan vahşeti protesto için toplantıya katılmayacağım." sözleriyle reddettiğini hatırlatarak 'Biz de Dağlarca'nın yolundan gideceğiz' dedi. 'Şair olmak haksızlığa karşı söz söylemeyi gerektirir' diyen Ural, "Gazze bebek mezarlığı oldu bunun intikamını önce şairler alacaktır." şeklinde konuştu.

ŞAİRLERDEN İNTİFADA ÇAĞRISI

Gazze konusunda harekete geçen bir başka grup da 31 Ekim 2023'te Filistin İçin Küresel İntifada Çağrısı yapan Türkiye'den Sesleniyoruz Şairler Girişimi oldu. Hilmi Yavuz, H. Hüsrev Hatemi, Süreyya Berfe, Cahit Koytak, Abdülkadir Budak, Mustafa Ruhi Şirin, Haydar Ergülen, Birhan Keskin, Hüseyin Akın, Ömer Erdem, Asuman Susam, Ali Ayçil, Şeref Bilsel, Nilay Özer'den oluşan şairlerin çağrısına 126 şair destek verdi. Türkiye'den Şairlerin Filistin İçin "Küresel İntifada" Çağrısı Almanca, Arapça, Azerbaycan Türkçesi, Bosnaca, Çince, Endenozyaca-Malayca, Farsça, Fransızca, Hintçe, İbranice, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Japonca, Kazakça, Korece, Latince, Rusça, Türkçe, Urduca, Uygurca, Yunanca dillerine çevrildi. Avrupa'da da Fransız kültür ortamı Filistin halkını desteklediğini açıkladı.

"Politikacılarımızın ve daha geniş anlamda uluslararası toplumun dayanılmaz sessizliğini, hatta suç ortaklığını kınıyoruz." diyen Fransa sahnesinden 4 binden fazla sanatçı, sanat emekçisi, Filistin halkıyla dayanışmalarını ifade etmek için seslerini birleştirdi. Ateşkes için kolektif seferberlik ve İsrail devletinin sömürgeci politikasına son verilmesi çağrısında bulundu. Finlandiya'da da sanatçılar ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu (STK), hükümetlerinin, Gazze'de ateşkes çağrısında bulunması için imza kampanyası başlattı.

GAZZE İÇİN NÖBETTELER

Gazze'de hiçbir savaş kuralı tanımaksızın en çok hedef alınanlar maalesef kadınlar ve çocuklar. İki gün öncesi itibariyle 4324'ü çocuk 2823'i kadın olmak üzere 10 bin 569 Filistinli şehit oldu. En az 26 bin 475 yaralı var. Su ve yemeğe ulaşım imkânı kalmayan şehirde insanî kriz had safhada.

Mavi Marmara Kadın Kolları'nın öncülüğünü yaptığı bir grup kadın öncülüğünde kurulan Filistinli Kadınlarla Dayanışma İnisiyatifi, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını protesto etmek için Sultanahmet Meydanı'nda 15 günlük sessiz oturma eylemi başlattı. 72 Sivil Toplum Kuruluşunun destek verdiği eylemin ilk ayağı 20 Ekim'de Eminönü Meydanı'nda üç günlük sessiz oturma eylemi ile başlamıştı. İnisiyatif, işgalci İsrail'in şiddetini her geçen gün artırması, kadın çocuk demeden katliama ve soykırıma devam etmesi üzerine nöbetine 1 Kasım itibari ile Sultanahmet Meydanı'nda devam etmeye başladı. Genç Öncüler Hareketi Kadın Kolları, Yedi Hilal Derneği, Yeryüzü Çocukları, ÖzgürDer, KADEM, Şule Yüksel Şenler Vakfı, Yetim Vakfı, ÖNDER, Kudüs Bilinci Derneği'nin de aralarında bulunduğu STK'ların üye ve temsilcileri ellerinde, "Gazze'de soykırım var", "Çocuklar katlediliyor" ve "Filistin'e destek için sen de 5 dakika otur" yazılı Türkçe, İngilizce, Arapça ve İbranice dövizler taşıyarak turistlere yaşanan katliamı anlatıyor. Eyleme en çok turistler ve Türkiye'de eğitim gören yabancı öğrenciler ilgi gösteriyor. Oturma eylemine destek veren yabancılar arasından iki kişi gençlerin anlatımlarından etkilenerek İslam'ı seçti. İnsan olduğum için burdayım diyen Anandam Hayundaka ise "İnsan olan herkes İsrail'i protesto etmeli. Bu artık Müslümanların, Türklerin ve Arapların bir davası olmanın ötesinde bir insanlık sorunu. Çocuğu olan, sevebilen, sevilen, kalbi olan bir insanın Filistinlileri desteklemesi gerekiyor. Burada olmam gerektiği için buradayım." sözleriyle desteğini ifade etti.

Sessiz eylemde görev alan gençlerden Hatice Beyza Öztürk İstanbul'da avukatlık yapıyor. Uluslararası hukuk üzerine çalışıyor. Turistleri eyleme davet etmek için alanda bulunduğunu söyleyen Öztürk, "İsrail Gazze'ye ne yapıyor, kaç çocuğu öldürdü bunları anlatıyoruz, McDonald's, Starbucks alanları uyarıyoruz, insanların dikkatini eyleme çekmeye çalışıyoruz. İnsanlar benim elimden ne gelir diye düşünüyor. Halbuki isteyen maddi destek verebilir, dil bilenler her köşe başında durup turistlere Gazze'yi anlatabilir, sosyal medyada farkındalık oluşturabilir. İsrail şu an protesto yapılmasını, insanların dikkatinin Gazze'de olmasını istemiyor. Burada sabahtan beri belki 50 ülkeden insanla tanıştık. Polonyalı bir hanımla sarılıp birbirimize ağladık. O ânı unutamam. Bunun dinle alakası yok insanlık meselesi." diyor.

BENİM ÜLKEM İSRAİL'DEN KORKUYOR

Eyleme destek veren İngiliz ressam Mark Kesteven, "İstanbul'da tatil yapıyorum ama acayip bir şey anladım. 1948 yılında benim memleketim İngiltere, İsrail'in devletini yarattı. Şimdi 75 sene sonra benim hükümetim İsrail'den korkuyor, bu inanılmaz. Avrupa ve Amerika'da en kuvvetli adamlar, en kuvvetli kadınlar İsrail'den korkuyorlar. Ama sokakta normal insanlar daha cesaretli. Çok şey yapabiliyoruz. Mesela dükkânlardan İsrail menşeli eşya satın almayınız. Hepimiz Filistinliyiz." diye konuşuyor.

Mavi Marmara Derneği Kadın Kolları Başkanı Hatice Karasakız ise "Savaş, devlet ve devlet arasında olur. Fakat burada adil olmayan korkunç bir soykırım var. Bir devlet, sivil bir halkı soykırıma uğratıyor. Biz Filistinlilerin, kadınların, çocukların, yaşlıların haykıran sesi olmak istiyoruz. İstanbul'daki sivil toplum dernekleri olarak bir araya geldik. Bu inisiyatifte her dernek 'Filistin'in haykıran sesi' olarak burada nöbet tutuyor." diyor.

Sosyal medyadan eylemi duyup destek vermeye gelen Endonezyalı Anandam Hayundaka ve Julia Wulandari Gazze'de yaşanan katliamdan duydukları üzüntüyü ifade ederken insanların bu konuda yapabilecekleri çok fazla şey olduğunu hatırlatıyorlar.

Eylem alanında konuştuğumuz Nana Firman ABD'de yaşayan bir Endonezyalı. Firman duygularını "Gazze'de yapılanlar insanlık dışı. Her 10 dakikada 1 çocuk öldürülüyor. Bu bütün neslin yok edilmesi demek. Ben ABD'de yaşıyorum devlet İsrail'i destekliyor. Orada çok stres oluyorum. O yüzden Türkiye'de olmayı seviyorum. İsrail'in Gazze'de kardeşlerimize ve çocuklara yaptığı kabul edilemez. Bütün dünya İsrail'e seslenmeli. Gelecek hafta Endonezya'ya gideceğim. Bizim ülkelerimiz Filistin halkına çok destekçi. Bu beni rahatlatıyor." diyerek özetliyor.